-1-

9.3K 587 1.3K
                                    

"Örtmenim, Sungju kulağımı çekiyor!"

"Şunkuk bana hiçbir şey yapamaz, şalak."

"Şunkuk değiy o, Cunkuk. Biy şeyi de bil!"

Jungkook için yine stresli ve yoğun bir iş günüydü...

Bir yandan kulağına dayadığı telefonda ona bir şeyler söylemeye çalışan Jimin'i dinlemeye çalışıyor, bir yandan da çocuklardan birinin hafif bir mide bulantısı yaşaması sonucunda pantolonuna bulaşan kusmuğu temizlemeye çalışıyordu.

"Jimin, bebeğim seni sonra arasam olur mu? Sungju yerinde dur! Myungdae, kaç kere pastel boyaları yememen gerektiğini söyleyeceğim?!" (Y/N: myungdae'yi tanıyanlar gelin ağlayalım beraber)

Jimin neler olduğunu tam anlayamasa da, telefondan gelen çığlık seslerinden ortada büyük bir kaos olduğunu tahmin edebiliyordu.

"T-tabii! Ben sadece bu akşam bir şey yapacak mıyız diye soracaktım. Hani yıldönümü falan filan-"

"Ah!" Jungkook sertçe alnına vururken, hiçbir şey olmamış gibi onu onayladı. "Tabii ki!" Cümlenin devamını getirme umuduyla etrafı taramaya başlamıştı bir yandan. Acilen sıyrılması gerekiyordu yoksa Jimin her şeyi anlayacaktı. Gözü öğrencilerinden birinin boyadığı paten resmine kayınca gülümsedi.

"Çok güzel şeyler yapacağız hem de."

Pekala, bu sefer gerçekten güzel sıyrılmıştı. Jimin ona güzel dileklerde bulunup telefonu kapattığında derin bir nefes aldı. Asıl bebeğiyle olan işi bittiğine göre, geriye kalan on beş bebekle rahatça ilgilenebilirdi.

Pantolonundaki kusmuğu iyice temizledikten sonra eğilip, kumaşı kokladı ve yüzünü buruşturdu. Hala iğrenç kokuyordu, bu kıyafetlerle randevuya çıkacaktı şimdi... Çocukların duymaması için içinden şansına küfretti. Yeniden kusmaya hazırlanan çocuğu gördüğünde telaşa düşmüştü, hızla -bir önceki denemede ağzına tutmayı başaramadığı- poşeti kavradı ve ağzının altına getirdi. Çocuk anında midesindeki her şeyi boşaltmaya başladığında gözleri yavaşça kapanmış, poşeti oldukça uzakta tutarken bu mesleğe neden atıldığını düşünmeye başlamıştı.

Kreş öğretmenliği başta gözüne gerçekten çocuk oyuncağı gibi gelmişti, çocuklarla ilgilenmeyi seviyordu ve bunun yeterli olduğunu düşünmüştü. Oysa çok fazla eksiği vardı, beş yaşında altına kaçırma problemleri yaşayan bir çocuğun bezini değiştirmesi gerektiğini bilmiyordu, her gün paytak paytak yürüyen afacanların düşme tehlikesiyle oradan oraya koşturacağını da bilmiyordu. Ve tabii... Jimin'le çıkacağı randevuda kusmuk kokan bir pantolon giymek zorunda kalacağını da bilmiyordu.

Çocuk işini bitirdiğinde poşeti bağlayıp kreş binasının yanındaki konteynıra attı ve ellerini yıkayıp, oyun alanına geri döndü. Herkes eğlenirken o sürekli ağlıyordu ve suratı sararmıştı. Telaşla telefonunu açıp annesinin numarasını çevirdi. Bu işi uzun sayılabilecek bir süredir yapmasına rağmen çocuklardan biri rahatsızlanınca korkudan tir tir titriyordu. Her birine kalbinde ayırdığı yer kocamandı ve bu his bambaşkaydı, bir sürü küçük çocuk ona gülümsüyordu sanki o hepsinin babasıymış gibi. Birkaç öğretmen daha vardı fakat en çok onu seviyorlardı. Ve pantolonunun paçasında hissettiği eller yeni bir oyun istediklerinin göstergesiydi.

Açılan telefonla dikkatini onlardan alıp öksürdü ve durumu en uygun şekilde izah etmeye çalıştı.

"Oh, merhaba efendim. Oğlunuz biraz rahatsızlandı, acaba onu gelip alabilir misiniz?"

After the Storm | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin