1.Bölüm

4.8K 180 19
                                    

Karanlık Lord kehanetin varlığından haberdar olduğundan beri her zamankinden çok daha sinirliydi.
Kehanetten korkmuyordu,hiçbir zaman korkmamıştı.
O Lord Voldemort'tu.İnsanların korkudan adını bile dillendiremediği  kişiydi.
Onu sinirlendiren ve huzursuz eden o kehanetin varlığıydı.

Bütün Sihir Dünyası bir umut onu yok etmek için,alt etmek için kehanetin  yapıldığı bebeğin etrafında toplanmıştı.Potterların biricik oğlu Harry Potter'ın.

Harry Potter denilen velet ise henüz bir yaşında olan,altına bez bağlanan,
konuşamayan,yerde emekleyen küçücük bir bebekti. Normal,sıradan,hiçbir numarası olamayan,ağlayıp duran o gürültü makinelerinden biriydi.
Genç adam bu absürt durum karşısında gülse mi yoksa daha mı fazla sinirlense bir türlü karar veremiyordu.

O kendisine tehdit oluşturabilecek en ufak şeyi ortadan kaldırmak için bir an bile tereddüt etmez,bunun için gerekirse bütün gücünü kullanırdı.
Ve elbette bu bebeğide ortadan kaldırmayı çoktan kafasına koymuştu.Daha fazla bu maskaralığa göz yummayacaktı.

Küçük bebek hem Bakanlık hem de Yoldaşlık tarafından korunuyordu.Bakanlığı devre dışı bırakmak onun için çocuk oyuncağıydı,Yoldaşlık ise onu biraz zorlardı,itiraf etmesi gerekirse ama her ikisi de aşılmayacak türden engeller değildi onun için.

Her şey planlandığı gibi giderse bu akşam hem o Harry Potter denilen bebekten kurtulacak hem de onlara vereceği dersten sonra Karanlık Lord'u biraz bile olsa sinirlendirmeye ve keyfini kaçırmaya bir daha asla cürret edemeyeceklerdi.
Kendisine düşman olanlara Büyücü dünyasında güçlü olanın kim olduğunu bir kez daha hatırlatmaktan büyük bir zevk duyacaktı şüphesiz.
Verdiği bu dersi asla unutmadıklarından da emin olacaktı elbette.

Voldemort tahtında arkasına yaslanarak karşısında saygıyla ondan gelecek emirleri bekleyen iki ölüm yiyenine dikkatle baktı.
İki en sadık ve en güvenilir ölüm yiyenine.Lucius Malfoy ve Bellatrix Lestrange'ye.

"Henüz bir haber gelmedi mi Malfoy ?
Kılkuyruk denilen sefil yaratık çocuğu evden kaçırdığının ve buraya doğru yola çıktığının haberini bize göndermedi mi daha?"

Lucius Malfoy Lord'unu cevaplamadan önce korkuyla,derince yutkunmaktan kendini alamamıştı.Eğer bu akşam işler planlandığı gibi gerçekleşmezse ve bu Kılkuyruğun ihanetinden dolayı olursa Lucius Malfoy Lord'undan çok acı verici ve oldukça yaratıcı lanetler yiyeceğinden neredeyse adı gibi emindi.
Lucius sonunda kendinde konuşacak cesareti bulduğunda gözlerini Lord'unun kan kırmızısı,içinde cehennem alevlerine ev sahipliği yapan gözlerine korkakça çevirerek konuşmaya başladı.

"Efendim henüz Kılkuyruk haber göndermedi.Ama bu akşam her şey planlandığı gibi gerçekleşecek ve Harry Potter denilen bebek bizzat sizin tarafınızdan yok edilecek.Emin olabilirsiniz.Kılkuyrukla planın üzerinden defalarca geçtim.Son anda bize ihanet ederse başına gelecekleri bizzat anlattım.Bir sorun çıkmayacaktır Efendim."

"Umarım öyle olur Malfoy, umarım dediğin gibi olur.Eğer bu gece herhangi bir pürüz çıkarsa bunun bütün sorumluluğunu sen üstleneceksin.Başarısızlığından dolayı da bizzat benim tarafımdan cezalandırılacaksın.Bunu sakın aklından çıkarma!"diyerek acımasızca sarışın Ölüm Yiyen'inin gözlerine baktı Karanlık Lord.

Bu bakış Lucius Malfoy'un durduğu yerde korkuyla biraz daha büzüşmesine neden olmaktan başka hiçbir işe yaramamıştı.

Bellatrix defalarca Lucius'u uyarmıştı, öylece o Kılkuyruk denilen fareye güvenmemesi için,yedek bir plan daha hazırlaması için.Eğer bu plan başarısız olursa yaşama ihtimalinin eksilerde olacağını defalarca ona anlatmaya çalışmış ama Lucius Malfoy onu sahip olduğu Malfoy kibriyle ciddiye bile almamıştı,Kılkuyruğun onlara ihanet etmeye cesaret edemeyeceğini yenilemişti tekrar,tekrar.Ama şimdi o özgüveni tavanı aşmış yüce Lucius Malfoy korkuyordu.Gerçi korkmakta haksız da sayılmazdı.Lordu'nun son zamanlarda ne kadar sinirli olduğuna yakından tanıklık edenlerden biriydi Bellatrix.Eğer bu geceki plan başarısız olursa Lucius Malfoy'un bu odadan sağ çıkabilme ihtimali sıfırdı, bunun farkındaydı,Lucius'un da bu gerçeğin farkında olduğunu biliyordu.

Lucius Malfoy ise ilk defa aldığı bir görevden dolayı pişmandı.Belki de Harry Potter'ı ele geçirme planındaki bütün sorumluluğu kendi üzerine almamalıydı.Ama zamanı ve olanları geri almak gibi bir şansı olmadığı için o da diğerleri gibi geceyi bekleyecekti.

Voldemort sabırsızlıkla,Lucius ve Bellatrix korkuyla geceyi bekliyordu.
Gecenin onlara getireceklerinden habersiz bir şekilde.

💫              💫             💫               💫

Peter ise aynı saatlerde Sirius ile Bakanlıkta onun odasındaki koltuklardan birine oturarak arkadaşının hazırlıklarını tamamlamasını bekliyordu.
Sevgili arkadaşı Sirius Black takip edilmediklerinden ve Potterların güvenliğinin tam olduğundan kendince tam anlamıyla emin olmaya çalışıyordu.
Emin olmak içinse odanın içinde bir oraya bir buraya koşturup duruyor ve çeşitli koruyucu büyüler yapıyordu.
Peter Pettrigrew ise arkadaşının bu heyecanlı hallerine karşılık olarak oturduğu kahverengi koltukta ona bıkkın bakışlar atmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Sevgili arkadaşı Sirius Harry'i uzun zamandan sonra tekrar göreceği için aşırı heyecanlıydı.Ve saatlerdir onun bu hallerine tanıklık etmek fazlasıyla can sıkıcıydı Peter için.

Sirius Black vaftiz oğluna oldukça bağlıydı.Onun için canını vermeye dünden hazırdı tıpkı James ve Lily gibi.
Peter'de küçük Harry'i seviyordu elbette,Harry çok sevimli bir bebekti ve en yakın arkadaşlarının çocuğuydu.Ama ona olan sevgisi Peter'in gözlerini kör etmemişti henüz.Gerçekleri arkadaşları gibi görmezden gelemiyor,her şey yolundaymış gibi davranamıyordu genç adam.
Son bir yıldır,kehanet ortaya çıktığından beri,büyücü dünyası tam anlamıyla bir kabusun içindeydi.Kan ve yıkım hiç eksik olmuyor,sokakları insan çığlıkları,evlerden yükselen dumanlar ve asalardan çıkan ölümcül lanetlerin ışıltısı kaplıyordu.
Her yer kan gölüne dönmüş,Büyücü Dünyası'nın dört bir yanında vahşet ve dehşet vuku bulmuştu.
James,Lily ve Sirius bu gerçekleri görmezden gelebilir ya da umursamayabilirdi ama  Peter yapamıyordu.
Neden büyücü dünyası buna katlanmak zorundaydı,neden bu kadar masum kanı dökülmek zorundaydı?
Basit bir kehanet yüzünden, gerçekleşme ihtimali eksilerde olan bir kehanet yüzünden bunlar yaşanmak zorunda mıydı gerçekten?
Neden herkes bu aptalca Harry Potter'ı,son umudumuzu,koruyalım saçmalığı için canını vermeye dünden razıydı.
Longbottomların bebeğide koruma altındaydı ama daha çok dikkatler Harry'nin üzerindeydi çünkü Dumbledore Karanlık Lord'un hedefinin,yöneleceği kişinin Harry Potter olacağını düşünüyordu.

Peter Harry Potter'ın Voldemort'u yenebileceğine ihtimal dahi vermiyordu çevresindeki insanların aksine.Ki aklı başında hiçbir büyücü de buna inanmazdı.Daha bir yaşında olan,altına bez bağlanan,konuşmayı bilmeyen Harry Potter kim dönemin en karanlık büyücüsünü yenmek kimdi?O daha bir bebekti ve büyümesine yıllar vardı,Karanlık Lord ise günden güne daha çok güçlenen ve acımasızlaşan genç bir adamdı.Hikayenin galibi şimdiden belli oluyordu aslında görebilen gözlere.
Neden insanlar sonu belli olan bir savaş için bu kadar çabalıyorlardı?Sonuç belli değil miydi?Harry Potter er ya da geç Voldemort'un eline geçecek ve onun ellerinde can verecekti.Buna engel olmaya hiçkimsenin gücü yetmezdi Dumbledore'un bile.
Ve Peter'in bu sonu belli olan savaşta kurban olmaya hiç niyeti yoktu.Bu akşam Lucius Malfoyla birlikte defalarca üzerinden geçtiği planı uygulayacak,bebeği Lord Voldemort'a teslim edecek ve karanlık tarafın yükselen Ölüm Yiyen'i,Lord Voldemort'un gözdelerinden biri olacaktı.Sonunda istediği güce ve servete sahip olabilecekti böylece.
İnsanlar ona saygıyla bakacak,adını korkuyla anacaktı.Bunun için en yakın arkadaşlarına,ona destek çıkan tek insanlara ihanet edecek olması zerre umrunda değildi.
Peter derin düşüncelerinden ve hayal dünyasından Sirius'un sesiyle çıkmıştı.

"Peter, dostum bütün işlemler tamam. Takip edilmemek için bir sürü zor ve karmaşık koruma büyüsü yaptım ikimize de,sonunda Potterlar'a gidebilir ve küçük yumurcağımı  tekrardan görebilirim.Siri amcası onu çok özledi."

Diyen Sirius, Peter'i şömineye aceleyle çekiştirip üzerine uçuş tozunu dökmüştü.
Bir an sonra Peter Siriusla beraber Jameslar'ın salonun ortasında duruyor, James,Lily ve küçük bebeklerine gülümsüyordu.

Oyun başlıyor,gecenin getireceklerinden habersiz...

Dark Prince/Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin