Ü62 🐾

91.4K 4.4K 389
                                    

Multi video ;Toygar Işıklı - Ben Hayatın Mağlubuyum 🎶

Keyifli okumalar 🌸

▪️

Saat 19.36

Saat 21.42

Saat 23.10

Saatlerdir yaptığım tek şey ileri geri sallanmaktı. Soner ile birlikte gittiğimiz mekanımda otururken önümden onlarca insan geçti. Belki de yirmi köpek, birkaç satıcı. Telefonumda sayısız cevapsız çağrı.

Şu anda her şeyden, herkesten çok ona ihtiyacım vardı. Ama bir konuşursam, sesimi duyarsa kötü olduğumu anlar ve kalkıp buraya gelirdi. Babamı öğrendiğinde onu durduramazdım.

Ama bana ulaşamayınca da gelirdi. Burnumu çekip telefonumu çimenlerin üzerinden aldım. On üç kez aramıştı.

Üsame
Açmadın?
Müsait değil misin?
Büşra neler oluyor?
Meraktan delireceğimi bilmiyor musun?
Sinirleniyorum.
Yemin ederim eğer bir saat içinde bana ulaşmazsan oraya gelirim.

Sanırım bir saati geçmişti. Hemen onu aradım. Telefonun başında bekliyormuş gibi hemen açtı.

"Büşra?"

Konuşamadım.

"Konuşsana. Neredesin sen saatlerdir?"

"Uyuyordum."

"Bana yalan söyleme. Bunu yapma!" Bağırdığında gözlerimi kapattım. Haklıydı. Kırılmıştı ama beni bilerek kırmıyordu. "Uyusan bile açardın telefonumu."

"Soner sadece yalnız kalmak istedim."

"Yalnız mı kalmak istedin? Bunu söylemek bu kadar mı zordu? Yedi saattir sana ulaşmaya çalışıyorum. Hiç mi düşünmüyorsun beni?"

"Düşünüyorum."

Bu yüzden susuyorum.

"Böyle mi düşünüyorsun? Aklım çıktı ya aklım çıktı! Neredeyim sen biliyor musun?"

"Neredesin?" Lütfen gelmiş olmasın.

"Havaalanında."

"Bana her ulaşamadığında oradan kalkıp buraya mı geleceksin?"

"Geleceğim! Sikmişim mesafesini! Beni zorlama Büşra. Yemin ederim ya ben şehrimi oraya taşırım ya da seni buraya!"

Keşke çekip alsan beni. Bu sefer durmazdım bu şehirde.

"Evine dön. Ben iyiyim."

"Ama ben değilim. Beni kendinden uzak mı tutmaya çalışıyorsun?"

"Hayır." dedim fısıldar gibi.

"Ne oluyor o zaman Büşra? Niye böyle olduk?"

"Bilmiyorum. Yoruluyorum. Ondan sanırım."

"Sırala bahaneleri. Benimle seni tanımıyormuşum gibi konuşma."

"Bu kadar sinirlenerek bir şey yok. Üzerime gelmekten vazgeç."

"Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Hayır. Şimdi izin verirsen uyumak istiyorum. Belki yedi saat falan. Eğer ulaşamazsan buraya gelme diye söylüyorum."

Sustu. Yine kırdım.

"Eyvallah Büşra." Telefonu yüzüme kapattığında tuttuğum yaşlarımı serbest bıraktım. Düşüncesizin tekiydim. Ama küçüklüğümden beri böyleydim. Çünkü Soner dışında kimse bana birine değer vermeyi, sevmeyi, önemsemeyi öğretmemişti. Bu yüzden biraz eksiktim. Soner haklıydı. Bir yanım hala çocuktu ve güçlü görünmeye çalışsam da bazı şeylere karşı koyamıyordum.

Ayaklandım ve eve doğru yürümeye başladım. Bir elim diğer elimin parmağındaydı, yüzüğümde. Kafamı toparlayıp Soner'e kendimi affettirmeliydim. Eve vardığımda salonun ışığı hala açıktı. Annem bu saate kadar durmazdı. Kapıyı açıp anahtarı vitrine bıraktım.

Annem benim geldiğimi duyunca koridora çıktı. Bakışlarına anlam veremiyordum.

"Niye uyumadın?"

"Neredeydin?"

"Dışarda." dedim ceketimi çıkarırken. Yavaşça bana doğru geldi.

"Kiminleydin?"

"Tek başımaydım. Neden sorguluyorsun?"

"Yalan söyleme. O çocuklaydın değil mi? Soner denen çocuklaydın."

"Ne saçmalıyorsun gece gece?" dediğimde kolumu tutup sıktı. Hayretle yüzüne baktım.

"Bana doğruyu söyle. Ankara'ya onun yanına gittin değil mi? Arkadaşım dediğin kişi oydu."

"Burak kolumu."

"Naptın sen Büşra?"

Kaşlarımı çattım. "Sakın anne. Sakın bana o adamın ağzıyla konuşma."

"Birlikte görmüşler sizi. Muğla'nın göbeğinde o çocukla görmüşler."

"Nolmuş gördülerse? Sevgilim o benim!"

Bakışları parmağıma indi. Kolumu kendime çekip kurtardım.

"Ne bu? Bir de yüzük mü taktınız?"

"Nasıl da doldurmuş aklını. Kızınım ben senin. Nasıl böyle konuşursun benimle? Nasıl inanmazsın beni dövdüğüne?"

"Yeter! Asıl senin aklını kim doldurdu böyle. Bu nasıl kin babana karşı?"

"O benim babam değil!" diye bağırdım. "Senin hiçbir şeyin değil."

"Bitti, bundan sonra çalışmayacaksın. Telefonunu da alıyorum. Evde durup köpeğine bakarsın."

"Ne saçmalıyorsun sen? Çalışmamı isteyen de sensin, arkadaş edinmemi isteyen de."

"Baban ve ben çalışacağız."

Beynim kontrolünü kaybetti. Artık bu kafayı toparlayamıyorum. Ben artık haykırarak ağlamak istiyorum.

"Bana onu affettiğini söyleme."

Bakışlarını kaçırıp ellerine indirdi. "O senin baban. Tek başıma yapamıyorum. Zamanla sen de onu affedeceksin."

"Onu affettiğin söyleme." dedim kıvranır gibi. Gözlerim dolu doluydu.

"Herkes hata yapar."

"Affettim deme."

"Affettim."

Elimin tersiyle yüzümdeki yaşları sildim.

"Ama beni kaybettin."

Bir şey demesine izin vermeden odama koştum ve kapıyı kilitledim.

🌙

Selam. 🙏🏻

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kimya sınavı olan ama Üsame'ye bölüm bekleyen bir okuyucum vardı. Umarım sınavı güzel geçer. 🌸

Bölüm hepiniz için olsun. Görüşmek üzere. 💙

Not: Büşra Soner'e kaçsın diyen tayfayı görebilir miyim? 😂

ÜSAME 🐾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin