Yeni bölüme hoş geldiniz, bu uygulamayı sanırım ölene kadar kullanacağım çok seviyorum ve yazmayı da hiç bırakmadım. Paylaştığım ve paylaşacağım her hikâyenin de bir final bölümü olacağının garantisini veriyorum. Umarım beğenirsiniz ve beğenilerinizi güzel yorumlarınız ve votelerinizle taçlandırırsınız. Ben ve Thomas sizi içten seviyor.
Camdan dışarıya bakarak derince bir nefes aldım. Sözde ailemin bana söylediği yalanlar, derince içime çektiğim nefesi kursağımda bırakmaya yetti. Yıkıldı tüm duygularım tekrar ve tekrardan.
"Gerçek dünyaya hoş geldin." Hediyesiydi bu ailemin bana verdiği. Özgürlüğe yakınlaştığımı düşünmüştüm, oysa yalnızca kapılarla donatılmış bir labirentin ilk kapısını açabilmiştim.
Kafamı hafifçe arkaya doğru döndürdüm, koridorun sonunda görülen odanın çıkış kapısına doğru baktım. Buradan çıkıp gitmek aslında benim elimdeydi. Bu hastane kapısından dışarıya çıkabilecek güçte olduğumu biliyordum.
Adımlarımı kendimden emin hissederek atmaya başladım. Üzerimde olan kıyafetleri dahi umursamadan arkama dahi bakmadan hızlıca koridorun sonunda olan krem renkli ahşap kapıya doğru ilerlemeye devam ettim.
Kapının eşiğine geldiğimdeyse öylece durakaldım. Çivi gibi olduğum yere mıhlandım. Anne ve Baba'nın sesleri kulağıma ilişmişti. Hayatımın her anında olduğu gibi bu ân da bir trajediydi.
Ben kapıyı açmaya dahi yeltenemeden, kapı kolunun hareket ettiğini gördüm. Tekrar ve tekrardan hayatımın ağzına sıçmak için açılmaktaydı bu kapı.
Kapı kolu inebileceği kadar aşağıya indi ve krem renkli ahşap kapı aheste bir tavırla açılmaya başladı. Koridorun solundaki duvar kapının hafifçe açılmasıyla birazda olsun aydınlandı. Nefesimi tuttum, bu onların isimlerini öğrendikten sonraki ilk karşılaşmamız olacaktı.
Kapının açılışı bana saatler sürüyor gibi hissettirdi. Zaman hiç olmadığı kadar ağır işliyordu burada. Hislerim tutsak etmişti akrep ve yelkovanı.
Kapının ahestece açılışıyla, dakikalar önce odamda olan Hemşire Suna Hanım'ı ve onun hemen arkasında güneş gözlükleri takarak duran Anne ve Babayı gördüm.
Onları görür görmez iterek yanlarından geçip gitmek istedim. Tutmuş olduğum nefesimi burnumdan verdiğimde, sinirde bedenimdeki boşluğa nüfuz edercesine doldurdu tüm boşluğu.
Suna Hanım sanki her şeyi anlamış gibi çehresinde tedirgin ifadeyle gözlerimin içerisine bakarak zoraki bir gülümseme kondurmaya çalışsa da bunu yapamayacak kadar yoğun duygulara sahip olduğunun farkındaydım.
"Thomas Bey, Anneniz ve Babanız." diyerek odanın içerisine girmek için adımını attı. Atmış olduğu bu adımdan dolayı kendimi geriye çekmem gerekse de Anne ve Babayı iterek kaçma fikrini atamamıştım içimden.
Hemşireyle aramızda bedenen oluşan rahatsız edici bir yakınlık vardı. "Birkaç dakikanızı daha alacağım sizin Thomas Bey," dedi Hemşire Suna Hanım, benimse gözlerim hemen arkada duran Anne ve Babaya doğru yöneldiğinde Annenin yüzünde bir gülümseme oluştuğunu gördüm.
Arkamı dönerek başladığım yer olan yatağa doğru yöneldim ve vardığımdaysa yavaşça oturarak kafamı kaldırarak baktım. Güneş ışığı odaya daha fazla nüfuz etmeye başlamıştı, gün doğmuş ve hayat başlamıştı. Benim hemen arkamdan Hemşire Suna Hanım, Anne ve Baba gelerek yatağımın yakınında durarak kafalarını benim olduğum hizaya doğru hafifçe kırarak eğdiler. Takmış oldukları güneş gözlükleri, gözlerini hafifçe gösteriyordu sanki perdenin arkasındaymış gizlenmiş gibilerdi. Hemşire Suna Hanım hemen söze girerek "Thomas Bey umarım onların yüzünü görmek hatırlamanız anlamında size yardımcı olmuştur?" diye sorduğunda odaya neden birlikte geldiklerini idrak etmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/166999432-288-k106603.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEBESSÜM BoyXBoy
Mistério / SuspenseUYARI! BU HİKAYE +18 BİREYLERE UYGUN YAZILMIŞTIR EĞER 18 YAŞINDAN KÜÇÜKSENİZ OKUMAYINIZ! HİKAYEDE ŞİDDET, KORKU, CİNSELLİK GİBİ UNSURLAR BULUNMAKTADIR. ETKİLENEBİLECEK BİREYLERİN BUNLARI BİLEREK OKUMALILAR. Özgürlüğü nefes almakta buluyorum. Rahat...