☀️Ein☀️

1.4K 108 5
                                    

Merhaba sevgili Okuyucular.Uzun bir zamanın ardından bu kitaba devam etmeye karar verdim ve şu an yepyeni fikirler ile çatlıyorum o yüzden bu kitabın hepimiz için dolu dolu olacak ona inanıyorum.Hadi bakalım Ben yazmaya siz okumaya başlayın 😋

Aura neşeyle sekerek bahçede yürüyordu.Daha önce hiç konuşmamıştı.Sohbet etmeyi bile bilmiyordu ama sanırım annesi ve babası ona konuşma özelliğini geri vermişti.Ebeveynleri onu bağışlamıştı ama Annesi mi sorumlu yoksa babası mı ona emin değildi ama annesi ise sorun büyüktü

Gözlerini kapatmış bir şekilde neşesine devam ediyor yerde seke seke gidiyordu.Arada bir değişik ve garip cümleler kuruyordu

"Artık Konuşabiliyorum!"

"Dışarısı çok güzel"

"Bulutlar pamuk gibiler"

"Baharın mükkem-"

Diyemeden Aura birine çarptı ve yere düştü.Gözleri kapalı bir şekilde yürüdüğü için birine çarpma olasılığı vardı tabii ki de.Ona uzanan bembeyaz bir el gördü

"Çok özür dilerim,İyi misin?"dedi elini uzatan kişi

Aura elini uzatan kişiye baktığı zaman elin sahibinin onun yaşlarında bir kız olduğunu gördü ama kız çok farklıydı.Derisi ve saçları Kar gibi bembeyazdı gözleri ise masmaviydi üzerinde açık gri renkli bir elbise ve Aura'nın elbisesini tıpatıp aynısıydı.Aura daha önce hiç böyle bir kız görmemişti.Aura daha önce Annesi,Babası ve kız kardeşi dışında da pek insan görmemişti ama Hassia Krallığında ki insanlara bakacak olursak bu kız o insanlara hiç benzemiyordu

Aura kızın uzattığı elini tuttu ve kızın yardımı ile ayağa kalktı.Kız sevecen bir ifade ile ona gülümsedi bu Aura'nın hoşuna gitti

"Benim Adım Ein.Hassia Krallığındaki Yaşlı Kâhinin kızıyım.Sen burada yeni olmalısın,Seni daha önce hiç buralarda görmemiştim Sen kimsin?"diye sordu kız

Aura bu yeni insanlarla tanışma fırsatını kaçırmadı ve tek tük bir konuşma edasıyla kıza yanıt verdi

"Be-Ben Aura.Hassia Krallığının Prensesiyim"dedi Aura

Kızın gözleri açıldı

"Nasıl yani? Kraliçe Ahtyrenna'nın çocuğu yok ki? Sen nasıl Prenses olabiliyorsun?"dedi kız

"O beni mağarada buldu sonra beni evlat edindi"dedi Aura

Aura kelime dağarcığının bu kadar fazla olduğunu bilmiyordu belki de bunu annesi ve babası aklına koymuştu

Kız gülümsedi ve Aura'nın elini tuttu

"Tamam o zaman,Hadi gel oyun oynayalım"dedi kız

Aura daha önce oyun oynamıştı.Kız kardeşi Diana dünyaya gelmeden önce Toprak Tanrıçası ile ne kadar çok oyun oynadığını hatırlıyordu

"Saklambaç'a ne dersin?"dedi Aura çünkü en sevdiği oyun saklambaçtı

"Olur! Kim ebe olacak? İstersen ben ilk ebe olayım ne dersin?"dedi Ein

Aura artık onu Ein olarak çağırmaya karar verdi.Kafasını salladı ve böylece saklambaç oyunu da başlamış oldu

