3

172 33 6
                                    

Medya; Hayat&Giray ♥︎

Duyduklarımı ve yaşadıklarımı anlamaya çalışıyordum. Giray denilen o ahmak herif dediği son sözden sonra beni üst katta bi odaya kilitlemişti. Odanın içinde dört dönerken düşündüm. Ben bu zamana kadar kimseye bi kötülük işlememiştim ki. Tekrar kapının önüne gittim ve yumruklamaya başladım.

"Aç şu kapıyı aptal. Kaçacaksan neden kaçırdın beni he?"dediklerim ile kapı açıldı ve Giray içeri girdi. İçeri girmesi ile boğazına yapıştım.

"Ne istiyorsun sen benden? Neden kaçırdın ben seni tanımıyorum bile!" Boğazını ne kadar sıksam da etkilenmiyordu. En sonunda ellerimi tutup çekti.

"Tanıyacaksın Hayat. Hatta tanıman için bol bol zamanın olucak."

"Dalgamı geçiyorsun sen benimle? Bu bi kamera şakası falan mı?"dediklerimi duymadan konuştu.

"Bu evden sakın kaçmaya çalışma. Zaten kaçamazsın. Ayrıca böyle bişeye giriştiğin için seni pişman ederim. Anladın mı beni?"

"Anlamadım."

"Anladın mı dedim."

"Bende anlamadım dedim." Bileğimi sıkıca tutup beni yatağa fırlattı.

"Biraz daha bu odada kilitli kal da aklın başına gelsin."

İçimden odada kalmak senin yanında olmaktan daha iyidir diye geçirdim. Oda bu sırada çıkıp kapıyı tekrar kilitlemişti zaten. Kimdi bu adam? Benden ne istiyordu? Burada boş boş bekleyemezdim bişeyler yapmam lazımdı. Camdan dışarı baktım. Manzarada karanlık ormandan başka bişey yoktu. Eğer kaçarsam güzel bi plan yaparak kaçmam lazımdı. Öyle gelişi güzel kaçsam bile bu ormandan sağ çıkamazdım.

Yatağa oturdum. Acaba Minel anladığında napacaktı? Belki polise haber verirse beni bulurlardı. Beni bulurlar ümidiyle de burada beklemek istemiyordum. Odanın içindeki lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı bileğimdeki tokayla at kuyruğu yaptım. Ağlayıp zırlayıp burada duramazdım. Sabah ilk işim buradan kaçmak olucaktı.

Odaya geri geçtim. Bu oda benim için önceden hazırlanmış gibiydi. Ya da başka bir kızın odasıydı. Dolaptan bi çanta bulup içini açtım. Önce cam parfüm şişesini koydum. Giray'a yakalanırsam kafasında kırardım belki. Başka bişey bulamayınca yüzümü astım. Masanın üzerinde gördüğüm çubukla gülümsedim. Bunuda münasip bi- neyse kendine gel Hayat. Uyma şeytana.

Çantayı kapattım ve dolabın içinden pijama takımı aldım. Giray'a rahat ve kaçmayacak pozu vermem gerekiyordu. Bustiyerimi ve pantolonu çıkardım. Pijamanın altını giydim. Tam üstünü giyerken kilitli kapı açıldı. Sütyenle olduğumu fark edince pijamanın üstünü hemen önümde tuttum.

"Ya sen nasıl bi insansın? Kapı tıklatma yok mu sende!" Sinirle Giray'a baktım. O ise gözlerinin hiç görmediğim tonu ile bana bakıyordu. İşte şimdi korkmuştum.

"Çıkıp kapıyı kapatır mısın?"gözlerini bir saniye bile üzerimden ayırmayarak konuştu;

"Akşam yemeyi yiyeceğiz üzerini giy ve aşağıda ol."gözlerimi devirdim. Neyse zaten onunla konuşacaklarım vardı. Benimle derdi neydi öğrenmek istiyorum.

Sonunda gözlerini üzerimden çekip odadan çıktığında pijamamın üzerini de giydim. Az önce yaşadığım utançtan dolayı kıpkırmızı olmuş yanaklarıma su vurdum.

Aşağı indiğimde Giray yemek masasında oturuyordu. Yemeyi o mu hazırlamıştı? Neyse düşünmeyi kesip masaya oturdum. O yemek yerken ben ona bakıyordum.

"Bön bön bakmayı kes de yemek ye."

"Bana yapman gereken bi açıklama olduğu için bakıyor olabilir miyim!" Adam beni ciddiye almıyordu resmen.

"Gerçekleri mi öğrenmek istiyorsun?" Çatalını bıraktı ve bana baktı.

"Evet istiyorum."

"Ama öğrenemeyeceksin. Şimdi sus ve yemeyini ye." anlatıcak sanmıştım resmen beni kandırmıştı. Gözlerimi devirip derin bi nefes aldım ve önümdeki yemeyi yemeye başladım. Sen görürsün Giray.

Yemeyimi yedikten sonra ne kadar odaya çıkmak istesemde Giray burda oturacaksın demişti. O televizyon izlerken ben yanında kös kös oturmaktan başka bişey yapmıyordum.Telefon sesi ile kendimize geldik.

"Söyle." Giray benim dinlediğimi fark edince kaşlarını çatıp mutfağa geçti. Bende haince yaklaşıp kapıyı dinlemeye başladım.

"Evet burda, şüphelenmedi, ailesinin haberinin olmasını sağla," sesler kesildiğinde hemen koltuğa geçtim. Oda geldi ve yanıma oturup sehpaya ayaklarını uzattı.

"Senden nefret ediyorum." duyduğum cümle ile şaşkınlıkla Giray'a döndüm.

"Ben sana ne yaptım da benden nefret ediyorsun?" Gözlerimin içine baktı.

"Sende bu nefreti hak ediyorsun. O soy adını taşıdığın sürece de hak etmeye devam edeceksin." Ailemle bi sorunu vardı.

"Senin bizimle ne sorunun var?" Elini uzattı ve saçlarıma dokundu. Yumuşacık dokunuşu karşısında ürperdim. Gözleri az önce odadaki gibi değil, kendi güzel rengindeydi. Dikkatlice saçımın bir tutamını kulağımın arkasına yerleştirdi.

"Her şeyi öğrendiğinde sen bile kendinden nefret edeceksin Hayat." Bu konuşmaları beni korkutuyordu. Öğrenmem gereken sırlar neydi? Acaba yalan mı konuşuyordu? Telefonda kiminle konuşmuştu? Ben nasıl kurtulacaktım? Kafamda bir sürü soru vardı.

VAVELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin