Bölüm-13

111 6 0
                                    

"Neymiş benim çok önemli görevim?"
"Granger bulanığını bize getirmek!"
*****
"Peki"dedi Draco. "Ne zaman ve nasıl yapacağım?"
Bunu duyan Lucius Rexpart'a zaferleparlayan bir bakış yolladı. Rexpart'da baş parmağını onaylarcasına havaya  kaldırdı.
"Sen, onun sevgilisi gibi davranmaya devam edeceksin. Zamanı geldiğinde biz sana belli ederiz."diye yanıtladı Lucius.
"Hadi ne duruyorsun? Hemen iş başına."diyerek Draco'nun omzundan kapıya doğru itti Rexpart.
Draco söylenenlere uyarak yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra Grimmauld meydanına cisimlendi.
Çok rahat bir şekilde kapıya doğru ilerleyip çaldı. Tabii evdekilerin endişesinden haberi yoktu.
Kapıyı Ginny açtı ve karşısında Draco'yu görür görmez içeridekilere "Malfoy geldi."diye bağırdı.
Harry ve Hermione anında arkasında belirdi. Arkalarında da uyuşuk adımlarla yaklaşan Ron göründü.
Harry "neredesin sen Malfoy?"diye sordu.
"İşte buradayım Potter."diye yanıtladı Draco ve aklına babasının söyledikleri gelince önündeki Ginny'yi kenara iterek Hermione'ye ulaştı ve sarıldı.
Hermione de ona karşılık vermekte gecikmedi. Ama bu sarılışta bir farklılık vardı. Hermione'nin beyni Draco'yu özlediğini düşünmek yerine bunu düşünüyordu.
Sanki bir soğukluk var gibiydi.
"Neredeydin" diye sordu Hermione.
Draco o an babasının bununla ilgili bir şey demediğini farketti. Ama anında bir cevap düşündü.
"Biliyorsun ki ara sıra da olsa şirketle ilgilenmem gerekiyor."
"Bunu bize söyleyerek  gitseydin daha iyi olurdu. Ben de seni beklemiştim.dedi Harry.
Draco Hermione'yi bırakarak Harry'ye döndü. "Haklısın ancak ortağımız olacak pislik kazık atıp kaçmış. Asistanım acil mektup yollayıp çağırınca gitmem gerekti.
Malum Malfoy olduğum için savaş geçeli her ne kadar beş yıl olmuş olsa da karanlık ünümüz henüz geçmedi ve diken üzerindeyim. Apar topar uykudan kalkıp gidince bir not bırakmayı da unuttum. İşimin uzun süreceğini hesap edemedim. Kusura bakmayın."dedi.
*****
Geçen günlerde Harry, seherbazlar ve Draco kaçaklarla ilgili bir iz bulmak için çalıştılar.
Harry gün geçtikçe kafayı yiyordu.
Tabii kimse Draco'nun onları yanlış yönlendirdiğini farketmiyordu.
Hermione gün geçtikçe Draco'nun davranışlarından ve tutarsızlığından iyice şüphelenmiş, hatta imperius altında bile olabileceğini düşinerek kontrol dahi etmişti.
Ama ortada imperius laneti ile ilgili hiçbir iz yoktu.
Nihayet kafa karıştırıcı iki haftanın ardından Ginny ve Harry'nin düğün günü gelmişti.
Harry her ne kadar olaylar nedeniyle ertelemek istese de Ginny ve diğerleri bunun herkes için bir mola olabileceğini söyleyerek ikna etmişti.
Hermione, Alice ve Luna gelin çadırında Ginny'nin hazırlanmasına yardım ediyordu.
Alice Ginny'nin saçıyla ilgileniyor, onun beğeneceği dağınık bir topuz yapmaya uğraşıyordu.
Luna makyajı Ginny beğenene kadar bozup bozup tekrar yapmaya çalışıyordu.
Ve Hermione'de gelin çadırına sızmaya çalışan damadı kendi çadırına geri yollayarak dikkatsizliklerinden dolayı Draco ve Ron'u azarlıyordu.
Tabii onlar da kendi aralarında kavga etmekten fırsat bulabilirlerse Harry'yle ilgileniyorlardı.
Nihayet herkes yerine geçmiş ve tören başlamıştı. Harry ve Ginny yeminlerini etmişler ve herkes eğlence faslına geçmişti ki çadırların olduğu taraftan alevler dans alanına doğru geliyordu.
Herkes asalarına sarılıp yangını söndürmeye çalıştı ancak alevlerin tarafından on kadar siyah maskeli adam çıkarak topluluğun üstüne doğru geliyordu.
Sayıca onlardan fazla olsalar da bir anlık şaşkınlığa uğradılar.
Ama bir an sonra ortalık karıştı.
Hermione bir an ölümyiyenlerden birinin asasının sürekli onu yönlendiriyor gibi Draco'yu takip ettiğini gördü.
Ve Draco şu an yanına geliyordu.
Aynı anda kendisine atılan bir sersemletten korunarak karşılık veriyordu ve ileride bir ölümyiyenin Harry'yi zorla tutarak cisimlenmeye çalıştığını gördü.
Ama ne yazık ki ölümyiyenin başarılı olup olmadığını göremedi çünkü arkadan birinin kolunu tuttuğunu hissetti ve ardından sıkışma gibi olan cisimlenme hissi geldi.
Hermione cisimlendikten sonra onu tutan birisi olmadığı için yere düştü ve sonra dizlerinin üzerine oturarak gözlerini ovuşturdu ve etrafına bakındı.
Önce kimseyi göremese de karanlığa tezat, sarı saçlı birinin arkasını dönmüş dolapta bir şey aradığını farketti.
"Draco."diye fısıldadı.
Sarı saçlı genç onun orada olduğunu yeni farketmiş gibi "Hermione."dedi ve kızın önüne diz çökerek ellerini tuttu ve gözlerine baktı.
Hermione: "neden yaptın böyle bir şeyi?"dedi.
"Bilmiyorum."diye yanıtladı Draco.
Hermione günler sonra ilk defa Draco'nun gözlerindeki o sıcak ifadeyi görmüştü.
Ancak bu an ikisi için de uzun sürmedi çünkü tekrar bir cisimlenme sesi geldi ve Lucius ile Rexpart odada belirdi.

Beklenmeyen #dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin