Bölüm-9

206 11 2
                                    

Herkes şaşkındı.
Harry "bu adam neyin peşinde?" Diye sordu.
Hermione "sanırım lordlarının bitiremeyip yarım bıraktığı işi tamamlamak istiyorlar anlaşılan" dedi alaycı bir sesle.
Harry Hermione'nin yukarıda yarım yamalak söylediği şeyi hatırladı ve "bu ciddi bir şey olabilir Herm. Biz ne olur ne olmaz uyarılarını dikkate alalım. En azından bir süreliğine." Dedi.
Draco "ne uyarısı bu?" Diye atıldı.
"Ben balo için Hogwarts'a gelirken boş arazide kim olduğunu anlayamadığım biri bana saldırdı ve az zamanım olduğunu söyledi."
"Ne demek bu?" Diye sordu Luna.
"Yani Voldemort'un yapamadığı şeyi yapmak isteyen bir grup diyebiliriz." Diye açıkladı Harry.
"Ben bir şey yapabileceklerini sanmam. Güçlü olanların çoğu yok edildi." Dedi Draco.
"Ama senin lanet baban da var. Yani seni arayabilir. O yüzden senin bizimle olman bizim için bir tehlike." Dedi Ron.
"Kapa çeneni Weasel. Hermione sayesinde benim burada olmam bence sizin için çok iyi bir şey. Sonuçta kimlerin ne yapabileceğini aranızda en iyi ben bilirim."
"Malfoy doğru söylüyor. Onun bizimle olması bir artı olabilir." Dedi Harry sıkıntıyla düşünürken.
"Eee diğer iksirleri kim deniyor?" Diye sordu Alice ellerindeki şişeleri havaya kaldırarak.
"Bir yerden başlamalıyız." Dedi ve şişenin birini kapıp dikti Luna.
Herkes onu izliyordu. Birkaç saniye sonra Luna kendi görüntüsünden bayağı zıt birine dönüştü. İnce hırıltılı bir sesi olan, pis görünüşlü bir adama. Fenrir Greyback'tı bu.
"Bu adam çıkmasaydı kesinlikle şaşırırdım."dedi Draco.
Bu sırada son kalan şişeyi de Alice dikti.
Draco dışındakiler dönüştüğü kişiyi anlamadı. Draco hemen açıklık getirdi.
"Bu Rexpart Lestrange. Çok fazla kimse tarafından bilinmez. Çünkü genelde maskeli dolaşır ve hep arka plandadır. Ama hafife almanızı da önermem. Cruciatus'da teyzemden sonra gelirdi diyebilirim."
"Peki madem hafife alınmayacak biri o zaman Voldemort neden onu ön saflarında tutmuyordu."diye sordu Harry.
"Çünkü Rexpart, Lestrange'ların amerikada yaşayan bir kuzeni. Aşırı muggle karşıtıdır.  Voldemort'u ve yapmak istediklerini duyunca ona katıldı. Voldemort'un böyle fazla açığa çıkarmadığı yetenekli adamları vardır. Sana saldıran kişi de bu olabilir"dedi Hermione'ye bakarak.
"Şimdi,"dedi Harry "bir yerden başlamalıyız."
"Bence buraya niçin geldiysek önce onu halledelim."dedi Ron Draco'ya bakarak.
"Şimdi anlatın bakalım bu sarışın neden burada?"
"Aslında"dedi Draco derin bir nefes alarak.
"Ben küçüklüğümden beri Hermione'den hoşlanıyordum."
Herkes şaşkındı. Ron hemen araya girerek "bulanık diye sürekli onunla ve arkadaşlarıyla alay ettiğin kıza öyle mi?"dedi inanmaz alaycı bir sesle.
"Lafını bölme de anlatsın Ronald"dedi Hermione.
"Evet görünüşte tamda dediğin gibi."diye devam etti Draco.
"Benim için hoşlandığım kıza ve çevresine kötü davranmak kolay mıydı sanıyorsun? Onu her ağlarken gördüğümde gözündeki yaşın sebebinin ben olduğunu bilmek, sizlere neşeli ve sıcak bakışlar atan çikolata gözlerinin bana döndüğünde nefret ve kızgınlıkla baktığını görmek kolay mı?"
Ron yine ağzını açtı bir şey diyecekken Draco elini kaldırarak susturdu.
"Sözümü kesip durmazsan Weasley her şeyi öğreneceksin.
Evet neden öyle davranmaya devam ettiğimi soracaksınız.
Çünkü davranmak zorundaydım.
İlk yıl eve gittiğimde aileme Hermione'yi anlattığımda babam çok sinirlendi.
İlk yılın başında da tembih etmişti. Zaten onu tam olarak dinlemediğim için daha da çok kızdı.
Ve bana okula döndüğüm andan itibaren o kıza ve arkadaşlarına kötü davranmamı ve ona bulanık diye hitap etmemi istedi.
İşte o zaman tam bir Malfoy ve babamın oğlu olurmuşum.
Yani benim sizler gibi seçme şansım hiçbir zaman olmadı.
Daha altıncı sınıfken ölümyiyen olmayı istediğimi mi sanıyorsunuz?
Neyse daha fazla bir şey bilmenize gerek yok.
Ben özrümü de Hermione'den diledim. Kusura bakmayın hala bir Malfoy'um.
Bu arada Hermione beni dinlediğin ve hislerime karşılık verdiğin için de sana tekrar çok teşekkür ederim."der ve Hermione'ye sarılır.
Hermione "karagölde de dediğim gibi, asıl ben bunları anlattığın için sana teşekkür ederim. Bize gerçek Draco'yu gösterdiğin için"der ve Draco'dan ayrıldıktan sonra arkadaşlarına dönerek "işte böyle çocuklar. Ne düşünüyorsunuz?" Der.
Herkes şaşkındır. Eskiden beri tanıdıkları Malfoy gitmiş, yepyeni bir Malfoy gelmişti.
Şoku üstünden atan ilk kişi Luna oldu. Daha doğrusu hiç şok olmamış gibi dinleyen tek kişiydi.
Hermione "bu kızın nasıl her şeye böyle soğukkanlı ve yapıcı yaklaştığını merak etti. Ama zaten Luna'nın bu özelliğini seviyordu."
"Senin adına böyle bir çocukluk geçirdiğin için üzüldüm Draco."dedi Luna hülyalı sesiyle. "Ama sonunda kendi tabularını yıkıp hislerini açığa çıkardığın için de çok sevindim."
Ginny "bak sen şu Slytherin prensimize ne fırtınalar yaşıyormuş."dedi.
"Ben zaten Herm dinlediyse ve haklı bulduysa seni dinlememiz gerektiğini düşünüyordum ve doğru bir karar vermişim. Aramıza hoş geldin Malfoy."dedi Harry soğukkanlılık ve anlayışla.
Kendiside teyzesi tarafından sevilmeyen bir çocuk olarak büyüdüğü için Draco'nun anlattıklarına hak verdi. Ne de olsa o Lucius denilen adamdan da sevgi pıtırcığı bir baba olması beklenemezdi.
"Teşekkürler Potty."dedi Draco her zamanki Malfoyluğunu konuşturarak.
Harry'de onun omzuna vurdu ve gülüştüler.
Ron bir şey söyleyemedi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bunca yıl nefret ettiği çocuğun böyle bir şeyler söylemesi karşısında suskun kaldı.
"Ne o Weasel demin susmuyordun, şimdi de ağzını açmıyorsun."dedi Draco.
Ron bir şeyler geveleyecekken birden ellerini çırptı ve
"hadi zaman kaybetmeyelim de şu kaçakların icabına bakalım."dedi.

Beklenmeyen #dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin