12. Bölüm

3.5K 305 43
                                    

"Gerçekten de acılar kalpte birikip düğümlenince, kalbi sıkıştırır..."

Elimdeki ufak valizin kulpunu sıkabildiğim kadar sıkı tutuyordum, sanki her an birşey olacak ve ben gene mahkum olacaktım, bunu istemiyordum. Ben kaldığım yerden devam etmek istiyordum, onsekiz yaşımdan devam etmek istiyordum hayatıma.
Karanlık geçen beş yılımı geride bırakmak ve yaşadıklarımı unutmak istiyordum.

"Zehra?" adımı duymamla, sol yanıma baktım  gözleri nemli mahçup bir çehre ile bana bakan kayınvalideme. Tebessüm ettim ona

"Efendim anne?" Diyerek karışılık verdim.

"Kızım oralara gidince kendine iyi bak olur mu, burada yaşadıklarını unut diyemiyorum çünkü biliyorum ki unutamazsın ama kendine eziyet etme, aklına geçmişin her geldiğinde Allah'a sığın o seni koruyup kollayan tek sahibindir." bu yaşlı kadın nede güzel öğütler veriyordu öyle, elini tutup öptüm

" inşaAllah anne inşaAllah. Ben iyi olacağım sende iyi ol. " kayınpederime bakıp "sizde hep iyi olun, ben sizi sık sık arayacağım, hem siz yanıma gelirsiniz istediğiniz zaman olmaz mı?" dedim. Yüzlerinde bir gülümseme belirdi.

"İstermisin bizi yanında kızım?" hem mahçup hem heves ile sorulmuş soruya anında cevap verdim.

"O ne demek anne, sizin her zaman başımın üstünde ve yüreğimde yeriniz var. Benim zor zamanlarımda yanımda siz vardınız, siz benim annem ve babamsınız kapımda yüreğimde her zaman size açık." sözlerim bitince kayınvalidem sarılıp iç çekmeye başladı. Oğullarından dolayı kendilerini nasıl suçladıklarına şahit olmuştum. Olan oldu diyorum artık, bunları yaşamam taktir edilmişti ve yaşadım. Şimdi ise bitti kabus uyanma vaktiydi.

Otobüs muavinin sesi ile ayrıldık birbimizden son kez kayınpederimin elini öpüp anlıma koydum, ben onlardan, onlar benden helallik istedi. Otobüse bineceğim sırada kayınpederim elinde duran ufak çantayı ellerime tutmuşturdu "bir kaç önemli kağıt var içinde yanında dursun" diye tembih etti. Tamam dedim ve yerime geçtim onlara el sallayarak, bu kadar üzgün olmaları canımı sıkmıştı.
Otobüs hareket edene kadar ordan ayrılmadılar, nihayet araç yola koyulunca onlarda gözden kayboldu.

Derince bir nefes alıp unutmaya yüz tutmuş aklımda tek tük kalan sureleri tekrar ediyordum. Aklım geçmişimden bir kaç kare oynatıyordu gözlerim için.

Ayşe'min taziyesinde annem yanıma gelmiş hüngür hüngür ağlıyordu, öyleki içim ezildi kalkıp sarılmak istedim ama kollarım kabul etmiyordu sarılmayı, dilim red ediyordu anne demeyi. Kendi kendime dedim yapma Zehra yapma, onlar yaptı ama sen yapma. Bu Allahın hoşlanacağı birşey değil.
Annem yanıma gelip sarıldı bende öylece tepkisiz kaldım, ne sarıldım nede geri çevirdim. Ağlıyordu omzumda annem. Ben ona gidip ağladığımda beni susturmamıştı beni kendimle bırakıp gitmişti.
Geri çekildiğinde gözlerine bakmaya çalıştım ama bana bakmıyordu.

"Ağlama anne.. Benim kızım bir melek oldu artık.. O bu koca dünyada bu kadar az bir zamanda çok şey yaşadı.. Ayşe'm artık daha mutlu eminim buna.." dedim nefesim cümlelerimi tamamlamaya yetmiyordu kesik kesik konuştum. Annem ise ona anne dediğim an bana bakı verdi daha şiddetli ağlayarak. Biraz kendine geldiğinde ağlamasını durduğunda bu defa o konuşmuştu.

" Affet beni kızım affet bizi sana neler yaşattık böyle bir hiç uğrana. Affet yavrum." annemin cümleleri pişmanlık kokuyordu. Lakin ben bu saatten sonra affetsem değişen ne olacaktı? Gönlü rahat etsin istedim.

"Affediyorum anne, sende hakkını helal et." dedim zira buradan giderken görüşmeyecektim onlarla.

"Ne hakkı yavrum asıl sen helal et." diye karşılık verdi.

ZEHRA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin