DönüşüM

5.4K 367 211
                                    

Kendime geldiğimde gün çoktan aymıştı. Yapış yapış vücuduma ve kirli yorgana midemi bulandırarak bakarken yanımdaki yastığı kucağıma çekip sıkıca sarılmıştım. Kalkıp bir duş almalı ve etrafı toparlamalıydım. Ama kendimi fazlasıyla yorgun hissediyordum. Dün gece Jongin gittikten sonra aralıksız ve rahat bir uyku çekmeme rağmen en son ne zaman yemek yediğimi hatırlamamam neden böyle hissettiğimin açıklamasıydı aslında.

Dün gecenin düşüncesiyle karnım hafifçe kasıldığında kucağımdaki yastığa daha sıkı sarılmıştım. Kafam fazlasıyla karışıktı ve hayatımda hiç utanmadığım kadar utanıyordum. Ne hissettiğimi ya da ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Bir şekilde iç güdülerime yenik düşmüş ve kendimi Jongin'in kollarına bırakıvermiştim. Her ne kadar bir alfa için onur kırıcı bir durum olsa da kendi kendime o acıdan kurtulmama imkan yoktu. Bu yüzden omuz silkip yattığım yerden doğrulduğumda kendimi bununla avuttum. Sonuçta ilk defa yaşadığım bir deneyimdi ve acemiliğimle kontrolü ona bırakmam gayet normaldi. Hem o an için herhangi bir rahatsızlık duymamış zevk almaya bakmıştım. Şimdi de böyle olmalıydı. Bu konu üzerine daha fazla düşünüp kendimi hırpalamak yerine bir sonraki krizimde ne yapacağımı düşünmeliydim.

Açık penceremden dışarıya kendimi fazla belli etmeden göz attığımda Jongin ve Chanyeol'un birkaç genci azarladığını görüp perdemi kapattım. Odanın içindeki banyoya ilerlerken istemsizce kızaran yanaklarıma ellerimi bastırmıştım. Jongin iyi görünüyordu. Dün gece yaşadıklarımız bundan sonrasını nasıl etkilerdi bilemiyordum ama kendimi suçlu saymaktan çok uzaktım. Sonuçta onu hiçbir şeye zorlamamıştım. Ayrıca ona dokunmamıştım bile. Ama yine de Jongin'i yeterince tanımıyordum ve bu konuyu konuşmak mı ister yoksa yaşanmamış gibi unutur mu bilemiyordum. Biliyorsunuz, yaşadığım utanç bana yettiğinden ben unutma taraftarıyım.

Kısa bir duş almak isterken kendimi yine terlerken bulduğumda gözlerimi kapatmış ve suyun altında öylece durmaya devam etmiştim. Kendimden nefret ediyordum ve Jongin'in kokusu her yerdeyken, üzerine bir de ellerini tenimde hissetmek ensemden aşağısını yakıyordu. Camdan dönüşerek atladığı an aklıma geldiğinde nedenini anlayamadığım bir şekilde dört bir yanımı öfke duygusu sarmıştı. Kendimi sakinleştirmeye çalışmadım. Duştan çıkıp Jongin'in dolabını sömürmeye devam ederken de öfke duymaya devam ettim. Adımlarımı hızlandırıp alt kata indiğimde ve bir kahvaltı tepsisiyle karşı karşıya kaldığımda öfkem azalmadı. Duvardaki saatin öğleni çoktan geçtiğini gördüğümde ise öfkem daha da arttı. Delirecek gibi hissedip bir şeyleri tekmelemek için etrafımda döndüğümde hiçbir şeyin bana ait olmamasıydı beni durduran.

Ait hissetmiyordum. Sahip hiç değildim.

Bir yabancının sınırlarında, tek başımaydım. Burada bana ait olan hiçbir şey yoktu. Baekhyun için bir çok şeyden vazgeçmiştim ama bir gün onun da benden vazgeçeceğini tamamen unutmuştum. Baekhyun beni çok seviyor ve belki de sahip olduğu tek ailesi olarak görüyor olabilirdi, şimdiye kadar. Ama artık bana ihtiyacı yok. Alfası Chanyeol onu canı pahasına koruyacak ve şimdi buradan ayrılırsam Baekhyun benimle gelmeyi bir seçenek olarak dahi görmeyecek belki de ileride doğacak çocuklarını ziyarete gelmem için beni sıkı sıkı tembihleyecekti.

Bütün bu gerçeklik farkındalığıyla derin bir nefes aldığımda giriş kapısı açılmış ve Chanyeol elinde bir kutu ve bir tepsiyle içeriye girmişti. Göz göze geldiğimizde refleks olarak etrafı koklamayı bırakıp kısa bir baş selamı verdikten sonra yanıma yaklaştı.

"Öğle yemeği getirdim ama kahvaltı tepsisine dokunmamışsın." Küçük bir tebessümle söylediğinde çatılı kaşlarımı düzeltip omuz silktim. "Burada alfalarda hizmet ediyor sanırım." Kısık sesle söylediğimde bunu ne kadar iyi duyabildiğini ölçmek için yapmıştım. İçgüdüsel olarak Baekhyun için en iyisini istiyordum. Onu ancak hem bedensel hem de mental olarak güçlü bir alfa koruyabilirdi.

White Wolf ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin