Keyifli okumalar :)
♧
Zaman..
Zaman dediğimiz şey çok tuhaftı aslında, bir saniye sonra ne olacağını bilmeden yaşamak ya da ansızın gelen şeyleri kabullenmek bazen fazlasıyla zor olabiliyordu. Hatta içinde bulunduğumuz bu durum veya hayat, ne denilirse artık bizi yormaktan, beklenti içinde bırakmaktan başka bir hiç şey yapmıyordu.
Beyhan, şuan tam olarak içinde bulunduğu belirsizliği süzgecinden geçirerek olanları idrak etmeye çalışırken, harelerini karşısında ki adamın sıkılmayı bekleyen elinde gezdiriyordu.
Aylarca peşinden koştuğu adam bu muydu sahiden?
Neden kaçmıştı ki aylarca ondan? Ya da aylarca kaçmışken ve Beyhan'ın bu düğünde bile onu aradığını biliyorken neden kaçmak yerine tanışmak istemişti ki?
Şimdi ne yapacaktı?
Bu kadar zaman boşuna kaçtığının farkına vardı herhalde diye düşünerek elini sıktı, ardından gözlerini yavaşça genç adamın harelerine çıkardı fakat görmeyi beklediği şey ne güzel bir gülümsemeydi ne de böylesine çarpıcı bir yeşillik. Ne güzel gözleri varmış diye düşündü istemsizce. İnsanın baktıkça bakası, o derin yeşillikte kaybolası geliyordu; cenneti anımsatıyordu sanki gözleri.
"Senin gözleyine sayıncak kuyabilir miyim?" Küçük ellerine çenesine yaslayarak çok sevdiği arkadaşının gözlerinin içine baktı gülümseyerek. Arkadaşının ne cevap vereceğini kestiremese de o minik aklı hep muzurluktaydı,izin vermese de o salıncak kurulacaktı Beril için.
"Göze salıncak kuyulmaz ki akıllım." dedi Alp, Beril"e göre daha anlaşılabilir olan türkçesiyle. Gözlerini kırpıştırarak etrafına bakındı, içini bir korku sarmıştı.
"Hayır kuyulur hem benim annem yalan söylemez tamam mı? Cennette bizim için sayıncaklar vaymış annem öyle dedi."
Gülümsedi, çocuk aklı işte diye geçirdi içinden.
Avucunun hala adamın avucunda olduğunun farkına varıp hızla elini çekti. "Kusura bakmayın, sizi karşımda görmeyi beklemediğim için şaşırdım biraz doğrusu."
Alp genç kızım gözlerinin içine bakarak gülümsedi. "Estağfurullah siz kusura bakmayın lütfen benim hatam, sizinle daha iyi şartlarda karşılaşmayı tercih ederdim." Aylarca kaçtığı için bir an pişmanlık duygusu kaplamıştı içini.
"Bu kadar güzel bir kadınla röportaj yapacağımı bilsem kaçar mıydım hiç? Ah aptal kafam.." diyerek kendine sövmeye başlamıştı çoktan.
Beyhan'ın gülümseyen yüzü Alp'in cümleleriyle daha somurtkan bir hale gelmişti. Doğru ya, adam aylarca peşinden koşturmuştu, onun yüzünden günden güne zayıflamış hatta işi bırakacak kadar delirmişti.
Omuzlarını dikleştirdi, lavaboya gitse adamı kaçıracaktı, gitmese elbisesi berbat durumdaydı bu şekilde insan içine çıkamazdı. Ne yapacağını bilemez halde bir kaç saniye genç adamın yüzüne baktı. Ardından, "Daha iyi şartlar da, daha iyi bir oyuncak bulursunuz umarım kendinize. Benim gitmem gerek, iyi akşamlar Alp Bey."
Bunu yaptığı için pişman olacağını biliyordu hatta Yıldırım Bey tarafından azarlanacağını da ama bu umrunda değildi. Bu adamın şişik olan egosunu daha fazla şişirmeye hiç niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKINA AŞKİYA
ChickLit'Kadınlar erkeklere karşı huysuz, üstelik güzel ve bir de çirkef.. Adamlar kadınlar konusunda uzman ve çok yakışıklı ise aşk her iki taraf içinde kaçınılmaz olur...' Yayınlanma Tarihi; 07.06.2016 Tüm hakları saklıdır.