Bir bu eksikti!

347 18 2
                                    

E-postamı onaylayamadığım için uzun süredir bölüm yayınlayamıyordum. Fakat şimdi halloldu. Hatalarım olduysa affedin lütfen.

Multimedia: Batu

-

Arya'nın yavaşça kolumu dürttüğünde evin önünde olduğumuzu fark ettim. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda sonbaharın kokusunu içime çektim. Yaprakların yerde sürünürken çıkardığı o sesler beni oldukça rahatlatıyor ve bir okadar da hoşuma gidiyordu. Arya da indiğinde Mete'nin tarafında ki açık olan cama doğru eğilip teşekkür ettiğinde Mete sadece kafasını sallamıştı. Tekrar aynı hızla arabayı sürdüğünde arkasından sadece bakmakla yetinmiştik.

Gökyüzüne baktığımda etrafımızı kara bulutların sardığını fark ettim. Yağmurun geleceğini haber veriyorlardı. Yağmurun yağmasını bekleyip damlacıkların bedenimde dolaşmasına izin vermek istiyordum. Yağmuru hissetmek istiyordum.

''Bir an önce girsek iyi olacak.''

Arya'ya aldırış etmeden gökyüzünü izlemeye devam ettim ve bir süre sonra ''Biraz ıslanmaktan zarar gelmez.'' dedim. Gözlerini devirerek ''Sabah uyandığımda sesini kaybetmiş, sümüklü bir canavara benzemek istemiyorum.'' dediğinde ona bakarak gülümsedim. Ben yağmura alışıktım fakat Arya'nın hastalanmasını istemediğim için eve doğru yürüyordum ki aniden yağan yağmur olduğum yerde durmamı sağlamıştı.

Kahkaha atarak arkamda duran Arya'ya baktığımda kısa süreli bir şok geçiriyordu. ''Sence de güzel değil mi?'' dediğimde ''Değil!'' diyerek cevabını yapıştırmıştı. Kahkalarım daha çok yükseldiğinde bana sinsice bakıyordu. Kollarımı iki yana açıp gökyüzüne doğru bakmaya çalışıyordum. Arya'ya baktığımda ise ıslanmamak için birşeylerin altına saklanmaya çalıştığını fark ettim. Yağmurdan kaçmak çok aptalcaydı. Yağmur sesimizi bastırdığı için Arya'ya bağırarak ''Senin dostun gökyüzü değil miydi? Dostuna ihanet etme de buraya gel." dedim. O benim aksime daha çok bağırarak ''Dostumun gökyüzü olduğundan bahsetmiştim, yağmurdan değil!" demişti.

Bu halleri beni çok güldürüyordu. Tekrar ona döndüğümde bir evin çatısının altına doğru sokulmaya çalıştığını gördüm. Koşarak yanına gidip ellerinden tuttum ve yolun ortasına doğru çekmeye çalıştım. Sonunda bana yenilip tekrar yağmurun altına geldiğinde kendini bırakmıştı.

''Yağmuru hissetmeyi denemelisin.''

Hala somurtkan bir biçimde bana bakarken ''Ne yapmalıyım?" diye sormuştu. ''Kollarını aç ve gökyüzüne bak!" diye bağırsam bile yağmurun sesinden dolayı sesim alçak çıkmıştı. Dediğimi ikiletmeden yaptığı için sevinmiştim. ''Gözüme koskoca bir yağmur damlası düştü! Ah, sanırım gözüm çıktı!'' dediğinde tam beş dakika boyunca gülmüştüm.

Ellerinden tuttup onu döndürmeye çalıştığımda ilkten ne olduğunu anlamamıştı fakat sonradan bana eşlik etmişti. İkimizde hızlı bir biçimde dönerken gökyüzüne bakıp kahkahalar atıyorduk. Bu hoşuna gitmiş olmalıydı. Uzun süredir dönüyorduk ve artık başım dönmeye başlamıştı. Arya'nında başının döndüğünü fark ettiğimde dengemi kaybedip yere düşmüştüm! Arya bana haykırarak güldüğünde onu ayaklarından ittim ve arkasında ki su birikintisinin içine dalmıştı. Gülme sırası bendeydi. İkimizde yerde öylece dururken aptalca sırıtıyorduk.

''Haklıymışsın.'' dediğinde ayağı kalkıp onun da kalkması için elinden tutup yardım ettim.

''Eğer biraz daha burada durursak sümüklü canavar sayısı ikiye artacak.'' Tebessüm ederek başını salladı ve eve doğru yürümeye başladık.

Rüyaların canı cehenneme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin