Aşka YaklaşMak

5.1K 287 99
                                    

Sehun~

Mühürlendiğini gizlemek, insani benliğinin aşık olma ihtimalini yükseltecek, sürecini hızlandıracak durumdur aslında. Nitekim aşkın başlangıç safhaları korkuyla beslenmektedir. Karşılık alamama ve onu temelli kaybetme korkusu... Oysa ki kişi, aşık olma durumunu soğukkanlılıkla karşılarsa, bu durumun etkilerini çok daha hafif atlatabilir belki.

Bunların hepsi zaten bilindik şeylerdi. Birinin bunları anlatmasına gerek yoktu. Bir kurt sürüsünde yaşarken aşkın her evresine, mühürün her çeşidine tanık oluyor, geceleri ister istemez kendi deneyiminizin nasıl olacağını hayal ediyorsunuz.

Benim de uyuyamadığım, kendimi hayal etmekten ve bazen de korkmaktan alıkoyamadığım geceler olmuştu. Her türlü olasılığı düşünmüş ve kendimi bir şekilde hepsine hazırlamıştım. Beklenmedik olansa kendi benliğim arasında sıkışıp kalmışken, mühürlenmem ve henüz bilinçsiz olduğum kurt formumu birine nasıl bağlayacağım konusunda da hiçbir fikrim yokken, kendimi bir anda karşılık alamama korkusunun tam da göbeğinde bulmamdı. Daha kötüsü bu korkuya yenik düşmüştüm.

Kurt formumdaydım ona mühürlendiğimde. İçinde olduğum tehlike, karşımdaki vampirler, kimliğimin açığa çıkmış olması ve camın kenarından bana göz kırpan ölü saksı çiçekleri... hepsi bir anda silindi ve Kim Jongin gönlüme tırnaklarıyla tutunuverdi. Canımın ne kadar çok acıdığını hatırlamak dahi beni ürpertiyordu. Öyle çok canım yandı ki, içim öyle bir kavruldu ki hem yandım hem buz tuttum.

Uzaklaşırsam geçer sandım. Bakmazsam görmem, dinlemezsem duymam... Nereden bilecektim ki, gözlerimi kapattığımda bile görmeye devam edeceğimi, çünkü göz kapaklarımın altına çoktan yuva kurduğunu? Nereden bilecektim ki, kulaklarımı parçalasam bile sesin en derinlerden geldiğini?

Kaçmaya çalıştım. Kaçamadıkça daha çok sinirlendim. Ona değil kendime. Onun bir suçu yoktu ki. Nasıl kızacaktım ona, kendime söz geçiremiyorken?

Yedim bitirdim kendimi. İnkar ettim. Unut dedim. Böyle bir şey olmadı. Sonra bir baktım yine soyutlamışım her şeyi. Deli gibi içimdeki kurda saldırdım. Şimdi zamanı mıydı? dedim. Mühürlenecek başka biri yok muydu? dedim. O beni istemez ki dedim. Dedim de durdum. Bir baktım sonra iyice kavgaya tutuşmuşum. Bir yanım deli gibi reddetiyor diğer yanım ne yapsın, acı çekiyor ama çok istiyor da. Dönüşmek istedim. Dönüşemedim. İçimdeki kavga o kadar büyüdü ki aynı anda iki tarafta olmaya başladım.

Kafayı yemek üzereydim. Kendime zarar vermeye başladım. Fiziksel acı daha ağır basarsa kendime gelirim diye düşündüm. Derimi parçaladım. Bütün kemiklerimi teker teker kırdım. Jongin bütün bunları izlerken acım daha da arttı. Bir türlü dönüşemedim. Sonra geldi de sokuldu yanıma. Belli ki uyuyorum sanıyordu. Ağladı, konuştu uzun uzun. Onu dinleyemedim. Derdi neydi öğrenemedim. Öylece derin bir his çukuruna düşüverdim. Kurt formum mührünü kucağında uyutmasına rağmen, ona karşılık vermesine izin vermeyen diğer yanım yüzünden güçsüz düştü. İnsan formuma dönmem de böyle bir anda oldu işte.

Jongin kucağımda uyurken ben düşündüm. Uzun zaman inkar ettikten sonra gecenin bir yarısı, boğazımda takılı kalan düğümü, sürekli ve nedensiz ağlama isteğimi, gereksiz asabiyetimi, anlamsız durgunluğumu, derin iç çekişlerimi istemeye istemeye de olsa anlamlandırmak zorunda kaldım.

O görmezden geldiğim anlam o denli güçlenmişti ki artık reddetmeye mecalim kalmamıştı. Kurt formuma mührü kabul etmesin diye baskı yapan insani bilincim Jongin'e çoktan tutulmuştu.

White Wolf ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin