Hermione eve gittiğinde çok yorgundu.
Cafe'den çıktıktan sonra beş saate yakın daha gezmişler, neyse ki sonunda Ginny'nin içine sinen bir şeyler alabilmişlerdi.
Vakit kalsaydı Hermione Diagon yoluna gidip bir baykuş alacaktı.
Alamaması biraz canını sıksa da henüz Malfoy'a ne cevap vereceğini bilmediği için daha sonraya erteledi.
Üzerini değiştirip kendisine bir bitki çayı yaptı.
Onu içtikten sonra rahatlamıştı ve günün yorgunluğuyla da uykuya daldı.
*****
Draco eve döndüğünde bile hala Hermione'yi düşünüyordu.
Bugün sıkıcı bir şirket görüşmesi için gittiği cafe'de Hermione'yi görmüş ve dikkatini karşısındaki adama veremeyip Hermione'yi izlemişti.
Adam en sonunda böyle ilgisiz olacaksa neden görüşmeyi kabul ettiğini, onu dinlemeyerek kaliteli ürünlerden mahrum kaldığını, bir daha Malfoy'larla iş yapmak istemediğini söylemiş cafe'den hızla ayrılmıştı.
Draco bir an için şu an babası olsa ona nasıl kızacağını düşündü.
Ama sonradan onun Azkabanda olduğunu hatırladı.
Kaybedilen bu iş Draco için hiçbir şey ifade etmiyordu.
Nasılsa yenileri olurdu.
O insanlarla uğraşmayı seven, sırf bir işi alabilmek için sevmediği adamlara seviyormuş gibi davranan bir kişi olmak istemiyordu. Babası gibi...
o şu an sadece Hermione'nin cevap verip vermeyeceğini merak ediyordu.
O bir saniyelik bakışmada hiçbir şey anlamamıştı.
O gün hiç uykusu gelmedi ve sabaha kadar hayatı ile Hermione'yi düşündü.
Öğleye doğru tam uykusu gelmeye başlamıştı ki camdan içeri bir baykuş süzüldü.
Draco'nun aklına tabiki de Hermione'nin cevap yazmış olabileceği geldi.
Baykuşun ayağından mektubu heyecanla aldı ve üstündeki Hogwarts mührünü görünce yüzü asıldı.
Sıkkınca söylenerek içindeki kağıdı açtı ve okumaya başladı.
-iyi günler bay Malfoy.
Bu yıl düzenlenecek Hogwarts yıl sonu balomuza katılımınızı beklerim.
Geçmiş yılların tüm mezunları da orada olacak.
Savaşın beşinci yılı dolayısıyla böyle bir buluşma düzenlemek istedik.
Profesör M. McGonagall
Draco'nun yüzünde tekrar bir gülümseme oluştu.
Belki Hermione ile konuşabilirim diye düşündü.
Neyse ki bahsi geçen balo zımbırtısı dört gün sonraydı.
*****
Hermione Ginny'nin sarsmalarıyla uyandı.
-Hey Herm çabuk kalk!
-ne var, dedi Hermione gözlerini ovuşturarak.
Ginny mektubu Hermione'nin gözüne doğru sallayarak Hogwarts'a gidiyoruz, dedi.
Ne?
-Sabah McGonagall'dan mektup geldi. Seninki de burada dedi sehpayı işaret ederek.
-Neden peki bir sorun mu varmış?
-Hayır. Bizi yıl sonu balosuna çağırıyor, savaşın beşinci yılı nedeniyle. Ve tüm mezunlarda orada olacakmış. Bunu öğrenir öğrenmez de şömineden senin yanına geldim.
-İyide Gin şömineyi acil durumlar için kullanacağımızı söylememiş miydik?
-Bu da acil bir durum çünkü balo dört gün sonra!
-Dört gün sonra mı? Diye fırladı Hermione.
Ginny onunda kendisi gibi ne giyeceğine karar veremeyeceği için fırladığını düşündü ve -bence sen mavi elbiseni giymelisin, o sana çok yakışıyor diye konuşmaya başladı.
Oysa Hermione'nin aklına Draco ve ona vermesi gereken cevap gelmişti.
*****
Merhaba! Hikayenin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi ve önerilerinizi merak ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen #dramione
FantasíaBeklemediği bir günde, beklemediği kişiden kalbindeki boşluğu dolduracağını bilmeden bir mektup alır Hermione Granger... Savaştan beş yıl sonrası. Ölümyiyenler yine boş durmuyorlar. Bu sefer Birçok şeyin peşindeler: Harry, Hermione ve bazı belgeler...