-Part 14-
EUSTACE:
Uzunca bir zaman geçti. Fakat bir doktor dahi çıkıp en ufak bilgi vermedi.
İleri geri yürüyorum.
Alex'in gözlerinin benim üstümde olduğunu rahatlıkla anlıyorum. Adımlarımı izliyor.
O'na da bir açıklama yapamamıştım. Konuşmaya çalışmıştı laflarını ağzına tıkadım. Evet bunları yaptım.
Ama istekli olarak değildi,buna emindim.
Hayata bakış açımı değiştirmişti...
O'nun her adımı, hareketi, aldığı nefes bile düşüncelerimi bulandırıyordu.
Aslında var olduğunu hatırlamam bile yetiyordu.
Geçen her saniye artık beni sinirlendirmeye başlamıştı.
O içeride öylece yatıyordu. Neyinin olduğuna dair bir bilgi de yok. Ben ise sadece bu hastane koridorunda elim kolum bağlı duruyorum. Hiçbir şey yapamamak o kadar acı vericiki zamanı geldiğinde öldürücü gücü kazanabileceğine inanmaya başladım.
Başım ağrıyor. Bir şeyleri düşünmek zorlaşmaya başladı artık.
Bu olan her şey beni çok yormuştu ayakta duracak gücü kendimde bulamasam da duruyordum işte bir şekilde. Artık dayanamayacağımı sandım.
İleri geri gitmeyi kesip bir duvara sırtımı dayadım. Dudaklarımı birbirine bastırırken yukarı doğru baktım.
Bir nefes alıp yavaşça ayaklarımın üstüne çömeldim. Kollarımı desteklemesi için dirseklerimi dizime bastırdım. Kafamı ellerimin arasına alıp gözlerimi yumdum.
Bir an rahatlayacağımı sandım. Ama öyle olmadı. Dünyanın bütün endişesi beni çepeçevre sarmışken bu imkansız gibi görünüyor.
Az sonra Birileri konuşmaya başladı.
Kolumun arasındaki boşluktan baktığımda ise konuşanların Alex ve bir doktor
olduğunu görünce yerimden fırlayıp yanlarına gittim.
Bulundukları yere vardığımda doktorlar konuşmaları bitmişti. Yanımızdan ayrılan doktorun arkasından baktım bir süre.
Daha sonra Alex'e dönüp:
"Anlat." dedim.
"Önemli bir şeyi yokmuş. Bir iki saate çıkarabilirlermiş."
Alex kısa bir cevap vermişti.
O'na "hepsi bu mu?" Anlamı taşıyan bir bakış attım.
Kafasını birkaç kez yukarı aşağı sallayıp onayladı.
Bunları duymak az önceki halimden eser bırakmamışa benziyor. İyi olduğunu, olacağını öğrenmek bile içimde bulunan korkuyla karışık tedirginliğimi çekip aldı.
O'na yönelik düşünceler suratıma kesit halinde gülümsemeler yayıyor.
Kendime Jane'i şimdi görüp mutluluğumu daim kılmasını istediğimi söylüyorum. Birilerinden görüşmek için izin alma gibi bir durum görmüyorum. Odaya açılan kapıya yürümeye başlıyorum.
Alex sesleniyor ve duraksıyorum.
"Ne yapıyorsun sen? Doktorlardan izin almamız gerekmez mi?"
"Bu kimin umrunda." diyorum.
Ve kapıyı açmak için kapının kolunu çeviriyorum...
JANE:
Sıkıntıdan patlamak üzereyim burada. Zaten oldum olası hastahanelerden nefret etmişimdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Kuzenim...
Teen FictionYeni bir Yaşam. Ve yeni insanlar. Hiç tanımadığım halam, kuzenim... Pek aksiyonlu geçmese de iyiydim. Kendini gösterme çabalarındaki kuzenimin farkındaydım. Son sözlerin önemi hiçbir zaman o an gelmeden bilinmez. Bana da o an gelmişti. Büyük bir da...