Uzun bir sürenin ardından Aura yeniden ebe olmuş ve Ein'i arıyordu.Hassia sarayının bahçesi cidden çok büyüktü ve burada insan bulmak cidden çok zordu.Sonunda Ein'i ağaçların arkasında saklanırken buldu ve neşesi yerine geldi.Yavaşça onu fark ettirmeden üstüne zıpladı.İki kız da yere düştü

Kahkahalar içinde gülerken iki kızda birbirinden hoşlanmışlardı.Aura,Ein'in ilk arkadaşıydı Aura'dan önce Ein'nin neredeyse hiç arkadaşı olmamıştı.Birkaç arkadaşı vardı ama onlar onunla oynamak hiç istemiyorlardı

Yerde kahkaha atıp gülmeye devam ederken birbirlerini kaldırdılar.Gökyüzü bulutluydu ama etrafın sıcaklığı kızları hiç rahatsız etmiyordu

"Çok eğlenceliydi!"dedi Aura

"Aynen"dedi Ein

"Hadi bir kez daha oynayalım"dedi Aura

"Ein!"dedi bir ses ikisininde solundan

Aura ve Ein sollarına doğru döndüler yanlarına Kahverengi bir pelerini ve başını gizleyen kapüşonlu bir kadın geldi.Kadın kapüsonunu açtı.Kapşonu pelerinine bağlıydı,kadının saçları beyazdı ama yüzünde kırışıklıklar vardı yani biraz yaşlıydı.Gözleri mavi renkliydi.Kadı, Aura ve Ein'nin yanına geldi

Ein,kadını gösterdi

"Aura,Bu benim Annem.Hassia Kâhini"dedi

Kadın gülümsedi ve Aura'nın yanına çömeldi

"Merhaba canım,adın ne senin?"dedi Kadın

"Aura"dedi Aura

"Aura... Ne kadar güzel.Bende Verdina o da kızım Ein"

Ein kafasını salladı.Kadın,Ein'e döndü

"Ein,Akşam olmak üzere hadi eve gel"dedi kadın ve elini Ein'e uzattı

Ein elini tuttu ve birlikte yürümeye başladılar.Ein gitmeden önce son kez bağırdı

"Yarın tekrar görüşürüz Aura!"dedi

Aura ona el salladı

"Tamam! Yarım burada olacağım?"diye yanıtladı

Evine giderken aniden önünde bir çiçek belirdi.Bu bir sümbüldü sonra yeniden bir tane daha,sonra bir tane daha! Derken etraf sümbüllerle süslendi

Aura bunun ne anlama geldiğini anladığı için gülümsemeye başladı.Bu eski oyun arkadaşı ayrıca Toprak Tanrıçası Goi'ydi

Arkasında Toprak birleşip bir kadın görünümünü aldı ve neredeyse ağaçlar kadar uzun bir kadındı,Garibi ise sadece beline kadar uzanıyordu.Tüm bedeni kim bilir ne kadar büyüktü

Tanrıça,Yeşil mavi ve kahverengi gözlerini açtı ve Aura'ya baktı

"Merhaba ufaklık sonunda yeniden birlikteyiz"dedi Tanrıça ve elini uzattı.Aura o kocaman ele tırmandı.El onu Tanrıçanın yüzüne yaklaştırdı

"Babanın uyarısını duymuş olman lazım,Gündüzleri artık ben sana bakacağım"dedi Goi

"Evet,Duydum Goi"dedi Aura

Goi şaşırdı ve Aura'ya dik dik bakmaya başladı

"Sen konuşuyor musun?"

Aura kafasını salladı.Goi yukarı baktı.Kızların Konuşmama Büyüsünü yapan kişinin babaları olduğunu biliyordu demek ki bozmuştu.Goi,Aura'yı yere bıraktı

"Konuşabilmene sevindim,Şimdi git hadi.Merak etmesinler.Babanda birazdan sizinle olur"dedi Goi

Aura son kez Goi'ye gülümsedi ve içeri doğru koştu

...

Güneş Tanrıçasının Küçük KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin