5.BÖLÜM
<Flashback>
6 yıl önce...
Okul binasına doğru ilerlerken bugün yapmam gerekenleri aklımdan geçirdim.
İlk olarak Aera'dan kurtulmalıydım -o Namjoon'un sevgilisiydi- çünkü, özellikle son iki haftadır, Namjoon'u utanmazca dikizlediğimi fark ediyordu, ki bunu fark etmemek mümkün değildi.
İkinci olarak Namjoon'la diyolağa geçmeliydim.
Kore'ye geleli bir ay olmuştu ve bir aydır Namjoon inanılmaz ilgimi çekiyordu.
Okulda herkese gösterdiği karanlık ve soğuk havasının farkındaydım ama sadece kendine sakladığı çok yönlü adamın da farkındaydım.
Sanatla uğraşmayı çok seviyordu.
Yeni keşfettiğim bir sahafçıda onu görmüştüm ve dükkan sahibine kim olduğunu sorduğumda son iki senenin devamlı müşterisi olduğunu öğrenmiştim. Yani orijinal kitaplar okumayı da seviyordu.
Ayrıca huzur bulmak için gittiğim neredeyse tüm mekanlarda onu görüyor ama onun beni fark etmesine izin vermeden orayı terk ediyordum.
Farklı bir havası vardı, onda gizli şeyler olduğunu biliyordum.
Ve bugünün son işi Jimin'le içmeye gitmekti.
Aptal ikizim ben olmadan bir halt yapamıyordu.
Çoktan sınıfımın olduğu kata geldiğimi gördüğümde gülümseyerek içeri girdim.
Bugün fazlasıyla eğelenceli olacaktı, güne Aera belasına haddini bildirmekle başlayacaktım ama önce onun bana gelmesini beklemeliydim. Ve eminim bugün beni sıkıştırmak isteyecekti.
Sırama oturup dersin başlamasını beklerken fazlasıyla sıkılmıştım.
Taehyung ve Jimin tüm gün voleybol turnuvasında olacaklardı, onlarsız fazla sıkılacaktım.
Kafamı sıraya koydum, biraz kestirmekten zarar gelmezdi.
Sınıfın içini dolduran ayak sesleri işitiyordum.
Herkes gelmeye başlıyordu.
Umursamadım, uyku önemliydi.
"Lucy!"
Dudaklarım yavaşça yukarı kıvrılmıştı.
Ders başlamadan geleceğini düşünmüyordum.
Kafamı kaldırıp gelen yüze baktım.
Ayağa kalkarak sıraya oturduğumda tüm sınıf nefeslerini tutmuş bizi izliyordu.
"Efendim-"
"Ah.. adın neydi?"
Ellerini yumruk yaptığını görmüştüm.
Bu inanılmaz zevk veriyordu.
Dişlerinin arasından konuşmuştu.
"Aera! Kang Aera!"
"Vaov ismin gerçekten güzelmiş Aera!"
Sıradan kalkarak yanına doğru ilerlemiştim.
"Sorun neydi Aera? Heralde yeni aldığın elbiseyi göstermek için gelmedin buraya?"
Sınıftan bir kaç kişinin kendini tutamayıp kıkırdadığını duyuyordum.
Tabiki Aera'nın delici bakışlarıyla hemen susyorlardı ama çok zevkliydi.
"Sana söylemek istediğim bir kaç şey var, dışarıda konuşmaya ne dersin?"
"Senden korkmalı mıyım? Bana çok sinirliymişsin gibi geliyor?"
Tek kaşını kaldırarak cevap vermişti.
"Nereden böyle bir kanıya vardın?"
Elimle yüzünü işaret etmiştim.
"Immm.. yüzün kızarmış.. ve bu sinirden olmuş gibi gözüküyor."
