İz

4.1K 384 165
                                    

***
'Ah, beni fazla hafife aldın. Şimdi kaç kaçabilirsen.'
***

"Tanrım! Ne yapıyorsun?!" Jongin burnunu sıkıca kavramış iki parmağımı tutup kendini kurtarmaya çalıştığında bir eli hala beni belimden sıkıca kavramış, düşmemem için tutuyordu.

Ne söyleyeceğimi bilmiyordum bu yüzden etrafıma yaymaya başladığım kokudan etkilenmemesi için aklıma gelen ilk şeyi yapıp burnunu tutmuştum. Yaptığım şeyin ne kadar saçma ya da ne kadar etkili olduğunun bir önemi yoktu. Sadece panikle hareket etmiştim.

'Jongin'in etkilenmeyeceğini söylemiştin, o halde neden burnunu tutuyorsun?' Alfam beni kışkırtmaya devam ederken ona cevap vermek yerine hormonlarımı baskılamaya çalıştım. Benden etkilenmeyeceğini biliyordum yine de kızışma dönemine girmişti ve içimdeki kurt da kendinden çok emin görünüyordu. Bu yüzden riske atmak istememiş ve burnunu tüm gücümle sıkmıştım.

'Beni her anlamda baskıladın Sehun. Oysa ben senin bir parçanım, düşmanın değilim.'

Jongin burnundaki elimi daha sert çekiştirip sinirlenmeye başladığında kasılan karnım yüzünden dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. 'Oyun oynamayı kes, senden sadece biraz zaman istemiştim. Düşman gibi davranan sensin.'

Jongin sonunda kendini kurtarıp, bileğimi arkamdaki duvara sabitlediğinde, derin bir nefes almış ve aniden kapanan gözleriyle geri vermeyi unutmuştu. Belime batan tırnaklarla kendime gelip onu itmeye çalıştığımda ise her şey için çok geçti. Refleksle burnunun ucunu bana doğru uzattığında omuzları kabarmış, kasları kasılmıştı.

Gitgide daha çok yaklaşıyor ve üzerime üflediği nefesle birlikte yeni, küçük nefesler alıyordu. Küçük bir kurt yavrusunun ilk av heyecanındaki gibiydi hareketleri. Gözleri kapalı, tamamen duyularına konsantre olmuş, hissettiği şeyi sonuna kadar yaşamak, benimsemek ve anlamak için bütün gücüyle odaklanmıştı.

Bir sonraki adım avına yaklaşmak ve ele geçirdikten sonra sahip olma duygusunun keyfini çıkarmaktı. Buradaki avın ben olduğumu hatırlayıp Jongin'i süzmeyi kestiğimde ona odaklanmışken kendi iç savaşımı kaybettiğimi fark edememiş ve kokumun bütün odayı sarıp Jongin'i etkisi altına almasına sebep olmuştum.

"Sen... bunu neden yapıyorsun?" Derinden gelen sesini zar zor duyup ne zaman kapattığımı anlamadığım gözlerimi açtığımda yüzüme dokunmak üzere olan dudaklarından kaçmak için başımı yan tarafa çevirdim. Birkaç derin nefes alıp kendimi toparlamaya çalışırken burnuma dolan koku başımı döndürüyordu. Açılan boynuma dudaklarını sürtmesiyle titremiş ve bütün kaslarımı aynı anda kasmıştım. Tenimi dudaklarının arasına alıp emdiğinde titreyen dizlerim onunkilere çarptı.

"Jongin kızışma dönemine girdin ve ben kendime hakim olamıyorum. Yani... bilerek yapmadım. Lütfen uzaklaş." Etrafa yaydığım kışkırtıcı kokuyu açıklamaya çalışırken utançtan kızarmaya başlamıştım. Dahası, alfa olmasına rağmen benden etkilenmesi kafamı allak bullak etmişti. Bütün bunları kızışma dönemine girmiş olmasına bağlayıp kendimi kandırmaya devam etmekle yetinmeyip ona da bunu empoze etmeye çalışmıştım.

Şah damarımın üzerinde birkaç diş hissettiğimde tırnaklarımı koluna geçirmiş ve nefes almayı bırakmıştım. Bunu yapar yapmaz düşünmeyi de bırakmış dahası, biraz önce ne düşündüğümü de unutmuştum.

'Bizi mühürlemek üzere ve sen öylece duruyorsun. Yoksa etkilendin mi? Bir alfadan?' İçimdeki ses tekrar sataşmaya başladığı sırada Jongin dişlerini boynuma sürtmüş ve hırıltılı nefesler almaya başlamıştı. Kolundaki elimi göğsüne yaslayıp onu itmeye çalıştığımda beynimde tehlike alarmları çalıyordu. Diğer elim hala duvara yaslıydı ancak bileğimi sıkıca tutmak yerine dirseğime kadar yumuşak dokunuşlarla okşadığını fark edemeyecek ve elimi kullanmayı akıl edemeyecek kadar paniklemiştim.

White Wolf ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin