Bölüm-3

307 18 2
                                    

Hermione yirmi dakikadır elindeki kağıda bakıyor, Okuduklarını idrak etmeye çalışıyordu.
İçimdeki ses doğruymuş diye düşündü. MALFOY'a boşuna  inanmıyormuşum.
Hermione yirmi dakikadan sonra gözlerini ilk kez kırpıştırdı. Hızla kağıdı şortunun cebine sıkıştırıp etrafına baktı.
Ne yazacağını bilmesede bir cevap yazmak istiyordu ama notu ona getiren baykuşu göremedi.
Henüz kendi baykuşu olmadığı ve sürekli birilerinden istemek zorunda kalmamak için en kısa zamanda kendine  bir baykuş alıp cevap yazmayı aklının bir köşesine not etti.
Bahçeye neden çıktığı aklına gelince hızla arka bahçedeki salıncağa doğru ilerledi ve kot ceketini alıp odasına döndü.
Duvardaki eski saatine bakınca Ginny ile buluşmaya yarım saat kaldığını görünce hızla hazırlanmaya devam etti.
Kot yeleğini giydi. Saçlarını düzleştirip topladı. Asasını yeleğinin iç cebine koydu. Tam sandaletlerini giyerken telefonu çaldı.
Arkadaşlarına da kullanmayı öğretmişti. Özellikle Ginny'nin çok hoşuna gitmişti.
Şimdi arayan da o'ydu.
-efendim Gin?
-Hazır mısın Herm?
-evet. Şimdi çıkıyorum.
-tamam ben King's cross'dayım.
-tamam.
Telefonunu da cebine attı.
Evleri birbirlerine biraz uzaktı.
Ginny ve Harry Grimmauld Meydanı 12 Numarada yaşıyorlardı.
Hermione ise ailesine daha yakın, muggle dünyasından da, büyücü dünyasından da kopmayacak şekilde küçük bahçeli bir evde yaşıyordu.
Ve Ginny ile buluşmak için ortak nokta olarak King's Cross'u seçmişlerdi.
Ginny muggle'ların her şeyi sihir kullanmadan tek başlarına yapmalarını sevmişti. Bu yüzden beraber vakit geçireceklerinde her şeyi muggle tarzı yapıyor, ulaşım konusunda ise cisimlenme ve uç uç şebekesini daha acil olan durumlarda kullanıyorlardı.
Hermione bir taksi bulup tam buluşma saatinde orada olmayı başardı.
Etrafına bakınırken bir kızıl kafa gördü ve yanına ilerledi.
-hey Gin!
-nihayet gelebildin Herm
Hermione kolundaki saati göstererek, tam vaktinde, dedi. Sen yine her zamanki gibi erken geldin.
Ginny yüzünü buruşturdu.
Ve yürümeye başladılar.
*****
Beş saat olmuştu. Ginny sürekli bir şeyler deniyor, Hermionede ona puan veriyordu.
Hermione artık Ginny'nin kararsızlığından sıkılmış ve onu bir cafe'de bir şeyler atıştırmaya ikna etmişti.
İki latte ve iki kahveli pasta lütfen, dedi Hermione.
Ginny cafe'de bile hala denediği gelinliklerden bahsediyordu.
Hermione bir zaman sonra Ginny'yi dinliyormuş gibi yapmaya ve etrafına bakınmaya başladı.
Gözleri bir an grimsi mavi gözlerle buluştu ancak sahibi başını çevirince Hermione bu sefer de platin sarısı saçlara baktı.
Ardından o'da başını çevirdi. Heyecanlanmıştı.
Onun burada ne işi olabilir diye düşündü.
Ginny'nin seslenmesi üzerine dikkatini tekrar ona yöneltti ve bir daha o gözlere bakmadı.
Ama gri mavi gözler hala onu izliyordu.
*****
Bu bölümde dramione'ye bir saniyelik bir giriş yaptık. 💚

Beklenmeyen #dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin