Always On One Direction

01

Gecenin bir yarısı atıyorum çünkü tüm gece bununla uğraştım ve yarın yola çıkıyoruz uzun bir süre bölüm yayımlamıyacağım. Yinede yazıcam eminim döndüğümde bitmiş olur.

Öyle aceleyle düzelttim ki her yer yanlış olabilir. Çok üzgünüm.

Herkese by ve iyi okumalar. 2 kişi bile okusa mutlu oluyorum amacım rekor kırmak değil sadece paylaşmak o yüzden teşekkür okuyan herkese.

Bölümün bittiği yer için de ayrıca özür dilerim çünkü uzun çook uzun oldu diye kestim ben öyle oldu napim.

Böyle yazdıklarım iç ses

______________________

Bir hafta sonra

Suratında fazlasıyla yapmacık bir gülümseme olan sunucuya dolmak üzere olan gözlerle baktı sonra alt dudağını dişledi. Böyle giderse dayanamayacaktı. Hayat onu hep böyle cezalandırıyordu elinden bir şey gelmezdi.

Malesef şuan gülme krizine girmemek için fazlasıyla kendisini tutuyordu. Zor işti tabii ama alışmıştı. Ömrünün yarısı gülmekle öbür yarısı gülmemek için kendisini tutmakla geçmişti zaten.

Nıall kıpkırmızı olmuş kayseri pastırmasına dönmüştü kimse ona yardım da etmiyordu. Ne yapabilirdi sunucu adam altına edecekti hala sırıtabiliyordu! Şuan ondan komik bir şey yoktu Nıall için.

Adamın sıkıştığını anlamıştı çünkü kendisi de röportaj verirken sebepsizce sürekli bu duruma düşüyordu.

Neyseki kameralar kapandı ve gıcık bir "REKLAM" bağırışı odada yankılandı. Bu herkes için güzel haberdi çünkü kameralar kapanır kapanmaz dörtlü aynı anda arkalarına yaslanmış, sunucu ise kalkıp resmen koşarak stüdyodan çıkmıştı. Kusura bakmayın adam çok sıkışmıştı hiçkimseyle muhatap olamazdı.

Sunucun çıkmasıyla içeriye ellerinde makyaj malzemeleri ile birkaç kişi girdi. Şuan konser sonrası apar topar geldikleri bir televizyon kanalının stüdyosunda aynı şekilde apar topar kısa bir programa konuk olmuşlardı ve bu durum en çok Harry için kötüydü. Sebebi herkesin bildiği üzere onu boğazlamaktan ileri gitmeyen sorulardı.

Daha arkalarına yeni yaslansalar da çok geçmeden beklenen üzere Nıall kendini tutamayıp gülmeye başladı.

"Adamın suratını gördünüz mü! Eminim biraz kaçırdı altına."

Kendi dediği şeye katıla katıla gülerken Harry de hemen ona eşlik etmişti. Onlar adam hakkında konuşup gülerken Liam da onların gülmelerine güldü. İkisi de kendinden geçtiğinden kim olsa gülerdi.

Bu durumda tek somurtkan Louis'ydi. Az önceki röportajda Harry'nin klasik sevgili muhabbetini dinlemiş ve baya iyi bir deneyim kazanmıştı.

Hala ellerini ve dişlerini sıkıyordu. Elinde değildi bunu kendisi kontrol etmiyordu.

Louis kanepede Niall'ın yanında köşedeydi ve diğer üçlüden tamamen bağımsızdı. Kanepenin öbür ucunda gülerek onu kutsayan kocasına odaklanmıştı, bakamıyordu yüzüne ama onu dinleyebilirdi. Dinlerken gülümsemesine engel olamadı.

"Eminim şuan tuvalete teşekkür etmeye başlamıştır!" dedikten sonra gülünce Louis, Harry'nin gamzesinin  belli olduğuna emindi.

Gözlerini yumup onun sesiyle sakinleşmeye başlarken yumruk yaptığı elini gevşetti. Harry'i suçlayamazdı, kimse bütün o saçmalıklara katlanmak zorunda değildi. Bunca zaman katlanması bile bir mucizeydi ona teşekkür etmeliydi.