1

13 3 4
                                    

Mezarlıktaydım , onun gömüldüğü toprağın üstünden solmuş çiçeklerine bakıyordum . Bir yıldır gelmeye ne cesaretim vardı nede gücüm yetiyordu . Babaannesinden manevi değeri olan menekşe çiçeğini getirmiştim ona . Babaannesi hep derdi ki mor bir menekşe gibi çok fazla yaşayamayacağız , ya çok fazla su vericekler, ya çok fazla güneşte kalıcaz  , ihmal edildiğimiz gün döngümüz bozulucak ve solup gidicez derdi .  Belki benim suçum değildi ama  bir saniyeliğine olsada ihmal etmiştim onu , olan olmuştu , solup gitmişti bu dünyadan .  
Ne güzelde uyuyordu benim güzel sevgilim , menekşeler gibi kokuyordu şimdi .
Uzun zamandır gitmeni yediremiyordum kendime , çok özledim seni .
Gözyaşlarım durmaksızın akıyordu yere yanaklarımdan birer birer . Mezarına uzanıp solan çiçekleri temizlemiştim . Diktiğim menekşeler çok yakışmıştı ona  , bir hafta sonra solucaklardı  belki ama inanıyordum ihmal etmedikçe yaşıyıcaklarına .

Artık veda etmeliydim , kalkıp bacağıma bulaşan toprağı silkeledim , son bir kez  el sallayıp çıktım mezarlıktan .
Mezarlığın karşısındaki durakta eve gidicek olan otobüsü bekliyordum . Şarkı listesine girmiştim burdaki sessizliği en sevdiğimiz şarkıyla sonlandırdım , Pinhani - Sevmekten Usanmam .
Kulağımda yankılandı sesler " Eğer her gece yattığında , büyülü düşler sana , benden bahsediyorsa .." .

Otobüs gelmişti , bir koltuğa yerleşip şarkının sesini fullemiştim , kapşonumu kafama geçirip , dışarıyı izlemeye koyuldum .
Şarkı beni derin bir uykuya götürmüştü , koluma deyen bir elle sıçrayıverdim yerimden .
" Hanımefendi son durağa geldik inicek misiniz ? "  İyiki evim son durağa yakındı , adama nazikçe teşekkür edip otobüsten indim .
Yoldaki insanlara bakıyordumda çok tuhaftı, herkesin ayrı bir derdi ayrı bir hayatı vardı , şu zamana kadar bencillik yapmıştım tek üzülen , tek kırılan benmişim gibi davranmıştım .
Sonunda eve vardım , zile bastım , kapıyı açan annemin suratındaki endişeyi anlayabiliyordum , sadece bakıyordu ne bir kelime söylüyor , nede meşhur sorularını ard arda diziyordu , geçmem için kenara çekildi .
Gülerek " Ne o neden öyle bakıyorsun ? , yine bir suç işlemiş olamam ".
Sanki anlamamış gibi yapıyordum , neden öyle baktığını biliyordum ama bu konuyu konuşursak daha fazla dayanamazdım yükünü kaldırmaya .
Annem küçük bir tebessümle " Yok sadece içeri girmeni bekledim ." Mutfağa doğru yürürken masayı işaret etti "  Bak masanın üstünde yemekler var istersen otur atıştır biraz , benim aç kızım acıkmıştır kesin ."  Göz ucuyla masaya baktımda sanki tüm istanbul için hazırlanmış bir sofra vardı .
Kahkaha atarak " Annecim bu ne hamaratlık bakıyorumda döktürmüşsün , ama gözümden kaçmadı pekte bir şıksın söyle bakalım kim için bu sofra ."
Bir an annemin suratının düştüğünü görebiliyordum , anide dönüp  tezgaha yaslanıp , ellerini koydu , zorraki dudaklarını kımıldatıp gülümsedi .
" Baban gelicekti bu akşam , unutmuşum söylemeyi "
Hiç bir şey demeyip odama çıktım . Sinirlenmiştim bu gün benim için çok özel ve zor bir gündü annem ise dahada zorlaştırıyordu . Babam mış , ben o adama bir daha ne baba derim nede babam gibi davranırım .  Vücudumu yatağa saldım ,  yine en sevdiğim manzara vardı karşımda canım tavanım . Her gece bakışırdık kendisiyle  .
Odama kadar gelen annemin bağırışı bölmüştü bakışmamızı . " Baban gelmeden hazırlan , seni o simsiyah elbisenin içinde görmek istemiyorum "

Seslenmesine karşılık sessiz kalmıştım , diz kapaklarımda hayla toprak kalıntıları vardı ama o adam gelsede gelmesede sabaha kadar bu elbiseden kurtulmıycaktım . Tek yaptığım üstümdeki kapşonlu kot ceketi çıkarmak oldu .  Bu elbise ona özeldi ve bu gün ona özel giymiştim .

Telefonun titreşmesiyle  Dilarayı tamamiyle unuttuğum aklıma gelmişti .
Ekrana baktığımda 15 cevapsız arama 109 mesaj  vardı  , aramalar kısmına girip Dilaranın arama tuşuna bastım .
" Bebişiiim "

Menekşe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin