{13}

64 1 0
                                    

#Halil Sezai- Dolunay

13.BÖLÜM...

Hastane kapısının önünde öylece dikiliyordum. Elimde bir demet kırmızı gülle onu ziyaret edecektim. Aynı zamanda onu göreceğim için heyecanlıydım da. Kalbim deli gibi çarparken ve kan akışım hızlanırken binaya giriş yaptım ve onuncu kata çıkıp, kaldığı odaya girdim.

Onu gördüm. Saçında peruk, solgun yüzü ve çatlamış dudakları. Gözaltlarında çember halindw morluklar vardı fakat hala güzeldi o. O hep güzeldi, hiç güzelliğini kaybetmemişti ki. Yüzünde yalandan ve emanet bir tebessüm.

Beni görünce yüzü düştü ve kaşlarını çattı. Bir şey dememe fırsat vermeden konuştu.

"Neden geldin Baran?"

Şaşırdım. Mutlu olur zannediyordum veya bir gülümser. Direk bu soruyu soracağını tahmin etmemiştim. Yavaşça gidip yatağının ucuna oturdum. Kolunda serum iğnesi vardı. Adeta ölümü andırıyordu ama ölüm bile güzel geliyordu bana.

"Peruk yakışmış Aymira."

Bakışlarını kaçırdı benden. Yakalamak istedim onları ama olmadı.

"Sağol."

Sadece bunu demişti. İyiydi ya. Olumlu bir yanıt almıştım sonunda.

"Neden geldin Baran?" diye yineledi sorusunu. Cevabım yoktu. Bir cevabım var mıydı yoksa? Aslında evet, vardı.
Bazı itiraflarım vardı ona karşı. Yüzüne söylemem gereken duygular vardı. Canı yanar mıydı bilemem ama ben söylerken çok yanacağım belliydi.
Fakat hazır değildim.

"Sana acımıyorum Aymira bunu bil.
Şuanda benim sana acıdığımı düşünüyorsun fakat hayır, sana acımıyorum."

Gözlerini yakaladım, tuttum sıkıca.

"Ben de neden buraya, elimde bir demet kırmızı gülle, kapına değil hastane odana geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yok."

Yutkunamadım. Gözlerinin daha derinine indim.

"Bu aptal kalbim bir sana bakınca söz dinlemiyor galiba Aymira."

3 gün sonra...

Üç gün boyunca Aymira'nın yanına gidip geliyordum. Evet, ondan hoşlanıyordum ve günlerimi onunla geçiriyordum. Korkuyordum onu incitmekten, yaralamaktan yine. Ama kalp bu ya, söz dinlemiyordu her zaman ki gibi.

Ameliyat olmasına bir hafta vardı fakat o günlerdir bu odada tıkılıp kalmıştı. Dışarı çıkmak istiyordu fakat doktorları izin vermiyordu. Hastalığı iyice ilerlemişti ve sık sık halsiz düşüyordu. İlaçlarını düzenli kullanmıyor, beni sinir ediyordu.

"Beni sevmeni, bana aşık olmanı istemiyorum Baran."

Kaşlarımı çattım.

"Neden ki?" soruma karşılık gözlerini kaçırdı.

"Bak ben öleceğim, istesen de istemesen de bu böyle. Zaten bana aşık olmazsın veya sevmezsin. Eğer ben ölürsem -ki öleceğim- acı çekmeni istemem."

Gözlerim doldu nedensizce. Ama ben ağlamazdım ki.

"Bak ben s-"

Devam edemedim sözlerime. Gözyaşlarım firar ederken benden, sarıldım ona. Sıkıca, hiç bırakmak istemezcesine. Evet, artık ben duygularımdan emindim.

Ben... AŞIKTIM...

🌙🌙

Selam. Her neyse fazla uzatmaa gerke yok. Bb.

✴✴

Bir yıldız çağırdım uzaklardan
Atladım geldim yanına
Bilemedim neredeydin dün gece
Sordum sokaklara
Ay batmak üzere, rüzgârlar bana doğru
Güller kurumuş, küçük adamlar uyumuş
Sokaklardan, rüzgârdan, dolunaydan haber yok.

Halil Sezai- Dolunay

İnstagram: yelda.oztuurk
İnstagram: siyahnhikayeleri

yenilgi •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin