26 Ocak 1908

29 2 1
                                    

Bu sabah Martin evden çıkana kadar bekledim ve o gider gitmez dolaba koştum. Dolabın kapısına vurdum ama cevap gelmedi.
"Gertie, " diye seslendim. "Benim, annen"
Tutamacı yavaşça çevirdim. Kapı gıcırdayarak açılırken onun orada olmadığını gördüm.
Dolabın içi bomboştu.
"Gertie?" diye seslendim tekrar. "Nereye gittin?"
Heryeri aradım ama Gertie'm saklanma konusunda çok iyiydi. Girişteki dolabın içini boşaltırken  Amelia geldi.
"Sara Teyze" dedi yanağıma bir öpücük kondurup. "Seni ayakta gördüğüme çok sevindim. Temizlik mi yapıyorsun?"
"Kaybettiğim birşeyi arıyorum" dedim ona.
"Bazen eşyalar onları aramayı bıraktığımız zaman ortaya çıkar" dedi Amelia, gözlerinde dans eden parıltılarla.
"Galiba haklısın"
Amelia bana süprizi olduğunu söyleyip evden çıkardı ve Montpelier'e götürdü.
Oradaki kadınlar "Amelia sizden çok bahsetti" diye cıvıldadılar, salondan geçerken.
"Öyle mi? " diye sordum, sandalyeye otururken.
"Aynen öyle" dedi, Bayan Knapp.
"Ama bize sizden bahseden yanlızca o değildi" dedi Bayan Cobb. "Öyle değil mi hanımlar?" diye sordu kıkırdayarak.
Konuşan yaşlı Bayan Willard oldu. "Sana bir mesaj getirdik."
"Mesaj mı? Kimden?"
"Çocuğundan" dedi Bayan Willard, "Gertie'den"
"Onu... onu gördünüz mü?" diye sordum. O yüzden mi Gertie'm ortalıkta yoktu? Bu kadınların yanına mı gitmişti? İyi de, neden?
Bayan Cobb kıkırdamaya başladı. "Yüce Tanrım, hayır" dedi. "Ruhlar kendilerini bize o şekilde göstermez."
"O zaman nasıl gösterirler?" diye sordum.
"Ölüler benimle konuşur. Çocukluğumdan beri onların seslerini duyuyorum." dedi, Bayan Willard.
"Gertie'nin sana yolladığı mesaj şu: Mavi köpek selam söylüyormuş."
Nefesimi tutarak elimi ağzıma götürdüm.
Bayan Willard başını sallayarak sözlerini sürdürdü. "Bu yaptığın şeyin doğru olmadığını söylüyor. Hiç hoşuna gitmiyormuş." Bakışları keskinleşmiş, neredeyse kızgın bir ifadeye dönüşmüştü.
Dikkatsizce bıraktığım kadehim bir anda devrildi ve şarap örtünün üzerine saçıldı. Peçetemle lekeyi silmek için ayağa fırladım ve başım döndü. Oda karanlık ve havasız gelmeye başladı.
"Sara Teyze iyi misin?" diye sordu Amelia.
"Korkarım pek iyi değilim. Beni eve götürür müsün lütfen?"
                     *******
Eve döndüğümüzde, Amelia gider gitmez büyük bir telaşla evi aramaya başladım. Bayan Willard'ın sözleri kulaklarımda çınlıyordu. Bu yaptığın şeyin doğru olmadığını söylüyor. Hiç hoşuna gitmiyormuş.
Ben nere hata etmiş olabilirdim? Gertie'mi korkutacak ne yapmış olabilirdim?

Mantomu üzerime alarak ormana gittim. Eski kuyunun oraya baktım ancak ondan hiçbir iz yoktu.
"Gertie?" diye seslendim, Şeytanın Eli'nin hemen arkasındaki açıklıkta dikilerek. "Neredesin?"
Hemen arkamda dalların çıtırdadığını duydum. Nefesimi tuttum ve onu yakalamak, sıkıca göğsüme bastırmak için kollarımı iki yana açarak döndüm. "Gertie?"
Karşımda Martin belirdi. Gözlerinde tuhaf, endişeli bakışları vardı. "Gertie öldü, Sara. Artık bunu kabul etmelisin." Ürkütmek istemediği bir hayvanmışım gibi ağır adımlarla bana doğru yaklaştı.
"Eve dönelim de biraz uzan. Bu akşam seni kontrol etmesi için Lucius'u çağıracağım."
                         ********
Beni yukarı çıkıp yatak odamıza götürdü. Yatak odamıza girdiğimiz anda o manzarayı gördük.
Martin dönüp kalırken parmakları tenime iyice gömüldü.
Dolabın kapağı açıktı. İçeriden şiddetli bir fırtına gelip geçmiş gibi sağa sola saçılmış kıyafet yığınları göze çarpıyordu. Dikkatli bakınca hepsinin Martin'in kıyafetleri olduğunu fark ettim. Kıyafetler paramparça edilmiş, hepsi mahvolmuştu. Martin'in gözleri şaşkınlık ve öfkeyle büyüdü.
"Bunu neden yaptın, Sara?"
O anda onun gözünde ne hale geldiğimi fark ettim: duyduğu öfkeyle herşeyi mahvedebilecek denli delirmiş bir kadın.
"Bunu ben yapmadım" diye bağırdım. Gözlerimi dolapta gezdirdim ancak içi boştu.
Yatağın altına bakmak için o tarafa yöneldim. O sırada Martin'in harap olmuş kıyafetlerinin arasında çocuksu bir karalamayla yazılmış olan bir not gözüme çarptı.

    Ona ormana ne gömdüğünü sorsana

Martin onu elimden kapıp okudu. Yüzü bir anda bembeyaz kesilmişti.
"Yüzüğü" diye kekeledi, kağıdın üzerinden bana bakarken. "Aynen bana dediğin gibi.
Ama daha önce de gördüğüm o seğirmeyi fark ettim. Noel'den sonra o yüzüğü gömeceğine dair söz verdiğinde sol gözünün çevresinde oluşan belli belirsiz seğirmenin aynısıydı. İstemsizce yaptığı bu hareket yalan söylediğini belli ediyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Öbür Taraftan ZiyaretçilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin