&7

230 34 98
                                    

Bölüm şarkısı: Patron - Manzaralar

Keyifli okumalar

"Ben iyiyim, gerçekten. Lütfen burada onunla kalmama izin verin."

Neredeyse dizlerimin üstüne çöküp yalvaracaktım.

"Olmaz oğlum, git istirat et. Perişan oldun hastane köşelerinde. Yeğenim geliyor zaten, o ilgilenir. Hem biz de varız. Endişelenme sende."

Dakikalardır izin almaya çalışıyordum Miray'ın babasından. Adam Nuh diyor peygamber demiyor ya hu.

Artık izin vermeyeceğine ikna olduğumda koltukta oturan ve dimdik karşıya bakan Miray'a çevirdim gözlerimi. Solgundu yüzü. Onunla kalmayı çok isterdim.

"Şey, ben gidiyorum. Sen de çok şey yapma, yani iyi bak kendine. Yarın gelirim tekrar." Bana bakmamıştı.

Kafamı eğdim ve çıktım evden.

*****

50 dakika önce

Hızla banyoya attı kendisini. Kurtulmak istiyordu Serdar'ın ellerinden. Sanki yıkanınca akıp gidecekti kasvet.

Suyun altına girdiğinde irkildi. Hızla banyo süngerini eline aldı ve sertçe boynuna sürttü. Canının acıması umrunda değildi. Serdarın öptüğü kısmı tırnaklarıyla çizdiği yetmiyormuş gibi birde yarayı tabiri caizse zımparalıyordu.

Kabuğu soyulan yara kanıyordu. Devam etti sürtmeye. Aniden süngeri fırlattı ve yere çöküp ağlamaya başladı. Ellerini yüzüne koydu ve sessiz sessiz ağladı. Başının üstünden akan su gözyaşlarına karışıyordu.

Duştan çıkarken gözü aynaya takıldı. Bir-iki adım geriledi ve kendisine baktı. Morarmış gözaltlarına, soluk benzine ve fersiz gözlerine. Yüzündeki derin tırnak izi içini acıtmıştı. Bunu kendisi yapmıştı öyle değil mi?

Nefes alamadığını hissetti bir an. Gözleri dolarken karşısındaki dolaptan makası aldı beline kadar gelen koyu sarı saçlarını avuçladı.

Bir tutamını makastan geçirirken çıkan sese kulak verdi. Daha fazlasını istiyordu. O sesi duymak için tekrar bir tutam saçını kesti.

Saçlarını gelişi güzel saçma sapan keserken gözünün önüne gelen anılar onu daha çok ağlatıyordu.

Serdar geldi karşısına, iki elini de tuttu birden. Ellerini kurtarmaya çalışıyordu ama o kadar çok sıkıyordu ki Serdar, kıpırdatamıyordu bile.

Ellerini bıraktı ve sarıldı ona. Debeleniyordu lakin yine hiç bir işe yaramıyordu çabaları. Ağlıyordu sadece.

Parmağı acıyordu. Nedenini anlamamıştı. Acı çok fazla gelince sımsıkı kapadı gözlerini.

Yavaşca araladı gözlerini, etrafındaki hayali duman dağılınca kendine gelmişti. Elini kesmişti makasla. Kan hızla yere damlarken suyun altına tuttu parmağını.

Derindi kesik. Kanadıkça kanıyordu. Halihazırda kanayan yarasına ecza dolabından aldığı bandı yapıştırdı ve odasına girdi. Bant yavaş yavaş altındaki yaradan sızan kanla kırmızı renge bürünüyordu.

Gardrobu açtı eline ilk geçen eşofmanı ve kapşonu üzerine geçirip yatağına oturdu. Bol kıyafetler giymek kendisini iyi hissettiyordu.

EVLENİYOR MUYUM?!(ARA VERİLDİ) #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin