-4-

2.5K 297 153
                                    

"Meğer bomba Busan'daymış."

Jimin, suratının iki santim ötesinde iğrenç soluğunu yüzüne üfleyen adama bakakaldı.

Yüzündeki tüm kırışıklıklar ayrı bir kötülüğün simgesiydi sanki. Ağzından çıkan cümleler, zehrini tüm zihnine akıtmıştı.

"Katil olmamı istiyorsunuz," İnanamıyormuş gibi onay istedi, bir gözü seğiriyordu. "Onları öldürmemi istiyorsunuz!"

Hyunshik gülerek başını iki yana salladı;

"Sen zaten milyonlarca insanın katilsin, Jimin. Biz senden bu güzel performansını tekrarlamanı istiyoruz."

Jimin, güçlü durmaya çalışmasına rağmen sinirden birkaç damla yaşın düşmesine engel olamadı. Busan'a kesinlikle bu yüzden gelmemişti, yepyeni bir hayat hayal etmişti. Üç yıl önce, kasırganın önünde gözyaşları içinde Tanrı'ya bağıran çocuğu geride bıraktığını sanıyordu. Şimdi ise onu ayak bileklerinden tutarak cehenneme çeken tüm şeytani bedenler tekrar belirmişti.

"Ciddi olamazsınız."

Kuruyan boğazı yüzünden sesi hırıltılı çıkmıştı, yutkundu. Hyunshik'in yüzündeki alaycı ifade söndü, kaşları çatıldı.

"O aptal sevgilini iki saniye içinde öldürebilirim!"

Durgun hali bir anda giderken, öfkeyle yerinde doğruldu. Beline bağlanan ip çözüldü, ona mide bulandırıcı derecede yakın olan bedeni yakalarından kavradı ve sırtını masanın yüzeyine yasladı. Gözlerinden ateş fışkırıyordu ve tam anlamıyla çıldırmıştı, hem gülmek, hem ağlamak, hem bağırmak istiyordu.

"Denesene!"

Arkasından tutarak onu yerine oturtmaya çalışan korumaların pek işe yaradığı söylenemezdi, hiçbirisini umursamıyordu.

"Katil olduğumu söyledin," Hyunshik iğrenti içinde onu geri çekmeye çalışıyordu, yakasından sarsarak kafasını masaya çarptırdı. "Dene ve seni burada öldüreyim, piç kurusu."

Boynuna saplanan iğne ile bedeni kasılırken, kollarına yüklenen güç yok olmuştu yavaşça. Acı, gücün yerini alırken ses çıkarmamak için dişlerini sıktı. Hyunshik, gücünü kaybeden kollardan faydalanarak kendini ondan kurtardı ve üstünü silkelemeye başladı küfürler ederek.

"Hastasın sen."

Gözlerinin içine bakarak fısıldadığında Jimin bunu anlayamamıştı bile, konuşabilecek kadar düşünemiyordu. Görüşü bulanıklaşıyordu, kolunun tutulduğunu fark etmedi. Bileğinin belirli bir yerinde dayanılmaz bir acı hissettiğinde binayı inletecek bir çığlık atmıştı.

"Terapiler içindeki şeytanı düzeltmeyecek, Jimin."

Kolunu bıraktıklarında ne yaptıklarına bakmaya çalıştı. Beyaz bir ışık, derisinin altından yanıp söndüğünde kaşları çatılmıştı. Algılayamıyordu hiçbir sözü ve duyguyu, sadece acı vardı. Ne korku, ne hüzün, ne de kızgınlık. Neler olduğuna dahil ulaşamıyordu zihni.

"Sizi orduya alacağım ve istediğim her şeyi yapacaksınız."

Hyunshik, başını dik tutamayan bedene alayla güldü;

"İçindeki asabiyete yenik düşüp emrimden çıkarsan, sadece Jungkook'un canını yakmam."

Jimin, Jungkook'un adını duymasıyla son gücünü kullanarak ona bakmaya çalıştı. Olduğu yerde kayboluyordu, tozlar içinde yok olmasına saniyeler varmış gibiydi.

After the Storm | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin