" Ah kalbimin sevdiği yalnızca adını bildiğim sevda, seni her gördüğümde hayal kurardım, halbuki adını bile bilmiyordum adını bilmeden sevdim seni. Sonra bir gün adının Yusuf olduğu fısıldandı kulaklarıma. Ahh dedim bir gün bizi Yusuf ve Zehra diye anarlar mı acaba. Bak şimdi bana Yusuf, ne sen varsın nede beni anlayan bir anne baba. Mutlu olsun diye gönlüm, bir bakışta buldu gözlerim, ama bu bakışın ömrüme bedel olacağını nereden bilebilirdim.Yerimden kalkıp üzerime feracemi ve siyah eşarbımı örttüm. Elimi yüzümü yıkayıp ağladığımı gizlemeye çalıştım. Ama şişmiş gözlerim hiçte kendini gizleyemiyordu.
Elimde kahve tepsisi ile çokta büyük olmayan salona girdim, bir saniye bile kafamı kaldırıp bakmadım etrafıma, bütün gözlerin üzerimde olduğunu biliyordum. Sağdan başlayıp uzattım herkese kahvesini. İlk önce babam yaşlarında biri almıştı
"Eline sağlık kızım" dedi. Kafamı sallayıp devam ettim. Bu defa bir bayan almıştı yüzüne baktım tebessüm ediyordu, açık biriydi, sıcak bir gülümseme vardı yüzünde. Oda bana teşekkür edip aldı kahvesini. Yanında duran kişiye uzattım kahveyi ama almak bilmedi bir türlü, biraz daha bekledim almayınca tam dönecektim ki hızlıca aldı, alırken üzerine döktü, o telaş ile suratına baktım.
Bu kazım dedikleri adam olmalı.
Babamın bana seçtiği eş!
Beni kurban ettiği kişi!
Beni mecbur ettiği adam!
Eveleneceğim insan!Bir anda bütün salon ayağa kalkmış Kazım'a birşeyi olup olmadığını soruyor.
"Zehra! Kazım'a banyoyu göster üzerini temizlesin." babamın emri ile kafamı sallayıp önden gittim arkamdan geldiğini hissediyordum. Banyonun önüne gidince kapıyı açtım
"Buyrun." deyip dönmüştüm ki kolumu tuttu.
"Bana bak Zehra, bu evliliği en az bende senin kadar istemiyorum ama ikimizide mecbur ettiler buna. Aileler karar verdi evleneceğiz Sen bana katlanmak zorunda kalacaksın. Uslu dur işleri zorlaştırma." demişti. Kolumu hızlıca çekip hiçbirşey demeden mutfaga gittim. Yaptığım en güzel eylemi yaptım oturdum ve ağladım sessizce..
O kadar zorki sesini duyuramamak,
Seni görüpte görmezden gelmeleri,
Sana inanmamaları,
Seni mahkum etmeleri o kadar zor ki.Ey Rabbim ben biliyorum ki, sen bana hikmetin ile bir kapıyı kapattıysan,
Rahmetin ile başka bir kapıyı açarsın,
Bana yardım et Allahım.Annem yanıma gelip babamın çagırdığını söyledi kalktım yerimden gözlerimi sildim ve salona gittim. Sessizce içeri girip kapının yanında duran sandalyeye geçtim,adını bile daha yeni ögrendiğim kazımın babası yani kayınpederim beni babamdan istiyordu. Babam ise mutlu mutlu verdim gitti demişti.
Rızamı almadan.
Bir kez sormadan.
Bana bakmadan.
Vermişti beni, kurbanlık koyun gibi vermişti, şimdi bayramın gelmesini ve kurban edilmeyi bekleyecektim.Demedim hiç birşey, ağzımı açıpta tek kelime bile etmedim. İsteme olmuş söz kıyılmıştı, parmağıma altından bir kelepçe takmışlardı. Elimin üzerde tonlarca ağırlığında yük var sanki, Misafirler gitmiş ağlaya ağlaya mutfağı topluyordum. Babam geldi yanıma. Konuşmadım hiç, bakmadım bile yüzüne. Demek istedikleri var gibiydi ama o da bana bakıp bakıp gitti. Benimde söylemek istediğim çok şey vardı ama sustum
Allah biliyor
Allah yar
Allah var
Dedim sustum.Herşey normal bir ben mi anormalim, evde sürekli düğün konuşuluyor, onlar gelsin bunlar gitsin, şunlar ikram edilsin.
Annem allı pullu şeyler ile iki haftada çeyizimi yapmıştı. Babam desen hiçbir masraftan kaçınmıyor annem ne dese alıyordu. Bir gün kayınvalidem bizi alıp alış verişe götürmüştü, hiç birşeye bakmayıp onlar ne dediyseler kabul etmiştim, annemle kendisi almışlardı torba torba eşya. Halbuki bu alışveriş kızların en sevdiği şeydir, ama dedim yaa soldurdular beni. Bir hiç uğrana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRA (Tamamlandı)
SpiritualAsıl yürekler kör olunca görmez insan gerçeği "Evet.. Çünkü biliyordum Zehra, bir kez daha bakarsam yanarım, kül olurum. Nefsime galip gelip bakmadım o zaman, ama ne fayda bir saniye sonra tekrar bakmak istedim sana ve o an anladım ki, senin varlığı...