Okuyan arkadaslarım oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayın lutfennnn.
Bu bölüm benden @FarukPasha ya ithafen.
Annem , annem buradaydı. Oturur durumdaki bedenim onu görmenin verdiği heyecanla benden bilinçsiz bir şekilde ayağa kalkmıştı. Doğrulan bedenim annemin yanına doğru hızlı ya da koşar adımlarla (hangisi daha uygun bilemedim) yanına doğru gitti.
O anki heyecanla bedenim bir kaç kez tökezleyip durmuştu aramızdaki mesafe boyunca . Ona ulaştığımda sımsıkı sanki hiç bırakmayacakmış gibi sarıldım. Nihayet annemin yüzüne bakabilmek için ondan ayrıldığımda gözlerinde gördüğüm sevgi veya özlem değildi.O gözler duygusuz bakıyordu. Cidden bunca süre zarfında hiç mi özlememişti beni. Cidden o kadar nefret mı ediyordu benden?
Bunu anlamanın verdiği hüzün ve hayal kırıklığıyla dolan gözlerim onun o duygusuz bakan gözlerine baktı. Hiçbir şey yoktu bu gözlerde hemde hiçbirşey ...
O böyle mi oynuyor ? Tamam o zaman bende böyle oynayacağım.
Arkama döndüm. O sırada bize şaşkın ve anlam vermeye çalışan bakışlarla bakan Ares le göz göze geldim. Ona buruk bir gülümseme gönderdim iyi olduğumu kanıtlamaya çalışırcasına .
O ise sanki herşeyi başından sonuna kadar en ince ayrıntısına kadar biliyormuş gibi umut ve sevgi vadeden gözlerle baktı.
Onun bu bakışlarından aldığım cesaretle hemen gözlerimi silip annem gibi duygusuzu oynamaya başladım.
" Nasıl oluyor bunlar? Sen neden buradasın ve asıl en önemli soru ben neyim? Hemen cevap istiyorum . Umarım cevapların tatmin edici ve bilgilendirici olur sevgili annecim." Dedim. Annecim kelimesini o kadar yapmacık ve gevşek bir şekilde söylemiştim ki ben bile bir ara kendime inanamadım.
O ise sanki bundan rahatsız olmamışçasına takmadan başını salladı. O an saniyeler içinde mekan değiştirip evime gelmiştik. Üst katta benim odamdaydık.
Ben , Ares e baktığımda o da şok içinde bana bakıyordu .
"Alev sen bir zaman oyuncususun. Yani zamanla ve mekânla oynayabilir ve kurgulayabilirsin. Ayrıca sıçramayı da unutmayalım. Neyse bizim atalarımız da bir zaman oyuncusuydu. Bizler insanlardan farklı olarak ölümsüzlük bizim kanımıza işlemiştir. Asıl adımız ise aslında tirmelian. Ama bize suan da diğer türler genelde zaman oyuncusu da derler. Neyse biz geçmiş , şuan ve gelecekten sorumluyuz. Kötü yola düşmüş olan tirmelianları da bu zaman aralıklarından uzak tutmalıyız. Insanlar gibi boşanamayız. Sadece bir kere aşık oluruz . Ve eğer biz tirmelian olmayan bir canlıya aşık olursak eğer o canlı da kalben gerçekten isterse tirmelian olabiliyor. Her ailenin nüfusu kontrol altına almak için 2 çocuk hakkı vardır. Iki çocuktan fazla olamaz. Kanatların var. Onları suan goremezsin ama ileride onlara hükmediceksin .
Biz tirmelianlar için özel bir okul vardır. O okulda okuyup mezun olduktan sonra görev dalını ve dilimini seçeceksin ." Dedi. Herşeyi o kadar basit ve normaldir gibi anlatıyordu ki. Kanım dondu desem yeridir. Ares in tepkisine bakmak için ona döndüğümde bariz bir şok ifadesi vardı yüzünde. Sanki olanlara anlam veremiyormuş gibiydi. Gibi kelimesini atalım. Aynen öyleydi. Gerçi bende anlam veremiyordum .
____
Herşeyi öğrendiğim günün ardından 1 hafta geçmişti . Ve ben hala inanamıyordum . 1 hafta boyunca odadan çıkmamıştım. Yemeğimi ise Ares ggetirmişti. Onunla da bu 1 hafta boyunca iyice kaynaşmıştık. Annem gitmişti .
Giderken yanında Elçin ı de götürmüştü. Elçin ise burada kalmak ve beni bırakmak istemediğini söylemişti. Dediklerinin annemin umrunda olmadığını anladığında ise ağlayıp bir gün boyunca yemek yememişti.Kapı çalındı. Bir süre sonra kapının kulbu çevrilip içeri Ares girdi. Yanıma oturup sessizce bekledi. Bir süre sonra omzuna başımı yasladım. Biraz daha aynı bu pozisyonda bekledik.
"Hadi aşağı inelim. Bir şeyler ye . 1 haftadır doğru dürüst bir şey yemedin . "Dedi. Ares gerçekten çok iyi bir insandı . Ve şu süre zarfında belki de bana iyi gelen tek şeydi. Vücudundan bana doğru yayılan ve insanı sarhoş edicek güzellikteki kokusu burnuma geldikçe ona itiraz etmek çok zor oluyordu.
Ona gerçekten bağlanmıştım. Gözlerine bakınca kalbimde birşeyler oluyor ve kalbim delicesine atıyordu. Ona karşı içimde tarif edemediğim ve şu ana kadar kimseye karşı hissetmediğim şeyler hissediyordum. Nihayet ona cevap vermek için kendimde yeteri kadar gücü bulup ona döndüm.
"Peki . Ama birşey sormak istiyorum. Ben bir ucubeyim . Sen de kendi kulaklarınla duydun zaten . Peki neden yanımdasın? Bunu insanlara söyleyip benimle irtibatını kesmen gerekmiyor mu?" Dedim. Ares ise söylediklerimden dolayı çatık kaşlarını ve kısık gözlerini iyice bana sabitleyip konuşmaya başladı.
"Ilk olarak sen bir ucube değilsin. Farklı bir türsün o kadar . Insanlarda o zaman başka türler için ucube sayılır. Ikinci olarak yanında olmamın nedenini ise bende henüz bilmiyorum ama yanında mutluyum. Ayrıca unuttun mu ben bu kasaba da bir katil olarak görülüyorum . Üçüncü olarak bunu kimseye soylemem. Sırrın benimde sırrım. Bu konuda bana güvenebilirsin . " bu söylediklerinden sonra derin bir nefes aldı. Ve devam etti.
"Son olarak ise ben seninle irtibatımı kesmek istemiyorum. Ayrıca unuttun mu bütün bunlar olmadan önce sen benim katil olduğumu düşünen bir kasabada bana sırt çevirmemiş ve benim yanımda olmuştun. Onca kişiye rağmen benim dediklerime inanmış ve bana guvenmiştin . Ve ben de sana güveniyorum. Hemde herkesten fazla . "
Bu dediklerinden sonra ona sarılacağım sırada artık tanıdık gelen o karıncalanma ile olduğum yerde kaldım. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sırasıyla bilincimi de kaybedeceğimin bilincindeydim.
Merhaba arkadaşlar dün bazı nedenlerden dolayı yeni bölümü atamadim ama bugün iki bölüm birden atacağım. Bundan sonra günde tek bölüm atmayacağım . Sayısı belli değil bazen 1 bazen 2 ve bazen de 3 bölüm atacağım. LGS yaklaştığı için biraz daha zor bölüm atacağım. Şimdiden söyleyeyim geç gelen bölümler olursa şimdiden özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANIN EFENDİLERİ
FantasyHangisi daha önemliydi? Geçmiş? belki... şuan ? neden olmasın Gelecek ?ahhh kim bilir? hangi zaman daha önemliydi ki . Not: kitap kapağı hazırlamak isteyen varsa mesaj atabilirler mi?