Bölüm 2

45 3 3
                                    

Duru: Kimsin sen?

Bu kişinin kim olduğunu bulmaya meraklıydım. Bu yüzden mesaj attım. Ama cevap gelmedi. Oflayarak telefonun ışığını kapattım ve komidine koydum. Sonrada yatağın altına girdim ve elimi başımın altına koyarak uyumaya çalıştım.

---

"Sen olmasan o dengesizle evlenicektim!" Boynuma sarılan Lara'ya sadece gülümsemekle yetindim. Boynumdaki ellerini biraz daha sıkınca garip bir ses çıkardım. Bir çeşit böğürme.

Çıkardığım garip sese güldü ve ellerini boynumdan çekti. "Sen iyi misin peki?"

"İyiyim ben sen merak etme beni" dedim yanaklarını öperken. Sonra yüzümü geriye çektim ve elimle saçlarını düzelttim. İçtenlikle gülümsedi. Sanki hayatını kurtarmışım gibi. Gözleri maviydi ve çok güzel bakıyorlardı. O benim 2 gerçek dostlarımdan birisiydi. Diğeri Ömer oluyordu tabiki. Onu unutmayalım. "Aa pamuk şeker!" Küçük bir çocuk edasıyla gördüğü pamuk şekerciye kosturmaya başladı. Gözleri parlamıştı adeta. Kıkırdayarak yanına gittim ve pamuk şekerciye cebimden 100'lük çıkartıp uzattım. Zenginlik böyle bir şey işte oğlum. "2 tane pamuk şeker" dedim sırıtarak. Pamuk sekerci ise şaşkınca bir 100 liraya, birde bana bakıp duruyordu. Gülememek için kendimi zor tutarken Lara cebinden 2 lira çıkarttı ve adama uzattı. Adam Lara'nın elindeki 2 lirayı alıp gülümseyerek 2 pamuk şekeri aldı ve Lara'ya uzattı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

---

Pamuk şeker olayının üzerinden 10 dakika geçmişti. Lara ile bir banka oturmuş, pamuk şekerleri yerken gülüşüyorduk.

"Ömer'i arasana gelsin yanımıza"

"Yok onon oşo vormoş konko" dedim ağzım pamuk şekerle doluyken. Bu nasil bir sesti böyle. Aman yarabbim.

"Ne?" Diyen Lara'ya yaklaşıp hömkürmeye başladım. "Öşö vör"

"Ne diyon kızım" diyip eliyle ağzıma vurdu tek kaşı havadayken. Tipini görmeniz lazım. Tam bir maymuna benziyor. Nihayet ağzımdakini bitirdim ve yutkundum. Boğazım kurumuştu. "İşi var"

"Ha" dedi kaşlarını indirirken. Tipine sokiyim senin. Ha ne lan.

O sırada koluma takılı spor çantamın çekiştirildiğini hissetim. Önüme döndüğümde küçük bir  sarışın kız çocuğu çantamı çekiştiriyordu. Muhtemelen 5 yaşındaydı. Sarışınlardan ve 5 yaş çocuklarından nefret ediyorum! Hepsi baş belası.

Şaşkınlıkla çocuğa bakarken Lara arkadan kıkırdıyordu.

Çantamı tuttum ve çekmeye başladım ama kız bağırmaya başladı. "Ver çantayı!" Küçük bir kızdan bu ses çıkması olağan bir şey değildi. "Bu benim çantam diye direttiğimde kız ağlamaya başladı. Birden elimle kızın ağzını kapadım ve susmasını sağlamaya çalıştım. O sırada Lara arkada gülmekten yıkılıyordu. Bu benim sinirlerimi bozmuştu. Lanet olası çocuklar! Pislik!

Kızın annesi yanımıza geldiğinde kız ağlayarak söylenmeye başladı. "Bana vurdu!" Yalan! Kuru iftira! Haksızcılık!

TDK ağlıyor haksızlcılık ne aminyum.

"Öyle mi?" Ağzım bir karış açılmış baş belası kız ve annesine bakıyordum. Gözlerime inanamıyorum! Yalana bak sen! Yılan seni...

Küçük kıza gözlerimi kısarak baktım. Lara ise arkamda gülmemek için kendini zor tutuyordu. Hain -,-

Kız bana gözlerini kısıp dil çıkarınca annesine döndüm. "Olurmu öyle şey, çantamı almaya çalıştı. Bende çantamı geri isteyince ağlamaya başladı" kadın bana inanmışçasına baktı. Sonra kızına baktı. Kız dudağını büzdü ve "Yalan söylüyor" diye cırladı. Bak sen? Küçük yılan seni.

Dal ikisinede olsun bitsin

Psikopat iç sesime küfür mırıldandıktan sonra Lara'ya döndüm. Sırıtıyordu. Kızın annesine geri döndüm. "Efendim gerçekten yok öyle bir şey" Kadın iki kaşını kaldırmış bir şey düşünüyor gibi duruyordu. Sonra kaşlarını indirdi ve bana baktı. "Siz kızımın kusuruna bakmayın. Özür dileriz" dedi ve kızının kolundan tutup çekiştirmeye başladı "Hadi kızım" kız bana öyle kötü baktı ki. Titretti. Bu sefer onu taklit ederek ben ona dil çıkardım. Yüzündeki ifadeyi görmeniz lazımdı. Arkamdan bir kahkaha sesi geldiğimde o tarafa döndüm. Lara yıkılıyordu. "Ne gülüyon gülüm?" Dedim ve tek kaşımı havaya kaldırdım. Gülmesini anca durdurduğunda sırıtarak suratıma baktı. "Az önceki küçük çiyan varya," dedi. "Senin de küçükken ondan hiç farkın yoktu" gözlerimi kıstım.

"Kafana molotof atmamı istemiyorsan kes sesini" diye tısladım. Güldü. "Molotofa zam gelmiş" diye sırıttığında gözlerimi devirdim. "Bu hiç bir şeyi değiştirmez"

Birden telefonum titrediğinde telefonumun arka cebimde olduğu aklıma geldi. Kız çantamı çekiştirmeye başladığında telefonum yere düşer diye göt korkusuna kapılıp arka cebime koymuştum. Ayağı kalktım ve telefonu çıkarıp baktım. O sırada Lara'nın ki de titredi ve oda telefonunu çıkardı.

*Geyikli grubundan mesaj geldi!

Ömer: Canım sıkıldı neredesiniz?

Ömer: Gelin diyecektim.

Ömer: Sen gelme Duru Jel. Lara gelsin.

Lara'ya baktığımda sırıtıyordu ve birşeyler yazıyordu. Bende cevap vermeye karar verdim.

Duru: Tamam. Zaten bende eve geçicektim. Siz takılın.

Lara: Ömer kanka konum at. Uçarım yanına 2 dakikada :D

Duru: Lara hava yolları :D

Ömer: öslfjköslfjköslfjk

Lara: sjsjsjsjsjsjsj

Ömer: Atıyorum konum bekle.

Ömer: ***** (Adres)

Lara: Tamam geliyorum.

Lara ile ayrıldık ve ben taksiye binip eve gittim. Taksiye parasını verdim ve arabadan indim. Tam o sırada taksi giderken çamura saplandım ve yüz üstü çamura yapıştım. Size yemin ediyorum suratımdaki ifade aynen şuydu:      :O

Sinirle yerden kalktım ve suratımdaki çamurları temizledim. Her yerim çamur olmuştu! Çamurları iyice temizledikten emin olduktan sonra eve girdim ve hemen odama geçtim. O sırada telefonum titredi.

*Bilinmeyen numaradan mesaj var!

Bilinmeyen numara: Dizinde hala çamur var :)

Okuduğum mesaj ile ağzım kocaman açılırken pencereme baktım. Kimse yoktu. Hemen telefonu sıkıca tutup mesaj yazmaya başladım.

Duru: Bunu nereden biliyorsun?

O sırada doğru mu söylüyor diye dizime baktım. Dediği gibi çamur vardı. Çamuru umursamayıp telefonuma odaklandım. O sırada mesaj geldi.

Bilinmeyen numara: Meslek sırrı ;)

frαmвuαz ѕєvєr miѕin? | tєхtingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin