- Part 4-
Sabah olmuştu...
Gözlerimi araladım dünkü haberden sonra artık ne kadar yorgunluğumu atabildiysem o şekilde uyandım. Yattığım yerden hiç kalkmadan çevreme bakınmaya başladım.
Oha o da nesi.. Kuzenim neden kafasını bana dayamış uyuyo? O anki tepkimeyle omzumda olan kafayı itekledim.
O kafada iteklemememden olmalı ki uyandı.
Gözleri kısık bir şekilde ''Ne oluyo?''
Kaşlarım hafif çatık bir halde '' Ne olucak bana abanmış uyuyosun yastık diye bişi var kafanın altında olup kullanmadığın şey bana ne yüklenion be omzumu mu kırıcaksın?''
Uykudan yeni kalktığı için suratındaki gülümseme acayip bir şekil aldı. Güldükten sonra dudakları kıpırdamaya başladı.
'' Oho.. Daha ilk günden böyle yapıcaksan prenses seninle çok işimiz var.''
'' Sen evinde kalan her kızın omzuna abanıyosan senden çok doktorların işi var bence.''
Bu sözüm üzerine yine güldü. (Zaten Gülmese şaşıcam.)
Yanındaki küçük yastıklardan birini alıp tek eliyle suratıma attı ve
''Tamam 10 dk daha uyuyayım sonra ne şikayetin varsa hepsini söylersin.''
Banada bir cesaret gelip biranda
''Hayır efendim hem omzuma abanıcaksın hemde 10 dk daha uyıyım oldu başka emriniz paşa hazretleri?''
İçine gömüldüğü yastıktan kafasını kaldırıp
''Anlaşıldı senden kurtuluş yok dimi?''
Onaylarcasına kafamı salladım.(Yaşasın kötülük..!)
Bu sefer yarım kalkan kafasından sonra bedeninin tamamını yataktan kaldırdı ve kapıya doğru yürüdü.Kapıyı açtı ve kapının önünden kaybolduktan sonra başka bir kapının açılış sesini duydum.Sonra ayak sesleri duyuldu gittikçe yaklaşan ayak seslerinin kaynağı tabiki bizim canavar.
Açtığı kapıdan tekrar odaya girdi yatağın yanındaki dolaba yöneldi.Üzerindekileri değişecekti
Dolaptan birşeyler çıkarırken
''Ben giyinirken yine utanıp ellerinle gözünü kapamazsın dimi?'' dedi
İlla yüzüme vurucak yani.Hiçbir şey demedim.
Üstünü değişti Çizgili bir tişört ve altına siyah bir pantolon giymişti.Yakışıyor hani göz ucuylada olsa bakmıştım.
Sonra yine dudakları açıldı
''Beni süzmeyi kes bence kuzenim daha önemli işlerimiz var dimi.Mesela kahvaltı yapmak gibi.''
Biran afalladım kuzenime bir bakış attıktan sonra
''Çok Bilmiş'' dedim.
Gülüverdi yine.
''Tamam hadi sen giyin ben seni aşağıda bekliyorum kahvaltı yapıp dışarı çıkacağız o yüzden biraz acele edersen iyi olur.''
''Her şeyi anladım da niye dışarı çıkıyoruz napıcaz dışarıda ayrıca cenaze işleri felan var onları yapmamız gerekmez mi?''
'' 1- Dışarı çıkıyoruz çünkü alışveriş yapmamız grekiyor senin için. 2- Cenaze işlerini Annem halledecek. Oldu mu rahatladın mı? Ne geveze kızsın sen ya hadi az laf çok iş.''
Son noktayıda o koyduktan sonra kaçarcasına odadan çıktı.Ee.. Bir yönden de haklı olabilirdi çünkü geçen 5 dakikada çenem ağrıdı.
Acele etmemiz gerekiyormuş bu nedenle dün çıkardığım tişörtle pantolonumu giydim bir elimle çorabımı ayağıma geçirme çabasındayken biryandan da kapıya doğru tek ayağımla zıplıyordum.Panik etti beni elim ayağıma dolaştı napabilirim ki yani Acele et demeseydi bence şuan bu gülünç durumda olmayabilirdim.
Neyse güç bela çorabımıda giyebildim.Kapıyı açıp odadan çıktım kolidorun sonundaki merdivenden aşağı inidim.Anam birde ne göreyim halam diye tanıdığım kişi, kuzenim , bir adam ve çevresindeki aynı elbseleri giymiş tatlı bayanlar.Cümbürcemaat kahvaltı edeceğiz desene.
Herkes merdivenlerin başındaki gözü pörtlemiş kıza bakıyordu. (Malesef o ben oluyordum)
Kuzenim yanındaki sandalyeyi işaret edince yanına yavaş adımlarla yürüdüm ve oturdum.
Sandalyeye yerleştikten sonra kuzenimin kulağına kısık bir sesle
''Bu adam kim?'' dedim.
Güldü. (Azcık daha sesli gülseydin lan)
Hemen ardından o da bir dilim ekmek almak için uzanırken kulağıma eğilip
''Babam''
''Yuh bu mu senin BABAN? HALAMLA kaç yaşındayken evlendi bunlar yoksa estetik mi yaptırdı?'' ( Çok genç gözüküyordu adam)
'' Oha o kadarda değil yani.'' dedi
Gözlerinin üzerimde olduğunu fark ettiğim adam birden konuşmaya başladı
'' Sen Jane olmalısın değil mi?'' dedi. Biryandan kahvaltısını yaparken.
Bende kısa bir şekilde.
''Evet'' dedim sadece.
Adam yine konuşmaya başladı
''Ailenin başına gelenlerden dolayı çok üzül-''
Diyordu ki HALAM adamın kolunu itekleyip onun bu cümleyi tamamlamasına izin vermedi.
Kısık sesle söylediğini sanarak '' Konuşacak başka bir şey yok sanki'' dedi
Bu sırada Kuzenim sandalyeye yaslanmış bizi izliyordu.Birşey olacağını sanıyordumki
Kuzenim '' Anne Biz Jane 'le dışarı çıkacağız ona buraları göstermek istiyorum.Tabii artık bizimle kalacağı içinde yeni kıyafetler almamız gerekiyor '' dedi.
Ortamın havasını değiştirmek istercesine.
HALAM ''İyi fikir belki biraz eğlenirsin'' dedi bana dönüp.
'' O halde biz çıkıyoruz'' diyip ayaklandı Kuzenim
Bende onunla birlikte ayağa kalktım.
Kapının biraz ilerisindeki dolaptan ceketlerimizi aldık.Kapıya doğru yöneldik.Ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum.
Ben çalışmalarıma devam ederken Kuzenim çoktan ayakkabısını giyimiş ve kapıyı açmıştı.
Biran arkasına dönüp
''Oho.. Akşama bağlarsın artık ayakkabılarını'' diyip yere doğru eğildi.
Elimde tuttuğum bağacıkları alıp bağladı.Sonra diğeri..
O benim ayakkabılarımı bağladığı sırada açık olan kapıdan karşı caddedeki iki kızın bize doğru baktığını gördüm.Ee.. hangi erkek bir kızın ayakkabısını yere eğilip bağlarki dimi.Bi havamız olsun bizimde diye içimden geçirip gülümsedim.
Kuzenim benim on saate bağlayacak olacağım olan ayakkabılarımı bağlamış eğildiği yerden kalktı.
Arkasını dönüp kapıdan çıkıyordu ki
Hemen ani birşekilde
''Şimdi nereye gidiyoruz..?'' diyiverdim.
O'da kafasını yarım bir biçimde döndürüp.Dudaklarını araladı
''Gelirsen göreceksin..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Kuzenim...
Dla nastolatkówYeni bir Yaşam. Ve yeni insanlar. Hiç tanımadığım halam, kuzenim... Pek aksiyonlu geçmese de iyiydim. Kendini gösterme çabalarındaki kuzenimin farkındaydım. Son sözlerin önemi hiçbir zaman o an gelmeden bilinmez. Bana da o an gelmişti. Büyük bir da...