Rüya

3K 269 138
                                    

***
Bilgilendirme: Bölüm attıktan sonra bir sonraki bölümü yazmayı bitirene kadar gelen yorumları okumuyorum. Yeni bölüm hazır olunca ancak cevap yazabiliyorum size. Bu tamamen yorumlardan etkilenmemek için yaptığım bir şey. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Keyifli okumalar.
***

Dolunay bütün ihtişamıyla ışıldarken bulutlar ayaklarına kapanmak, ona itaat etmek istermiş gibi belime kadar çökmüştü. Ormanda yalnız başıma yürüyordum. Tek fark bu sefer beni takip eden ay değildi. Tam tersine ben onu takip ediyordum.

Islak kirpiklerimi zorlukla birbirinden ayırıp gözlerimi açmayı başardığımda etrafımı saran soğukluğa rağmen korkmadım. Ürpermemin tek sebebi gerçekten buz gibi bir havada çıplak ayakla ormandaymışım gibi üşümüş olmamdı.

Korkmamıştım çünkü bu sadece bir rüyaydı. Korkmamıştım çünkü burada daha önce de bulunmuştum. Korkmamıştım çünkü kurdumla bütünleşmiştim ve kendime olan güvenim tamdı.

Emin adımlarla ayı takip ederken sükunetim dışarıdan gören biri için intiharına yürüyen, ölümü dinginlikle kucaklayacak kadar sakin görünebilirdi. Ama korkmak için bir sebebim yoktu. Rüyalar hakkında hiç bilmediğimden emin olduğum ama bir şekilde biliyor olup da unuttuğum şeyleri artık hatırlıyor oluşum üzerimdeki özgüvenin ve sakin bilginliğin kaynağıydı.

Bu bir önceki rüyanın belki öncesi belki sonrası belki de aynısıydı. O zaman korkup kaçmıştım ancak şimdi kaçmamı gerektiren hiçbir şey yoktu.

Biraz daha ilerlediğimde tıpkı beklediğim gibi oldu. Aynı açıklığa ulaştım. Siyah kurt iri cüssesiyle dimdik duruyordu. Gözleri kapalıydı. Belki de avına odaklanmış, onun sesini duymak için dikkatini toplamaya çalışıyordu.

Önceki rüyada bu alfa kurt bir bebeği dişleri arasına almıştı. Kanını içiyordu ve beni gördüğünde kaçmak zorunda kalmıştım. (Y.N.:Hatırlamayanlara 'İlaçlar' adlı bölümün rüya kısmını hızlıca okuyup dönmelerini öneririm.)

Rüya bana ait değildi. Oraya bir şey tarafından çekilmiştim ve bana ait olmadığı için de olanları kontrol edecek gücüm yoktu. Bu yüzden siyah kurt beni fark ettiğinde uyanmak aslında bir nevi kaçmak zorunda kalmıştım.

Bu sefer ona yaklaşmak istedim. Belki konuşabilirim diye düşünmüş ve ona doğru bir adım atmaya yeltenmiştim ancak attığım adıma rağmen aynı yerde duruyordum. Aramızdaki mesafe mi uzuyordu yoksa ben mi yerimde sayıyordum emin olamadım ama en sonunda vazgeçip olduğum yerde beklemeye karar verdim. Belki de durmam gereken yer burasıydı.

Kurt başını iki yana salladı sinirlenmiş gibiydi.

Yamacın dibindeki kana bulanmış dalgalar bir an için hırçınlaşıp dikkatimi dağıttı. Tekrar ona döndüğümde yerde aynı bebek yatıyordu. Kurdun güçlü çenesi kana bulanmıştı.

Tam da o an hiç beklemediğim bir şey oldu.

"Yapma."

Sesi duymamla gözlerim ormanı hızlıca taramaya başlamıştı. Jongin'in sesiydi bu. O kadar güçsüz ve ağlamaklıydı ki kalbimin orta yerinde bir yangın başlatmıştı. Gözlerim onu arıyordu ve bulamadıkça sıklaşan nefeslerimle kalbimdeki alevler büyüyordu.

Sonunda onu bulduğumda kalbimdeki yangın boynumdaki mühüre sıçramış gibi tenim yanmaya başladı. Sanki on binlerce iğneyi üst üste boynuma batırıyorlarmış gibiydi. Acı öylesine güçlüydü ki elimi üzerine sıkıca bastırmıştım.

Yine de sanki onun gözlerindeki acı benimkinin yüzlerce katıydı. O an anladım işte. Rüya benim değildi. Jongin'indi. Beni buraya çeken de mühürümüzdü.

White Wolf ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin