&3

331 39 15
                                    


Bölüm şarkısı: Seksendört - Dokunma

Keyifli okumalar...

Dışarıdan araba sesleri geliyordu. Ahh, gelmişlerdi!

Odamdaki pencereye gittim ve perdenin ucunda az bir açıklık bırakarak dışarıyı izlemeye başladım. İki araba vardı dışarda. Önden gelen aracın şoför koltuğundan inen kişiye baktım.

Kaytan bıyıklı, orta boylu, hafif kilolu bir adamdı. Elinde çiçek ve bir kutu tutuyordu. Çikolata kutusu olduğunu düşündüm.
Galiba müstakbel kocam bu adamdı. Tam da hayallerimdeki gibi, aman ne hoş!

Beni boğacak gibi gözükmüyordu. Diğer misafirlerin arabadan inmesine bakmadım ve içeri girdim.

Aslında yakışıklı sayılırdı, yani bıyıkları falan... Off, kimi kandırıyordum ki, adam kıronun tekiydi! Yani tipi öyleydi. Hem ben bıyıklı adamları sevmezdim ki! Adamın tipi neden umrumdaydı ki? Galiba çoktan kabullenmiştim bu evliliği.

Yatağımın üstüne oturup bağdaş kurdum ve yerdeki yatağında uyuyan Köpeğim Bahtiyar'ı kucağıma aldım. İlk başta hareketlense de geri uyumaya dönmüştü. Onunla ilgilenmek beni mutlu ediyordu.

Histerik bir kahkaha attım. Biraz sonra bıyıklı bir adamla nişanlanacaktım. Evlendikten sonra ben bururdum bıyıklarını artık.

Kafamı Bahtiyar'ın şişman sırtına yasladım.

Ah be Bahtiyar'ım! Annenin az sonra ölüm fermanı imzalanacak, sense uyuyorsun.

*****

50 dakika önce

"Dayı, şu çikolatayla çiçeği alır mısın lütfen, görmeye katlanamıyorum da."

Yıllardır alışkın olduğu şeyi yaptı, bıyıklarını burdu. Gülümsedi ve çiçekle çikolatayı elimden aldı.

Dayım, yengem ve kızıyla beraber kendi arabasına geçti. Gitmek istemiyordum. Ben henüz çok gençtim!

Arabamın kaputuna yaslanmış oturuyordum. Babam ön yolcu koltuğuna oturmuştu. Başını camdan çıkarıp bana seslendi. "Can, oğlum orada daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsun acaba? Yaşıtlarının torunu oldu sen hâlâ orada dikil öyle. "

Her zamanki gibi abartıyordu. Ofladım ve yaslandığım yerden kalkıp arabaya bindim.

Babam hâlâ söyleniyordu. "Şimdiki gençleri de hiç anlamıyorum hanım. Adamın biraz sonra nişanı var, hala eli işte gözü oynaşta. Sür çabuk düğün hazırlıklarına başlamışlardır çoktan."

Dikiz aynasından sert bir bakış gönderdim babama. Takmadı ve camdan dışarı baktı. Bu sefer de dayıma laf yetiştiriyordu. "Kenan, çıksana hadi! Neyi bekliyorsun!"

Babam huysuzlanmaya devam ederken arabayı çalıştırdım ve müstakbel karımın evine doğru sürdüm.

Şimdi

Babamın direktifleriyle yirmi dakikalık yolu saatlik yolu elli dakikada gelmiştik. Bunun üstüne söylediği tek şey "Ne yapayım canım, bütün yollar birbirine benziyor. Benim değil belediyenin suçu." Olmuştu.

Dayımın yanına gittim ve çiçekle çikolatayı ondan aldım.

Kapıya geldiğimizde karşımızda büyük bir kalabalık bulduk.

*****

Hâlâ yatağımda oturuyordum. Kapım tıklatıldığında "Gel." diye sesledim. İçeri giren Ece'ydi. "Kalksana kızım, geldi misafirler!"

EVLENİYOR MUYUM?!(ARA VERİLDİ) #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin