Kucağımda beş aylık sevde ile oturuyorum, benim ellerimden biberonu ile mamasını içiyor bu minik insan.. Gözlerimin yaşlanmasına mani olamadım.. Çok değil bundan az bir zaman önce kucağımda Ayşem vardı, onu hiçbir zaman böyle huzurla kucağıma alıp mamasını yedirememiştin, çünkü onun doğru düzgün yiyecek maması yoktu. Onun sıcak bir yuvası olmamıştı. Bu defa yüzüme kırık bir tebessüm düştü. Kızım şimdi bir cennet kuşuydu, Allahın izni ile belkide onun beni istemesinden dolayı ben onunla beraber olacaktım. Sahi cenneti hak ediyormuydum ben, nefsimi muhabeseye her çektiğimde zararlı çıkıyordum, sırf sıkıntım var diye beni ateşten kurtaracak olan namazdan kaçmıştım, bana rahmet olacak tesettürden yüz çevirmiştim, nasıl yapmıştım bunları nasıl beni benden daha çok seven Rabbim'den kaçmıştım.
"Affet beni ya Rabbim, zira sen merhamet etmezsen ben biterim ben yanarım. Beni bağışla Rabbim." içimden ettiğim duamın huzuru yüzüme sirayet etmiş olmalı ki, Emine'nin bana gülen yüzünü gördüm, ne zamandan beri kapı eşiğinde beni izliyor bilmiyor onu görmem ile yanıma geldi." Ne düşünüyorsun böyle?" sorduğu soruya sevdeye bakarak cevap verdim.
"Sevde Çok tatlı maşallah." dedim sadece.
Birşey demedi ellerimi tutup yüzüme baktı, kardeş dediğim Allah için çok sevdiğim Emine'ye baktım. Yıllar onun gülen yüzünden hiçbirşey eksiltmemiş. Derin derin bakıyordu gözleri, gözlerime."Seni çok aradım Zehra.. Her defasında önüme çıkan taşlar beni hep en başa sarıyordu.. Her umutlandığımda, ellerim boşa çıktığında daha çok acıyordu yüreğim.." yavaş yavaş söylediği sözleri dinliyordum bir ninni dinler gibi, sonra sağ elini elimden çekip gözlerini sildi. Ufak bir tebessüm edip devam etti. " Sen gittik sonra çok şey oldu kursta.. Senin hakkında konuşan kızlarla aramızda sürekli tartışma çıkıyordu, Fatıma'yı bilirsin asi deli bir kızdır. En sonunda dayanamayıp adını söylemek olmaz şimdi, birini hırpalayınca hepimiz disiplin cezası aldık, cezayı almaktan zerre gocunmadım ama sana edilen laflar öyle ağır geliyordu ki çıktım kurstan bir hafta sonra ise Fatıma, Elif ve Aysel de çıktı... Bakma öyle haklıydık çıkarken napalım yani orada kafayı yiyecektik yoksa. " dedi.
" Zaten tahmin ediyordum benden sonra hakkımda konuşulacakları ama kurstan çıkmanızı tahmin etmezdim.. Keşke devam etseydiniz Emine çok az kalmıştı icazetinizi almaya." dedim, üzülmüştüm.
" Böylesi hayırlıymış ki böyle oldu kardeşim. "
" Hayırlısı" dedim yanlızca. O ise kucağımda uyuyan sevdeyi aldı yatağına bırakıp yanıma geldi.
Bana Yusuf'tan bahsetmesin bekliyorum. Ondan bir haber vermesini bekliyorum ama soramıyorum. Hadi diyorum içimden hadi Emine anla yüreğimden geçenleri ve yardımcı ol bu aciz insana.
"Anlat bakalım Zehra." demesi ile kendime geldim.
"Benim anlatacak neyim kaldı ki, sen anlat." dedim. Sen anlat Emine bana Yusuf'u anlat demekti bu.
"Ben anlatayım tabi.. Dinlese Zehra dinle.. Dinle senden sonra divane olan. Mecnun gibi dolanan Yusuf'u benden dinle." söyledikleri nefesimi kesti kısa bir an sonra estağfurullah deyip derince bir nefes aldım, Emine ise başladı anlatmaya.
"Sen kurstan gittikten sonra, ben senin emanet etmiş olduğun defteri ulaştırmak için her hafta sonu o camiye gittim ama hiç göremedim. Ara tatile çıkma vakti gelmişti, artık umudumu kesmiştim son hafta tekrar gittim oraya vermezsem iki hafta sonraya kalacaktı, Allahın bir lütfu ile onu camiden çıkarken gördüm. Yorgun bitkin bir halde yürüyordu biri çarpsa yerlere savrulacak gibi bir hali vardı. Neyse, kalabalık dağıldı o bir banka oturdu birini bekliyor galiba deyip gitmedim bende, hemen Fatıma'yı aradım yanıma çağırdım, on dakika içinde geldi camiye, Yusuf hala aynı bankta oturmuş bekliyordu. Fatıma'nında yanıma gelmesi ile ona doğru yürüdük yaklaşınca yerdeki kafasını kaldırıp bir kaç saniyelik bize baktı sonra hemen kafasını çevirip ayağa kalktı gideceğini sandık ama bize dönüp seni sordu." Buraya kadar Emine'nin söylediklerini sessizce dinlemiştim ama bu cümle ile heyecan bütün hücrelerime işlemişti. Devam etsin istiyordum ve devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRA (Tamamlandı)
EspiritualAsıl yürekler kör olunca görmez insan gerçeği "Evet.. Çünkü biliyordum Zehra, bir kez daha bakarsam yanarım, kül olurum. Nefsime galip gelip bakmadım o zaman, ama ne fayda bir saniye sonra tekrar bakmak istedim sana ve o an anladım ki, senin varlığı...