Geçiş bölümü gibi bir şey düşünebilirsiniz...
Lütfen bol bol yorum atıp vote verin ❤
Sizi seviyorum minik kuşlarım, sık sık bölüm atmaya çalışacağım. Sanırım kitap 15. Bölümde final olabilir ama gidişata bağlı.
Kan değmiş sevdiğin kadının eteklerinin yamaçlarına, masum değil artık hiçbir papatya.
Bu evi saran derin karanlık, günlerdir cevap vermediğim telefonlar, kapıldığım yeni umutsuzluklar beni boğuyordu.
Jimin'in yaşadığını düşünmüyordum, biliyordum. Kore'nin en iyi hastanesinde yolsuzluk yapacak halleri yoktu. Belki de bunu kabullenmek, bu dünyada olmamasını kabullenmekten daha kolay geliyordu bana. Benden hariç bir yerlerde, sevdiğim adamın nefes aldığını düşünmek içimdeki yaralara merhem oluyordu ama bunca acıdan sonra onu bir daha görmek istemiyordum. İstiyordum da içime yediremiyordum.
Zaten sevseydi diyorum kendi kendime, sevseydi bu karanlığın ortasında beni bir başıma bırakıp gitmezdi.
Aklım her şeye eriyordu da neden bu kadar yalan söylendiğine bir türlü eremiyordu. Herkes giderdi bir şekilde, gitmek isteyince. Neden sadece gitmek yerine beni yakmayı tercih etmişti anlamıyordum. Adına yapılmış boş bir mezar bile vardı. Gitmek için tek sebebi ben olamazdım. Peki gittiğinde bulduğum o mektup da neyin nesiydi? Ben kimin kalbini taşıyordum ?
Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Bu yüzden düşünmemek en iyisiydi. Ben en iyisini yapıp, tıpkı onun istediği gibi çıkmıştım hayatından. Ne onun yaptığı gibi yalan söylemiştim, ne de canını yakmıştım. Bir telefon ile bitirmiştim. Zaten olan bir şey yoktu, o hiç yoktu. Bir ölüyle ne yaşanabilirdi ? Bir ölü ile ne kadar yaşanılabilirdi?
Karar vermiştim şuandan itibaren hiçbir şeyi düşünmeyecek ve düşlemeyecektim. Ne o çok sevdiğim adamı, ne de kokusuyla huzur bulduğum bana getirdiği papatyaları.
Ne geldiyse başıma papatyalar yüzünden gelmişti. Mevsimsiz açan çiçek mi olurdu hiç? Salaktım işte sevdiğim için her yalanına inanmıştım. Kendimi her yalanına bir bir inandırırken kendi hayatımdan çalmıştım.
Ayağa kalktım. Köşede duran papatyaları aldım ellerime. Yaklaşıp son bir kez kokusunu içime çekmek istiyordum çünkü papatya kokusu hep onu, onu ve onunla olduğum günleri hatırlatıyordu. Durdurdum kendimi, yaklaşmadım bir kez daha kokusuna, kokusuda dahil bana bıraktığı hiçbir anısına.
Dışarıya doğru adım adım yürürken daha çok sıkıyordum camdan vazoyu. Sanki ben sıktıkça içimdeki acı biraz olsun hafifleyecekti. Sıktıkça kalbim ellerimin arasından kayıp gidecekti.
Dışarıdaki çöp konteynırına doğru ilerlerken avuçlarım acıyordu. Avuçlarımdan kayıp giden kırmızı akışkanın bana değil ruhuma zarar verdiğini biliyordum ama yine bakmaya korkuyordum.
Korkuyordum çünkü o çok sevdiği papatyaların artık beyaz olmadığını biliyordum.
-Bölüm Sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌼BEYAZ PAPATYALAR🌼 P|J|M🌼TAMAMLANDI🌼
FanfictionBir sonbahar mevsiminde, beyaz papatyalar ekmiştin en kurak çöllerime... 2. Kitap