BÖLÜM 29:Kayalıklar

17 1 0
                                    

Şimdi ben bu bölümü bilmem ne kadar zaman sonra atıyorum ama sorun neden. Bilmiyorum. Öyle içimden geldi. Neyse iyi okumalar.


Kayalıklarda, dizlerimi kendime çekmiş başımı da dizlerime yaslamış şekilde denizi izliyordum.

Kanguru ' nun mesajını geç görmüştüm. Eğer erken görseydim şuan ki psikolojide olmazdım. Daha erken kurtulabilirdim onlardan. Ama şans işte.

Okulda öğleden sonra uyandığımda Kanguru' dan gelen mesajları görmüştüm. Tamamını o an okuyamamıştım ama son iki mesajını okumuştum. Ve anlık olarak onlara cevap vermiştim.

Diğerlerine ise eve giderken cevaplamıştım. Sarılmak istediği mesajı ise annemler sağolsun o an cevaplayamamıştım.

Yine kırmışlardı. Her seferki gibi. İş için sürekli yurt dışına çıkarlardı. Her ne kadar benim için bu kadar çok çalıştıklarını söylesem de kendime yine de kırılıyorum. Benim ile ilgilenmeden sadece çalışıyorlar. Aralıksız.

Ben ise ilgi istiyorum. Maddiyat sağlamak her zaman ilgi değildir.
Beni tanımıyorlar. Sadece maddi olarak yanımdalar.

Biraz ilgi isterdim onlardan. Konu benim derslerim ve kurslarım olmadan bir konuşma yapmak isterdim. Ama asla öyle bir konuşma olmadı.

'Derslerin nasıl Mehtap?'
'Derslerini yüksek tut Mehtap.'
'Kursların ve özel derslerin nasıl? '
'Hocalar sorun çıkarmıyor değil mi?'
'Okul sıralamasında kaçıncısın Mehtap?'

Başka soru yok. Buna rağmen bu sorularla bile kavga edebiliyoruz. Bunlar ilgi değil.
Aile rahatlamak, içini dökebilmek, huzur bulabilmek içindir. Ama daha da boğuyorlar. Ebeveynlerin çocukları ile konuştukları tek konu sınavlar, dersler.

Bu mu ilgi!?

Eminim bunu yaşayan sadece ben değilim.
Sadece ben olamam. Çünkü onlarca öğrenci sınavlardan sonra intihar ediyor.

Teog dan sonra intihar eden kız mı desem.
Yoksa üniversiteye giremediği için intihar edeni mi desem.

Fark, benim yaşamam.

Hayat bu mu?

Zorunluluklar.

Üzgünüm ama zorunluluklardan oluşan bir hayat anca zor olur.

Ve ben bunu istemiyorum.

Zaten en büyük sorun da bu. Istememem. Ben yaşamak istiyorum. Ama zorunluluk ile değil. İsteyerek yaşamak istiyorum. Geleceğimin de güzel olmasını istiyorum. Ama böyle zorunluluklarla değil.

Ben bunları düşünürken arkadan gelen ayak sesleri dikkatimi dağıttı. İyi de etti. Neyse.

Neyse diyince aklıma uzun süredir neyse demediğim geldi. Ve ufak bir kıkırtı çıktı ağzımdan.

Ayak sesleri durmuştu. O sırada telefonuma mesaj geldi. Elimdeki telefonu açıp gelen mesaja baktım.

Kanguru:
Neden güldün?

O beni tanıdığına göre sesli konuşabilirim.
"Kendime güldüm sorun yok."

Arkamdan kesik bir nefes sesi geldi. Bu tepkileri komik ama sevimliydi. Kafamı dağıtmakta da iyidi.

"Eee? Buraya kadar geldin orada mı durucaksın. Sarılmak istemiştin. Kafamı cevirmeyeceğim emin olabilirsin. Ama teminat vermek için. -yanımda bulunan fuları çıkararak- bunu gözlerime bağlamanını rica edeceğim. Ben baglayamadim da."

Kanguru:
Gerek yok. Bakmayacağına güveniyorum.

"Olsun. Sen yine de bağla. Şeytan falan dürter."

Bu dediğime o da ben de kikirdamistik.

Yavaşça adım atmaya başladı. Ben de gözlerimi kapattım. Yavaşça arkama oturdu. Elimden fuları aldı ve gözüme bağladı. Sonra da bana arkadan sarıldı.

Şuan ben bacaklarıma o da bana sarılmıştı. Kafasını sol omzuma koydu ve derin bir nefes aldı. Bir süre içinde tuttu nefesini. Sonra daha fazla tutamayacağını anlamış olmalı ki bıraktı.

O bunu anlamıştı ama ben anlamamıştım sanırım. Kalbim deli gibi çarpıyor. Sanırım nefes alamadığım için. Sorun nefes almamda. Ama alamıyorum! Kalp krizi geçireceğim şimdi! Bu telaş ben de etki etmiş olsa gerek derin bir nefes aldım.

Elleri kıpırdadı ve önümde birşeyler yaptı. Telefonumdan mesaj sesi geldiğinde, mesaj attığını anladım. İyi ama nasıl okuyacağım? Gözlerim kapalı.

"Gözlerim kapalı. Nasıl okumamı bekliyorsun?"
Dedim tebessümümü yüzümden eksik edemeyerek.

"Ah tabi." Kısık ama etkili bir sesle fısıldadı.

Evet millet.

Düştüm.

Daha fazla nefesimin kesilmesini istemediğim için hemen konuşmaya girdim hafif telaşlı bir sesle.

"Konuşmasan da olur. Dinlenmeye gelmedik mi zaten? Söylemek istediklerini mesaj atarsın ben sonra okurum. Eğer acil ise kendini belli etmeyerek fısıldarsın. Olmaz mı ? "

Omzumda olan kafasını onaylar biçimde salladı. Allah aşkına biri oksijen maskesi atsın. Nefes alamıyorum!


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anonim: Kanguru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin