Salona ürkek adımlar ile merdivenden giriş yapan kız Derin ile tartışan kırk beş yaşlarındaki adamı inceledi, siyah renk takım elbisesi ve yeni beyazlamaya başlayan taralı saçları ile düzenli birisine benziyordu. “Kızım iyi güzel yanına aldın da şimdi ne yapacaksın?”
İkisi de Mavi’nin varlığından haberdar değildi, merdivenin sonunda dikilen kız hararetli şekilde Derin’e azar çekmekle meşgul adamın kemerinde silahını ve telsizini fark ettiğinde yukarıda söylenen kişi olduğunu anladı.
“Ya amca ne yapsaydım söyler misin? ‘Kusura bakma canım ben görevdeyim, bu iş için yediğim dayakların haddi hesabı yok ama hala enayi gibi devam ediyorum-… Senin de güvenliğini sağlayamam kaç git’ mi?” Derin’in sinir kat sayısı her geçen saniye artıyordu fakat karşısındaki adamın hatırı için hala patlamamıştı.
Mavi sağ elini dudaklarına yönelterek ben buradayım der gibi kısık sesle öksürdü. “Merhaba…” İnce sesini olabildiğince sert çıkartmaya çalıştı fakat Derin karşısında durdukça süt dökmüş kedi gibi sesi tekrar kaçıyordu.
“Amc-… Fuat Öztürk, Asayiş Büro Amirimiz.” Fuat Bey, genç kıza gülümseyerek ilerledi. Mavi sağ elini tokalaşmak için uzatırken Amir genç kıza sarıldı. “Çok büyümüşsün kızım maşallah.” Sarılan ikili birbirinden ayrılırken Mavi saf-saf adama bakmaya devam ediyordu.
Fuat Bey kızın kendisini hatırlamadığını düşünerek babacan bir tavırla güldü. “Kızım lojman bahçesinde hani ‘bıgıdık amca bıgıdık’ diye koşturduğunuz-…” Mavi karşısındaki adamın küçüklüğünde at olarak sırtında bindiği kişi olduğunu şimdi anlıyordu. Fuat amca ne kadar da değişmişti-… “Fuat amcacım özür dilerim ben bir an çıkartamadım.”
Derin’de ikilinin yanına gelerek ellerini arkasında birleştirdi, resmî olmalıydı-… Yanında duran öz amcası olsa da aynı zamanda amiriydi de. “Yaş aldıkça ne kadar da güzel bir kız olmuşsun sen, bitti mi okulun?” Tehlikeli sorular festivaline hoş geldiniz! Derin kaşlarını hafif çatarak Fuat Bey’e baktı. “Küçükken de çok güzeldi o ayrıca okuyor hala amca.”
Derin ne dediğinin gayet farkında bir tavırla hala Fuat Bey’e bakıyordu, Mavi içerisinde kıpırdanan duyguları ile sadece gülümsedi. “Ne inat bir kızsın Derin, yarın merkeze gel de sana ne yapacağız düşünelim. Deniz itinin fişini çekelim artık.” Derin kafasını sallarken Fuat Bey, Mavi’ye bir kez daha sarılarak evden çıktı. Kerem de piyasada yoktu, Derin’i sıkıştırmak için güzel fırsat olabilirdi.
“Sende çok şirindin küçükken-… Gerçi hala şirinsin ama…” Mavi’nin dudakları tedirgin şekilde tekrar açıldı, Derin kafasını hafif sola yatırarak adı gibi bildiği soruyu bekledi.
“Deniz meselesi sanırım senin için sadece işten ibaret, değil mi?” Derin korku ve endişe ile sarılmış puslu boncuk gözlere baktı, karşısındaki kız duygularını ne kadar da çabuk belli ediyordu.
“Ben-… Onu ilk başta gerçekten çok sevdim.” Yıllardır saklıyordu herkesten duygularını, eziyetin bin türlü çeşidini babası ve Deniz’den çekmiş fakat kimseye anlatamamıştı.
“Hayatımı yok edecek yere gelene kadar çok sevdim, en az babam kadar kötü birisi oldu o da benim için. İşkenceleri, Azrail düşünceleri ve hepsinden kaçtım-… Sadece bana da yapmadı.” Mavi zoraki bir gülümseme yerleştirebildi yüzüne, karşısındaki kızın ne kadar zorluğu tek başına aştığını bilmese de hissedebiliyordu.
“Gözlerimin önünde ufacık bir kız çocuğunu katletti o benim-… Dayanamadım Elif, kim dayanabilirdi ki?” Duygusal birisiydi Derin, bunu iki-üç kişiye belli etse de aslında her anı duygusaldı.
“Tamam-… Tamam, anlatmak zorunda değilsin devamını-… Sana inanıyorum.” Belki karşılıklı duyguları yoktu fakat ikisi de birbirlerine olan bağlarının farkında olarak tuttular ellerini.
Mavi, Derin’in 17-18 yaşlarına ait bir resmine bakıyor gibi oldu. Aradan altı yıl geçmesine rağmen değişen tek tük şey vardı, kahverengi badem gözlerin kılcal damarları yanaklarında da vardı. Küçükken yaygın olduğu kadar şuan olmaması ayrı bir güzellik katmıştı.
İkisi de birbirini inceliyordu aslında. Derin en ince detayına kadar ezberine bildiği kızın kusursuz kusurluluğunu resmediyordu tekrar zihnine, sağ elinin işaret parmağını kaldırarak duraksadı. İçinde geçen tüm olumsuz düşünceler geldi gözünün önüne, gerçekten izin verir miydi ki dokunmasına?
“Korkma Derin-… Hiçbir şeyden korkmadığın gibi benden de korkma.” Eli havada dudaklarına odaklandı kızın, burnu ile dudaklarının arasındaki küçük çukura dokundu. Mavi beynindeki puslu düşünceleri yok etmiş sadece Derin’in ne yaptığını çözmeye çalışıyordu.
“Melekler-… Bebekler kırk günlük olduktan sonra onları annelerine hediye ederlermiş, giderken kendilerinden bir iz olarak da bu çukuru bırakırlarmış bize.” Sağ elini Mavi’nın yanağına yaslayarak gözlerinin içerisine yönlendirdi kendisini, en sevdiği rengin can bulmuş hali karşısındaydı artık.
“Sana yaşatılmış bu iz dışında bütün izlerini yok etmek istiyorum…”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lacivert - 2804 -
No FicciónKaranlık sokağın perileri aşkın güçlü köklerini izliyordu. Masmavi dünyasına alacakaranlık çökmesi bir inanın ne kadar hoşuna gitmiyorsa Mavi için de bu tam tersiydi. Derin'in ismi kadar karanlık hayatı içerisinde kaybolmayı o kadar istiyordu ki. R...