/Dramatik bir kitap o yüzden şimdiden özürler. \
Liam elindeki kağıtta yazan telefon numarasına bakarken sadece bir kez düşündü. Emin değildi, kesinlikle emin değildi ve biraz daha düşünürse vazgeçecekti o yüzden hemen kağıttaki numarayı telefona geçirip arama düğmesine bastı.
Telefon uzun bir süre çaldı ve telefon çalarken Liam düşündü.
Neden arıyordu ki!? Ne derdi vardı bunca zaman sonra...
Ama hayır konuşması gerekiyordu çünkü daha fazla bunları içinde tutarsa kendisine zarar verecekti bu düşünceler.
"Merhaba ?"
Liam duyduğu ses ile irkilip düşüncelerinden sıyrılırken bu sefer bekleyen karşı taraftı. Neyse ki bu da çok sürmedi çünkü Liam pat diye söze girerek konuşmak üzere olan Zayn'ı susturmuştu.
"Z-zayn"
(vay canına uzun zamandır adını anmıyordu garip hissetmişti)
Titrek bir nefes alıp devam etmeden önce karşı taraftaki Zayn nefesini tutmuş hayretle onun nefes sesini dinliyordu. Rüyalarına giren hayallerini süsleyen ama bir daha asla duyamayacağı sesi..
"-Kaliforniya'dayım ve eskiden kim olduğumuz hakkında düşünüyorum-"
Liam daha fazla dayanamayıp yanındaki masaya tutunurken karşı taraftaki adamın çoktan yere yığıldığından habersizdi tabii.
Zayn aylardır duymadığı sesle tamamen yıkılmıştı. Onu çok özlemişti ve...Bir kere bile onu aramamıştı. Buna rağmen tüm o olanlara rağmen hala ona olan aşkı bedenini, ruhunu ve zihnini sarabiliyordu. Oysa Zayn yaklaşık bir yıldır ondan kaçmış ve bir açıklama bile yapmadan hem onu hem kendisini yapayalnız bırakmıştı. Zayn bırakmıştı..ve unutmuştu. Zor olmuştu ama unutmuştu. O unuttuğunu sanıyordu yani.
Ancak görünen o ki sadece kendisini kandırmıştı. Çünkü aylardır atmayan kalbi onun sesini duyduğu anda atmaya başlamış. Aylardır alamadığı nefesi o hüzünlü nefes alış verişlerde ciğerlerine çekebilmişti.
Yaşadığını hissetti Zayn. Aylar sonra yaşıyordu, ama ölmek için. Kalbi damarlarına kanı öyle şiddetli pompalıyordu ki Zayn kanını hissetti. Ona ait olan ve bedenini terk etmek isteyen kanın öfkesi benliğini ele geçiriyordu. Her şeyi ile öfkeliydi kendisine. Tamamen boşuna çabalamıştı bunca zaman! Onu unutmayı bırakın aklından bile çıkartamamıştı, kendisini suçladı.
Karşısındaki adam ağlamak üzere olduğunu belli etmemek istercesine yavaş yavaş konuşmaya başlarken. Zayn ölmek için geç kaldığını anlamıştı bile. Artık ölemezdi, acı çekmek zorundaydı.
"Elimde bir resim var Zayn...hey (kıkırdar) mutlu görünüyoruz"
Zayn her an telefonu yere düşürebilirdi ama son anda telefonu elinde sıkıca kavradı. Dinleyecekti bunu hak etmese de dinleyecek ve adını bile anmaya cesaret edemediği adamın minik kıkırtısıyla ağlamaya başlayacaktı.
"Eski sayılmaz aslında... 2014"
Liam elindeki resme bakarken kameraya mutlulukla bakan beş genç adama imrendi. Neden sadece onlar gibi olamıyorlardı?
"Zayn uzatmak istemiyorum. Sende istemiyorsun biliyorum, hatta açtığına dua ediyorum... Söylemek istediğim bir iki şey var sadece, merak etme-bir daha aramam."
Liam her kelime arasında nefes almaya başlarken dayanamayacağını biliyordu. Bir yerde kopacaktı.
Mantıksız kelimeleri sıralarken her kelimesinden sonra cümleler yavaşça anlam kazanmaya başlamıştı. Zayn onun zorlandığını anlayabiliyordu. Yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Always On One Direction
Fanfiction"Merhaba " "Z-zayn ... Kalifornıya'dayım ve eskiden kim olduğumuz hakkında düşünüyorum" ◾◾◾◾◾ °Azcık angst °One Direction kardeşliği °Gerçek hayata yakın tahmin - Zaman 2016-2017-2018-2019 - (DÜZENLENEMİYOR VE BİTEMİYOR)