Bölüm 3

41 3 2
                                    

"Ömer sen ne yaptın?(!)" Bir yandan cırlıyor, bir yandan da Üzerime dökülmüş Fuse Tea'ya bakıyordum!

"Yakıştı" Kötü gözlerle Ömer'e döndüm. Sırıtıp ellerini havaya kaldırdı ve bir eliyle ağzına fermuar çekti. Bir yandan da Lara halimize gülüyordu.

"Ne nedin ne dedin?" Ömer'i tutup duvara fırlatmak istiyordum. Tabi en az 40 fırın ekmek yemem gerekiyordu bu ayıyı duvara fırlatmak için.

"Hiç bir şey" dedi gülerken. "Çok mu komik?"

"Evet" dedikten sonra çok büyük bir kahkaha attı. Kahkahasıyla beraber bütün mağaza bize döndü. Şu an herkes bizi izliyordu resmen.

"Ömer" dedim sahte bir şekilde gülümserken. "Efendim kanka" Bak hala gülüyor.

"Senin ananı ağaçta sallandırır gölgesinde bacını sikerim"

Bizi izleyen insanlar ve Lara büyük bir kahkaha atarken Ömer bana tip tip bakmaya başladı.

Ne bakıyon yapram?

"Kanka bu ağır oldu ya" dedi Ömer, ben ibnece sırıtırken. "Yalnız fena koydu" dedi Lara kahkahalarının arasından. "Şimdi bana ıslak mendil bul yoksa kafanı bu duvara zımbalarım."

"Ben nereden bulayım ıslak mendili?" Omuz silktim. O sırada bizi izleyen müşterilerden biri bana çantasından çıkardığı ıslak mendili uzattı. Teşekkür edip ıslak mendili aldım ve üzerimi silmeye başladım. Ömer'e baktığımda beni izlerken sırıtıyordu.

"Bana bir fuse tea borcun var"

"Kanka onlar çok pahalı ya" diye homurdandı. İbne seni.

"Sus lan" diye tısladığımda ofladı ve bir umutla Lara'ya döndü. "Kanka 5 lira versene şuna Fuse Tea alayım"

Lara tereddüt eder gibi bakışlarını bana çevirdiğinde 'hayır' dercesine kaşlarımı kaldırıp indirdim.

"Kusura bakma Ömer git kendin al" Aferin benim kızıma. Ömer son bir umutla bana döndüğünde sırıttım.

"Ha bu arada üzerime Fuse teayı döktüğün için bana yeni bir kıyafet borcun var" dedim ve ibnece gülümsedim.

Ömer sanki dünyanın sonuymuş gibi gözlerini pörtletti "Ama kanka yanlışlıkla döktüm" Diye homurdandığında omuz silktim.

Ömer en sonunda pes etti ve cebinden 5 lira çıkarıp bana Fuse Tea aldı. Hemde şeftalili. Sanki kurtuluş savaşını kazanmış gibi zaferle Omer'e sırıttığımda gözlerini devirdi. O ela gözlerine çomak sokayım senin.

Mağazadan dışarı çıktık ve parkta yürümeye başladık. Tabi ben o sırada Fuse Teamı bitirmekle meşgulüm. Biraz parkta yürüdükten sonra Ömer bizi evlerimize bıraktı.

---

*Geyikli grubundan mesaj var!

Lara: Ömer öldün mü lan cevap yazmıyorsun?

Duru: İnşallah ölmüştür amk

Ömer: Ne o beni çok mu özlediniz?

Duru: Gebermemiş pislik -,-

Ömer: Duru jelim senin benimle ne alıp veremediğin var?

Duru: En sevdiğim kıyafetimin üzerine 5 lira verdiğim Şeftalili Fuse Tea döktün.

Lara: Ahahah

Ömer: La havle velakuvvete...

Duru: Lö hövlö volökövvötö

Lara: Çarpılacan gerizekalı.

Duru: Neyse ben yemeğe iniyorum bir daha görüşmemek üzere görüşürüz...

Ömer: Gitme ayol

Telefonumu yatağa hafifçe fırlattım ve üzerime kırmızı bir kazak ve altıma siyah bir tayt geçirdikten sonra aşağı indim.

Herzamanki gibi annem ve babam sofraya oturmuş yemek yiyorlardı. Yanlarına gittim ve tam karşılarına oturdum.

"Yarın avm'ye gidiyoruz" Sessizliği bozan annemin sesi oldu. "Neden?" Diye sorduğumda babamın sert bakışları beni buldu.

"Yarın Lara'nın eşi olacak adam ziyarete bizi gelecek. Biraz sohbet edeceğiz. Sanada biraz şık kıyafetler alacağız." harika, bir bu eksikti gerçekten. 

"Benim kıyafetim vard-" annem sözümü kesti "Bir lafı ikiletme"

Oflayarak yemeğimi yarıda bıraktım ve merdivenlere yöneldim. Annem arkamdan kalktığı sırada babam annemi durdurdu. "Bırak gitsin"

---

Pijamalarımı giydim ve yatağa oturdum. İçımde sıkıntılı bir his vardı. Sıkıntıyla ofladım ve telefonumu elime alıp Ömeri aradım. Ikinci çalışta telefon açıldı.

"Efendim Duru jelim?"

"Kanka hani şu şişman bir enişte vardı ya kel olan?"

"Lara'nınki mi?"

"Evet.."

"Ne olmuş o amına kodumun keline?"

"Yarın bizi ziyarete geliyormuş. Annemle beraber avmye gidicez kıyafet bakmak için."

"Şerefsiz" diye tısladı Ömer, "Hangi yüzle geliyormuş?"

"Bilmiyorum. Ben ne zaman ona baksam sırıtıyor."

"Kanka bulaşma o adama. Sana kafayı takmış belli ki"

"Aynen.." dedikten sonra uzun bir sessizlik oldu. "Neyse kapatıyorum ben" dedim.

"Tamam kanka görüşürüz"

Telefonu kapatıp şarja taktım. O sırada bir mesaj geldi. Yine aynı kişiydi.

*Bilinmeyen numaradan bir mesajınız var!

Bilinmeyen numara: Sana yarın avmde iyi eğlenceler prenses.

Okuduğum cümle karşısında resmen şoka girdim. Ağzım bir karış açılırken hemen yazmaya başladım.

Duru: Sana son kez soruyorum, kimsin sen!

Bilinmeyen numara: Öğreneceksin Duru, öğreneceksin. Bu kadar acele etme. Ha bu arada bu kadar meraklıda olma, merak kediyi öldürür ;)

frαmвuαz ѕєvєr miѕin? | tєхtingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin