Multimedya:Hassia Kalesi
Küçük kız, Kraliçenin kendisini dürtmesi ile uyandı.Şaşkın şaşkın gözlerini ovarken Kraliçe ile karşılaştı
"Hadi tatlım.Uyanma vakti"dedi Kraliçe ve onu yanağından öptü
Kız en son neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu..Hatırladı! Dün gece büyüdükleri mağaradan ayrılıp babalarının altında yeni evlerine gideceklerdi ve Kraliçeye bakılırsa yeni eve gelmişlerdi bile ama bir sıkıntı vardı
Sabah olmuştu.At arabasının perdeleri altından havanın aydınlandığını görebiliyordu.Ellerini ağızında birleştirdi
Nasıl çıkacaktı?
Annesine gözükmemesi lazımdı yoksa işler hiç iyi bitmeyecekti.Onu ısırmaya çalışan yılan gibi bu şehrin yandığını hayal etti.Korkudan ağlayabilirdi
"Tatlım? Sıkıntı nedir?"dedi Kraliçe onun omuzunu tutarak
Küçük kız hemen kendini toparladı ve gülümsedi
Kraliçe kızın evini özlediğini düşündü ama bu evi ona o evi hatırlatmayacaktı bile hem yeni bir evi olacak hemde bir prenses! Bu harika bir fırsattı.Kraliçe minik bebeği alarak dışarı çıktı ama hava kapalıydı.Bembeyaz bulutlar etrafı sarmıştı Güneşten hiçbir belirti yoktu hava aydınlıktı ama bulutlar Güneşi kapatıyordu
"Hay aksi! Bugün hava kapalı"dedi Kraliçe
Küçük kız ona döndü ama Kraliçenin arkası dönük olduğundan onu fark etmedi Hava kapalı mı demişti o? Küçük kız başını uzattı hava gerçekten kapalıydı
Gönül rahatlığıyla bir nefes aldı ve arabadan indi.Etraf çok güzeldi araba bir bahçede duruyordu önünde bir göl ve gölün üzerindeki adada bir kale
"Orası Hassia Kalesi.Orası bizim evimiz Aura"dedi Kraliçe
Aura?
Aura annesinin ilk adıydı
Auranio
Küçük kız ona şaşkınlıkla bakmaya başladı Kraliçe yanıtını verdi
"Aynı Tanrıça Auranio'ya benziyorsun.Yani pek benzemiyorsun gerçi kimse Auranio'nun nasıl göründüğünü bilmiyor ama betimlemelerde Auranio sarı saçlıdır ve senin gibi muhteşem bir güzelliği var o yüzden adın Aura"dedi Kraliçe
Evet aslında annesine benziyordu.Onun gibi sarı saçları vardı ama annesinin gözleri turuncuydu onun gözleri ise gri ve mavi karışımıydı bu babasının ona bir hediyesiydi ayrıca o annesi gibi bir tanrı veya tanrıça değildi
Kraliçe elini tuttu
"Hadi Aura evimize girelim"
Gölün üzerindeki köprüden kaleye geçtiler içeride ileriye bakan kırmızı bir kapı sağ ve sol yöne giden koridorlar vardı
"Kraliçem? Biraz konuşabilir miyiz?"dedi Yanso arkadan
Yanso uyanmış ve Kraliçeyi takip etmişti
"Elbette Yanso taht odasına geçelim"dedi Kraliçe ama tam elini Aura'ya uzatacakken Yandı onu durdurdu
"Çocuklar burada kalsın..Özel bir durum"dedi Yanso
Kraliçe ona masumca bakan Aura'ya döndü.Aura onu başıyla onayladı
"Madem öyle"dedi ve minik bebeği Aura'nın kucağına verdi
"Burada kalın ve hiçbir yere gitmeyin"dedi Kraliçe
Aura başını salladı Kraliçe ve Yanso öndeki kapıya gittiler içeri girip kapıyı kapattılar

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tanrıçasının Küçük Kızları
FantasíaBüyük bir mağarada sahipsiz iki tane kız çocuğu bulunur Ama onlar herkesin düşündüğü gibi sahipsizler mi?