Dance Partner «KookMin» [✓]

•33• FİNAL•

Lütfen bölümü en sonuna kadar okuyun, yazar notu da dahil. Önemli bir konu sormak istiyorum.
🥀

Bir buçuk sene sonra-

Dolu gözlerimi kantinde gezdirip kaybolan miniği bulmaya çalıştım. Ben arkadaşlarımla konuşurken birdenbire elimi bırakarak koşuşturmaya başlamıştı. Ben her ne kadar onun peşinden koşsam da üniversite bugün bir yarışma olacağı için oldukça kalabalıktı.

Sonunda onca kişi arasından gördüğüm uzun, açık kahverengi saçlı minik beden ile var gücümle bağırdım.

"Ji Woo!"

Sesimi duyan minik beden bana dönerek gözleri kısılana kadar gülümsediğinde yanaklarımı ıslatmaya başlayan gözyaşlarım ile oyun isteyen miniğe burukça gülümsedim.

Adımlarım onun olduğu yere doğru harekete geçerek hızlanırken ellerimle ıslanan yanaklarımı aceleyle sildim.

Jungkook bugün önemli bir dersi olduğunu söyleyip birkaç saat Ji Woo'ya bakmam için benim yanıma gelmişti, Jungkook'un üniversite de son senesi olduğu için bu aralar kendini hiç olmadığı kadar dansa ve derslere veriyordu kendini.

Evde kimse yoktu ve bir saat sonra başlayacak olan dersim olsa da Jungkook'un, Ji Woo'yu bırakacak kimsesi olmadığı için hiçbir şey demeden kabul etmiştim.

Ji Woo neyse ki derse girdiğimizde sessizce benim yanımda oturmuş, sesini bile çıkarmadan önündeki kağıda bir şeyler çizerek vaktini harcamıştı. Ji Woo gerçekten de uslu bir kızdı.

Şimdi ise dersten birkaç dakika önce çıkmış bedenlerimiz ortalık yerde dururken adımlarım küçük kızın tam önünde durmuştu. Ji Woo'nun elini tutup sessiz bir yere doğru bedenlerimizi ilerletirken endişeyle konuşmaya başlamıştım.

"Ji Woo, beni çok korkuttun. Bir daha lütfen yanımdan ayrılma." dediğimde bakışlarım minik bedene inmişti.

Ji Woo minik ellerini bana uzatarak ona sarılmamı istediğini belli ettiğinde gülümseyerek onun bedenini kucaklamış ve kucakladığım için bir yerde toplanan elbisesini düzeltirken benimle ince ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.

"Jimin, üzülme bir daha yapmam."

Bana Jimin demesine yalandan kaşlarımı çattığımda utanarak yanağıma küçük bir öpücük kondurmuş daha sonra da daha fazla utanarak küçük yüzünü boynuma gömerek kıkırdamıştı.

Onun bu hareketlerine ben de gülerek karşılık verdim ama sadece birkaç dakika sonra sessizce homurdandım.

"Senden 10 yaş büyüğüm Ji Woo, bence bana 'oppa' demelisin." dediğimde başını boynumdan çekti ve ellerini de omuzlarımdan çekerek birbirine bağladı.

Yüzü iğrenç bir şey demişim gibi buruşturduğunda başını sağa doğru çevirip o kelimeden iğrenircesine üstüne basarak konuşmuştu.

"'Oppa' kelimesi iğrenç bir kelime, Jungkook bana öyle söyledi."

Jungkook'un kardeşine sanki 'oppa' kelimesini bir küfürmüş gibi öğretmesine karşılık gülerek derin bir nefes aldım.

"Evinizde durumlar ne peki?" dediğimde Ji Woo söylediğimi anlamış olacak ki yüzündeki iğrenti gitmiş ve ince dudaklarına bir sırıtma ekleyerek kulağıma doğru yaklaşarak fısıltıyla konuşmaya çalışmıştı.

"Evimize dün gelen kadın bakıcıyı bugün 'bana vurdu Jungkook.' diyerek kovdurmayı başardım. Yani bana verdiğin görev tamamlandı Jimin!" dediğinde ilk başlarda bir sır veriyormuş gibi fısıltılı çıkan sesi şimdi tam anlamıyla heyecanlı olmasından dolayı yüksek çıkıyordu.