Harry hemen arkadaşlarına haber vermiş, herkes yaptığı düşüncesizlik yüzünden kendini suçlarken Harry Luna'ya Ginny'nin yanında kalmasını söyleyerek diğerlerini peşine takarak bakanlığa gitmişti.
Seherbaz bürosuna Hermione'nin kayıp olduğunu bildirdi.
Yanında Draco Malfoy'unda kaybolduğunu duyan sihir bakanı hemen odasına Pansy Parkinson'u çağırttı.
Pansy savaş sırasında Voldemort'un sadece sinirlendiği için sebepsiz yere onun gözü önünde annesini öldürdüğünü görmüş ve bu adama neden hizmet ettiklerini sorgulama işini daha sonraya bırakarak aydınlık tarafın lehine savaşmaya başlamıştı.
Odanın kapısını açarak asilliğini bozmadan girdi ve bakanın tam önünde, Harry'nin karşısındaki siyah deri koltuğa yerleşti ve "beni çağırmışsınız bakanım?"dedi.
Bakan önce Harry'ye sonra Pansy'ye dönerek konuştu: "evet bayan Parkinson. Sizi bir konuda yardımınızın dokunabileceğini düşündüğüm için çağırdım. Danışmanım Hermione Granger kayıp ve Draco Malfoy ile birlikte. Ben de bay Malfoy'un en iyi arkadaşı olduğunuzu bildiğimden sizin bir bilginiz olabileceğini düşündüm."
Pansy söze girdi: "benim ne gibi bir yardımımın dokunacağını düşündünüz? Bildiğim kadarıyla Draco ve Granger çıkıyor.yani beraber vakit geçirmek istemiş olabilirler."
"Hayır"dedi Harry "öyle bir şey değil bu. Yani tamam çıkıyor olabilirler, hatta bu olay birkaç hafta önce olmuş olsaydı şüphelenmezdim bile ama Malfoy birkaç haftadır çok tuhaf davranıyor. Sanki imperio altındaymış gibi ama imperio falan da yok. Anlayacağın ona artık güvenmiyorum. Yani pekala yeniden canlanan ölümyiyen topluluğuna katılmayı seçmiş olabilir."
Pansy Harry'nin bu son sözüne anında karşı çıktı. "Hayır Draco asla öyle bir şey yapmaz. O Lucius'a karşı nefret doludur. Ama şu dediğin imperio meselesi dikkatimi çekti doğrusu."
Tam bu sırada sihir bakanı boğazını temizleyerek araya girdi. "Evet doğru, bence de herhangi bir imperio söz konusu değil. Ancak şu an şüphelendiğim başka bir nokta var ama bunu henüz kanıtlayamıyoruz."dedi.
Harry hemen atıldı: "şüphelendiğiniz şey nedir?"
"İşte aslında tam da bu kısımda bayan Parkinson'a danışacağız."
İlgisizce pelerininin desenleriyle oynayan Pansy, isminin geçmesiyle kafasını kaldırıp soran gözlerle bakana döndü.
"Bayan Parkinson, bay Malfoy hakkında şüphelendiğim şey o'dur ki: kaçak (ve nasıl yakalanmadıklarını asla anlamadığım) ölümyiyenler tarafından kontrol edilebiliyor olması. Acaba siz böyle bir lanet biliyor muydunuz veya hiç duydunuz mu?"
Pansy sanki bu sorunun gelmesinden çekiniyormuş gibi sertçe yutkundu ve gözlerini kaçırarak: "böyle bir lanet biliyorum ama anlatamam. Çünkü o camiyâda bulunmuş herkes bunun hakkında bozulmaz yemin etti."
Sihir bakanı tahmini doğru çıktığı için mutlu, ancak bunu öğrenemediği için kızgın sordu: "ama bayan Parkinson, Voldemort artık olmadığına göre onun koyduğu kural vs.nin de yok olması gerekmez mi?"
