☀️Yetenekli Prenses☀️

1.4K 97 3
                                    

Aura içeri girdiği anda iki tane asker kızın önünde durdular.Aura daha önce buradaki askerleri görmemişti ama onları süzerek ne olduklarını ve nasıl gözüktüklerini öğrenecekti

Askerlerin üzerinde demirden yapılmış zırhlar vardı.Dizlerine gelen zırhlar kocamandı ve dizlerinin yukarısından boğazlarına kadar gidiyorlardı.Kafalarında ise miğferler vardı ve zırhlar gibi miğferlerde demirden yapılmıştı

Askerler,kıza sakin bir gülümseme ile baktılar

"Prenses,Anneniz Kraliçe Ahtyrenna sizi yemek odasına çağırıyor"dedi Askerlerden biri

Aura kafasını salladı ve askerler kızın önünü açtı.Prenses ikisine de son kez bakarak Yemek odasının yolunu tuttu.Askerler onu bıraktıktan sonra arkalarına dönüp bakmadılar bile

Aura yolunu yeni öğrendiği Yemek odasının kapısından içeri girdi.Kraliçe en uçta kardeşi Diana ile oturuyordu.Yanso ise Kraliçenin hemen yanındaydı.Aura, Kraliçenin diğer tarafına geçti ve oturdu.Yerleri sabah kahvaltısı yaptığı yerler ile aynıydı ama bu sefer farklı yemekler vardı

Et, Patates ve pilav.Aura bunları daha önce hiç görmemişti ama ne olduklarını biliyordu.Belki de babası ona yardım ediyordu

Aura'nın tabağının önünde biraz et ve patates fazlasıyla pilav vardı.Aura kahvaltı yaparken babasının talimatlarını öğrendiği için kaşığı kendi kendine yemeğe başladı

'Uzun taraftan tut ve yemeğe bandır sonra yuvarlak olan kısmını ağızına at.Tabakta bir şey kalmayana kadar devam et'

Bu cümleler Aura'nın kafasında dönüp duruyordu ama kız kardeşi Diana hâlâ Kraliçe Ahtyrenna'nın yardımı ile yiyordu

"Aura"dedi Kraliçe Ahtyrenna

"Efendim?"dedi Aura

"Bugün Yanso bana konuşmayı hemen öğrendiğini söyledi"dedi Kraliçe Ahtyrenna

"Evet,Belli değil mi?"dedi Aura şirin bir tonla

Kraliçe Ahtyrenna güldü ve Yanso'ya baktı

"Yanso ve Ben senin özel bir çocuk olduğunu düşünüyoruz"dedi Ahtyrenna

Aura yemek yemeyi kesti.Şu an tek dua ettiği şey Kraliçe ve Yanso'nun onun ve kız kardeşi Diana'nın ailesinin aslında normal insanlardan olmadığını aslında ailesinin Hassia'daki iki en büyük tanrı olduğunu öğrenmemelerini oldu.Çünkü ciddi problemler çıkabilirdi

Aura hiç bozuntu vermeden gülümsemeye devam etti.Kraliçe ise konuşmasına devam etti

"Hassia'daki hiç bir çocuk doğduğu gün konuşmayı beceremez ama sen farklısın Aura,Bunu hissediyorum ve sana özel bir eğitim vermeyi planlıyorum ne diyorsun? Benim Yetenekli Prensesim?"dedi Kraliçe Ahtyrenna ve Aura'nın alnını öptü

Aura düşündü.Özel bir eğitim...Olabilir neden olmasın? Ama her gün,her saat eğitim alacaksa hiç almasın daha iyi.Yeni tanıştığı Ein ve Toprak Tanrıçası Goi'yi yanlız bırakmak istemiyordu

"Bu eğitim ne kadar sürecek?"dedi Aura

"Sadece İki saat.Sonra tüm gün senin olacak.Böylece hem kendi başına hemde arkadaşların ile oynayabilirsin"dedi Kraliçe Ahtyrenna

Aura derin bir nefes aldı.Aura kendisi gibi yetenekli bir insanın sadece iki saat ders almayacağını çok iyi biliyordu ama galiba Kraliçe Ahtyrenna ona kıyak yapıyordu.Aura buna emindi ayrıca Kraliçe'yi de sevmişti

"Peki! Kabul ediyorum!"dedi Aura mutlu ve heyecanlı bir tonda

Kraliçe ve Yanso güldüler.Diana ise ellerini çırpıp gülümsedi

Bir süre konuşmadılar ve yemek yediler.Aura bugün tanıştığı Ein'i anlatmak için Kraliçe'ye baktı

"Bugün Ein adında bir kızla tanıştım biliyor musun?"dedi Aura

Kraliçe ona baktı ve gülümsedi

"Aaa Yaşlı Kâhinin kızı olan Ein.Bu harika tatlım"dedi Kraliçe

Kraliçe, Diana'nın ağızına bir tane daha pilav koydu.Bu haber onu mutlu etmişti.Küçük kızı herkesin garip bulduğu Kâhinin kızı olan Ein'i sevmiş ve onu arkadaşı olarak görmüştü.Aura gibi mağarada yetişmiş küçük bir kız için insanlara karşılaşması ayrıca onlarla dostluk kurması mükemmeldi

Yemekten kısa bir süre sonra akşam olmuştu.Aura ve Diana kendi odalarında oynuyorlardı.Başlarında bakıcıları Vespi vardı ama o sandalyede uyuyakalmıştı.Aura yerde onunla birlikte oturak kardeşi Diana için elindeki oyuncak tavşanı sağa sola oynatıyordu.Aura derin uykusunda olan Vespi'ye baktı ve derin bir nefes aldı

"Şükürler olsun ki sadece Özel bir kişi olduğumu anladılar Diana,Eğer annemle babamın Auranio ve Mooa olduklarını anlasalardı-"dedi ve aniden cümlesini kesti

Vespi hâlâ uyuyordu yani onun yüzünden kesmemişti.Sadece eğer anne ve babasının Auranio ve Mooa olduğu anlaşılsaydı ne olurdu diye düşündü Aura.Herhalde Kraliçe ve diğerleri ona bir insan gözüyle değil tapınalıcak bir Tanrıça gibi bakarlardı.Kraliçe ise Aura gibi bir Tanrıça kızına bakacak kadar güçlü olmadığını anlar ve İkisini de bulundukları mağaraya geri gönderiridi

Diana ona bön bön gözleri ile bakarak minik bir 'agu' sesi çıkardı.Aura kardeşinin bu sevimli haline dayanamadı ve onun yanına yaklaşarak kocaman sarıldı.Gözleri kapalı bir şekilde kardeşine sarılırken aniden gelen şeytani bir kahkaha sesi Aura'nın gözlerinin fal taşı gibi açılmasına sebep olmuştu.Kafasını duvara koydu ve duvara yansıyan kocaman gölgeyi fark etti

Tanrıça geri gelmişti

"Demek Yetenekli Prenses ha?"dedi Tanrıça gülmeye devam ederken

Aura kaşlarını çattı ve gölgeye doğru yürüdü kardeşi Diana onu bacağından tutuyordu

"Evet ne olmuş bunda?"dedi Aura

"Senin gerçekte ne olduğunu bile bilmiyorlar...Ah...Annenin aslında Auranio olduğunu bilmeyecek kadar saflar.Halbuki o kadar belli ediyorsun ki..."dedi Tanrıça gözlerini Aura'ya dikerek

Bir süre sonra yeniden gülmeye başladı.Aura'nın sinirleri gerildi

"Bence çok gülme Tanrıça.Burada çok fazla yeteneğim olacak ve seni yeneceğim!"dedi Aura

Ölüm Tanrıçası yarım saniye sessizce Aura'ya baktı ve yeniden gülmeye başladı

"Cidden beni yeneceğini mi düşünüyorsun Canım?"dedi Tanrıça alaylı bir tonda

Aura sözünün arkasında durduğunu belli eden bakışlarını devam ettirdi

"Evet! Senin yeteneğin sadece Ölüm! Benim kim bilir ne kadar yeteneklerim var senin bilmediğin.Annem bu diyarın en güçlüsü bunu unutma! Annem koskoca Güneş! Annem böyle güçlü iken sana mı yenileceğim"dedi Aura ciddi tonunu koruyarak

Tanrıça ise sessiz ama alaylı bakışları ile kızı süzüyordu.Bayan Günışığı'nın kızı cidden onun gibi Karanlık ve Korkunç bir yaratık karşında kendini üstün mü sanıyordu? Hah! O minik velet daha doğduğu zaman annesinden ayrılmıştı onun özel bir gücü yoktu bile.Ama o böyle saçma şeylere bozuntu vermezdi

"Hmm... Göreceğiz"dedi ve kayboldu

Aura yere bakmaya başladı.Evet Ölüm Tanrıçası karşında büyük konuşmuştu ama bu ona korkmadığının kanıtıydı.Bu ne kadar doğruydu? Evet...Aura,Ölüm Tanrıçasından çok korkuyordu ve bunu belli etme konusunda bayağı başarılı olmuştu

Vespi aniden uyandı ve hâlâ ayakta olan kızları gördü.Sonra ikisine de pijamalarını giydirip yataklarına yatırdı

...

Güneş Tanrıçasının Küçük KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin