Gece olup Ay yukarı çıkınca etraftaki Cırcır böcekleri ve bazı kuşlar bu mükemmel yaz gecesine sesleri ile eşlik ediyordu ve Ayın Koruduğu Geceyi güzelleştiriyordu
Aura ve Diana, Hizmetçi Vespi'nin yardımı ile çoktan uykuya dalmışlardı ama Aniden gelen ıslak ve soğuk bir hisle Gözlerini açtı Aura ve karşısındaki Kurdun burnunu gördü
Bir önceki Gece onları ziyaret eden ve babalarının huzuruna çıkaran Kurtlardı bunlar.Aura'nın dibindeki Kurt, Aura'nın yanağını yaladı ve ona uyandırdı.Aura gözlerini bir kez kırpıştırdı ve önünde duran Kurdun burnunu okşadı
"Babam bizi mi çağırıyor?"dedi Kurda
Kurt kafasını hafiften salladı ve Aura'yı yeniden ensesinden ısırarak Babalarının yanına götürmek için onları odadan çıkardılar.Aura küçük bir kedi yavrusu gibi büzüştü.Sarayın salonundan dış kapıya giderken Diana'nın ona seslendiğini duydu
Küçük kız kardeşi ellerini yukarı aşağıya sallıyor 'Bu Bu' diye sesler çıkarıyordu
Aura gülümsedi
"Korkma Diana,Baba bizi çağırıyor"dedi Aura
Bu sırada saraydan çıkmışlardı.Yerdeki askerler yine uyuyorlardı.Tabii Aura eskisi gibi korkmamıştı yanlarında sadece babalarının olacağını biliyordu ama Annelerine bir şeyler söylemeyeceği anlamına gelmiyordu işte bu yüzden Aura birazcık da olsa tedirgindi
Dışarı çıktıkları anda Diana bu sefer parmağını uzattı ve Ay'ı göstererek konuşmaya başladı
"Bu Bu Baba?"dedi Diana
Aura yeniden gülümsedi ve Diana gibi o da ay'ı işaret etti
"Evet,O Baba ve Şimdi Baba bizi çağırıyor"dedi Aura
Diana gümüş ve turuncu karışımı rengi gözleri ile baktı ve ellerini çırptı ve neşeyle güldü
"Baba! Baba! Baba!"diyordu durmadan
Aura kardeşinin bu sevimli hâli ile yeniden kıkırdamaya başladı
Sonunda ormandan geçtiler ve bir uçurumun kenarında oturan Uzun Beyaz renkli geyiği gördüler.Geyiğin boynuzları Ay'ı yeniden arasına alıyordu.Kurtlar onları yere bıraktılar.Diana emekleyerek Geyiğin yanına gitti ve bacağının üzerine uzandı.Geyik yerde oturuyordu.Diana'ya baktı ve Diana onun bakması ile birlikte sevimli bir viyaklama sesi çıkardı ve neşeli ve enerjik bir tonda yerinde zıpladı.Geyik,Diana ile burunlarını birbirlerine sürttü.Diana ise sevinçle zıplamaya devam ediyordu
Aura, Diana'nın babalarının sesini duyduğu için sevindiğini anlamıştı.O da babasının sesine hayrandı.Geyik arkasını döndü ve Aura'ya baktı
"Aura? Gelmiyor musun?"dedi Babası zihninden
"Elbette geliyorum Baba!"dedi ve Geyiğin yanına koştu
Geyiğin yanına geldiği zaman ağızını gösterip sevinçle konuştu
"Baba bak! Artık konuşabiliyorum"dedi Aura sevinçle
Ay Tanrısı bir dakikalığına duraksadı.Kızı ona ilk defa 'Baba' diyordu.O küçüklüğünden beri Konuşmama Büyüsü altındaydı ve hiç ona 'Baba' diyememişti ama büyüyü bozduğu için şu an çok mutlu hissediyordu sonuçta kızları artık konuşuyordu.Bundan daha mükemmel ne olabilirdi ki?
"Baba? Bir sorun mu var?"dedi Aura şaşkın bir ifadeyle
Ay Tanrısı kafasını salladı ve yeniden Aura'ya baktı
"İyiyim ben merak etme"dedi Geyik
Geyik ön ayaklarının arasını gösterdi.Diana çoktan orada uzanıyor ve babasının tüylerine yaslanmış ileri doğru bakıyordu.Aura'da ayaklarının arasındaki sol bölgesine yaslandı ve o da babasının tüylerine yaslandı.Cidden fazlasıyla yumuşaktı Aura buna bayılmıştı
Uçurumun altından bütün Hassia şehri gözüküyordu.Kerpiçten ve Kesme Taşlardan yapılmış bir sürü ev vardı.Bazılarının ışıkları hâlâ yanıyor bazıları ise kapalıydı.Hassia'daki binaların aralarında Tapınaklarda vardı.Onları yakından görmeyi çok isterdi
"Baba biliyor musun? Kraliçe bana Büyü Gücümün çok yüksek olduğunu ve Yetenekli bir Prenses olduğumu söyledi"dedi Aura gözlerini şehirden ayırmadan
Ay Tanrısı kızına baktı.Kızının güçlü olduğunu doğduğu günden beri biliyordu.O sonuçta Güneş ve Ay kızıydı ve mutlaka ikisinin yeteneklerinden birini almıştı.Kızı sessizce ona doğru bakarken onun gözlerinin masumiyetini yeniden hissetti babası
"Annem bir şey bilmiyor değil mi?"dedi Aura
"Hayır,Ona hiçbir şey söylemedim merak etme"dedi Ay Tanrısı
"Sadece daha ne kadar burada kalacağımı merak ediyorum.Kraliçe bana ve kardeşime gerçekten çok iyi davranıyor,Bize elbiseler ve odalar verdi.Hatta bize banyo bile yaptırdı.Ben buranın Kraliçesi olamam baba,Bunu ikimizde biliyoruz.Sadece ona daha fazla acı vermek istemiyorum"dedi Aura mahcup bir ifadeyle
Ay Tanrısı kızının bu konuda fazlasıyla endişeli ve Hassia Kraliçesini hayal kırıklığına uğratmasından korktuğunu anlamıştı.Kızı bir Tanrı olmasaydı burada kalacağından adı gibi emindi ama Kehanetin de burada kalamayacağı açıkça belliydi ne olursa olsun evine dönmek zorundaydı
"Ne zaman olacağını bende bilmiyorum Aura ama Ölüm Kehaneti bitince olacağını düşünüyorum"dedi Ay Tanrısı
Aura,Kehanetini çok iyi biliyordu.Kendisi ve Kardeşi Diana Sonne Mağarasından çıktıları günden Üç Hafta sonra Kehanet gerçekleşecekti tabii bunun sonu ya İkisi de ya Ölüm Tanrıçasının elinde kalacaklardı ya da Opelia'ya çıkıp Tanrı olacaklardı.Aura hangisini yaşayacağını hiç bilmiyordu
"Hadi artık gitme vakti geldi Aura,Yarın sizin için biraz yorucu bir gün olacak o yüzden dinlenmeye bakın.Yarın akşam görüşürüz"dedi Babası
Ay Tanrısı,Kurtlara baktı.Kurtlar kızları aldılar ve geri yataklarına koydular.Aura yeniden gözlerini yumdu ve yarının güzel geçmesini umdu
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tanrıçasının Küçük Kızları
FantasyBüyük bir mağarada sahipsiz iki tane kız çocuğu bulunur Ama onlar herkesin düşündüğü gibi sahipsizler mi?