"Hayır, yani ben de bu konuyu çözene kadar sizin gibi düşünüyordum fakat, (sol kolunu sıvayarak uzun zaman uyuduktan sonra faaliyete geçmiş aktif bir volkan gibi görünen karanlık işareti gösterdi.) gördüğünüz gibi Voldemort bedenen ölse bile onun fikirlerinden ayrılmayan müritleri olduğu sürece bıraktığı izler hiç geçmeyecek. Yani Tom Marvolo Riddle bu dünyaya gelmiş bir lanet."
Harry ve sihir bakanı sinirle şakaklarını ovuyordu.
Harry'nin yara izi Pansy'nin söyledikleri gerçek olduğu için tıpkı onun karanlık işareti gibi mi yoksa sadece psikolojik olarak mı bilmem yanmaya başlamıştı.
Eli yara izinde sıkıca gözlerini kapamış olan Harry, "o zaman Lucius ve Rexpart'ı bulmaktan başka çaremiz yok"dedi.
Sihir bakanı hemen seherbazlara toplantı çağrısında bulundu.
Yaklaşık yarım saat sonra bütün seherbazlar toplantı odasında neden acilen toplandıklarını merak ediyorlardı ki sihir bakanı ve Harry içeri girdi.
"Lütfen oturun. Çok ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Voldemort tehlikesi henüz bitmiş değil."
Bunu duyan herkes paniğe kapıldı. Onları susturan bakan odasında konuşulanları tek tek anlattı.
"Çip biriminden kim geldi?"
"Ben!"diye atıldı Parvati.
"Tamam bayan Patil. Siz şimdi izleme odasına gidin ve bayan Granger'ın izleme çipinin açık olup olmadığını kontrol edin. Eğer bayan Granger çipini etkinleştirme fırsatını bulabildiyse onları bulmamız hiç de zor olmaz. Hermione'nin kayıp olduğunu farkettiğimde kontrol etmiştim fakat o zaman açık değildi."
Parvati hemen yerinden kalkarak bir ateşoku hızıyla odadan fırladı.
Bakan, "onları bulabilmemiz için başka yaratıcı fikri olan var mı?"Diye sordu.
Tonks hemen söz aldı: "her ne kadar Black ailesinden reddedilmiş olsak da, sonuçta Draco'yla hala bir kan bağım var. Eğer aile takip büyüsü çalışırsa o şekilde de onları bulabiliriz."
Herkes Tonks'un bu fikrini onayladı.
Tonks'un yanındaki Remus: "dâhi karım Nymph-"derken Tonks'un sinirli bakışlarını görünce diyeceğinden vazgeçip ona sarıldı.
Bakan hemen sihirsel aile biriminden Dean Thomas'ı çağırttı.
Dean Tonks'un kolundan bir tüp kan alarak incelemek üzere gitti. O sırada çip birimine gitmiş olan Parvati heyecanla odaya daldı.
Soluk soluğa kalmış bir şekilde: "onları buldum! Üç ölümyiyenin arasında nasıl başardı bilmiyorum ama Hermione çipi açmış. Ancak belli bir nokta yok, sinyal sürekli kesiliyor. Ama şunu söyleyebilirim ki: İngiltere'de değiller."
"Draco ölümyiyen falan değil!"diye atıldı Pansy.
"Her neyse"diyen Parvati elini sallayarak geçiştirdi.
Seherbaz başkanı olan Harry'de bakandan izin alarak Ron'la diğer seherbazları toplayarak bir an önce işe koyulmak için bakanlıktan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen #dramione
FantasyBeklemediği bir günde, beklemediği kişiden kalbindeki boşluğu dolduracağını bilmeden bir mektup alır Hermione Granger... Savaştan beş yıl sonrası. Ölümyiyenler yine boş durmuyorlar. Bu sefer Birçok şeyin peşindeler: Harry, Hermione ve bazı belgeler...