♧ 4. BÖLÜM♧

109 7 82
                                    

Yorum yapmayı unutmayın 🙈

Hatalarım varsa kusura bakmayın.

Keyifli okumalar Aşkiya'lar

♧♧♧

4. BÖLÜM

"Ben mi istifa edeyim? Siz mi kovarsınız?" Yıldırım Bey anlamadığını belirten surat ifadesiyle çalışanına baktı. Dalga mı geçiyor diye düşündü bir an, ama genç kız o kadar kararlı görünüyordu ki; dalga söz konusu bile olamazdı. Hem bu adam Beyhan'ın kaç kez şaka yaptığını görmüştü ki? Genç kız arkadaşlarının yanında ne kadar eğlenceli ise; patronun yanında da bir o kadar somurtkandı.

"Anlamadım?" Genç kız tek kaşını kaldırarak kollarını göğsünün altında birleştirdi. Orta yaşlarda olduğunu belli eden kır saçlarını özenle tarayıp, 25 yaşında görünmek için çırpınan, saçlarına bir kutu biryantın süren adama baktı.

"Diyorum ki... Ben bu adamla uğraşmak istemiyorum, 3 ayımı yedi benim. Bu röportajı yapacak başka birini bulun. Ben istifa ediyorum." Çeşme'de ki görüntüler ansızın zihnini karartırken gözlerinin dolmasını engelleyememişti. Aylarını verdiği yetmiyormuş gibi, bir de çıkıp adamın peşinden hiç bilmediği bir yere gitmişti. Ama sonu yine ve yeniden hüsrandı. Adam onu görünce kaçmıştı, Beyhan da konuşmaya fırsatı olduğu halde bırakıp gelmişti.

Çocukluk değil miydi bu? 26 - 27 yaşlarında olduğunu tahmin ettiği adam dayak yememek için annesinden kaçan küçük bir çocuk gibi kaçıyordu genç kızdan.

Sıkılmıştı artık genç kız bu işten. Onun böyle çocuklarla işi yoktu, olmamalıydı.

"Ne demek istifa ediyorum. Kalbime mi indireceksin sen benim?" Adam sahte bir acıyla yüzünü buruşturup, yeşilçam filmlerinden fırlamış kahramanlar gibi elini kalbinin üzerine bastırdı. "Bu işi senden başkasına veremem."

Yüzünü buruşturdu genç kız. Nasıl bir sahtelikti bu? "Neden veremezsiniz Yıldırım Bey, bu adamın peşinden koşacak başka gereksiz çalışanınız yok mu?"

Kendine gereksiz demiş olmasını bile umursamadı. Amacı olayı dramatize etmek değildi, ya da öyleydi. Çünkü bu adamın onu kovmayacağını çok iyi biliyordu. "Ben yokum. Kendinize başka oyuncak bulun."

Masasının üzerinde duran çantasını eline alarak adamdan uzaklaştı. "Senin sinirlerin bozulmuş..." dedi adam tebessüm ederek. Sahte bir tebessümdü bu. "Bak ne yapalım biliyormusun?" Kaşlarını kaldırdı. "Ben sana bir hafta izin vereyim, sen git ailenle arkadaşlarınla vakit geçir, kafanı toparla. Sonra tekrar işinin başına geçersin."

Dalga mı geçiyordu bu adam? E gelince ne olacaktı? Yine çocuk gibi davranın adamın peşinde mi koşacaktı ?

"Bakın ben bir çocuğun peşinden koşmaktan çok yoruldum. Röportajı başkasına verin, izin yapmama gerek kalmaz." Gözlerini devirmemek için zor tuttu kendini. 23 yıllık hayatı boyunca bu şekilde yalaka ve sahte bir adam daha görmemişti. Adamın işi gücü şan şöhret paraydı. Tamam herkes parayı severdi, zengin olmak ünlü olmak isterdi ama bu adam götünü parayla bile silse; yine de doymazdı paraya.

Bu nasıl bir benzetme Beyhan?

"Hayır. Sen yapacaksın bu işi. Git dinlen ve gel. İstifanı da kabul etmiyorum. Çıkabilirsin." Sinirle ofladı genç kız. Bu işten kurtulması gerekiyordu ama nasıl?

Çantasını avucunun arasında sıkarak asansörlere yöneldi. Biraz daha burada kalacak olursa, burayı patron bozuntusunun üzerinde yıkabilirdi.

AŞKINA AŞKİYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin