.1. BÖLÜM
Her zamanki gibi okula gitmek için kargalar bokunu yemeden uyandım. Bir saatlik hazırlanma sürecinden sonra,sonunda otobüs durağına gelebilmiştim.
*Biraz daha geç kalırsa soğuktan kıçım donacak* derken otobüs dibimde bitiverdi. Otobüse bindiğim gibi her zaman oturduğum yerime geçtim.
Otobüs sabahları hep boş olurdu , zaten dolu olunca da benim yerim hep boş olurdu. Çünkü burası benim yerimdi ve hiç kimse benim olan bir şeye göz koyamaz.
Bu koltuk yüzünden çok fazla tartışma yaratmıştım ve sanırım otobüs şoförü artık beni tanıdığından buraya kimsenin oturmasına izin vermiyordu ( ben hariç tabiki)
Otobüsteki sıcaklıktan dolayı mayışmıştım ve hadi ama biraz şekerleme yapmaktan bir zarar gelmezdi değil mi?
45 dakikalık yolculuğun sonunda okula gelmiştim ve içimden bir ses * buradan kaçmak için çok mu geç?* diyordu.Aniden gelen güvenliğin sesiyle irkildim.
- İçeri girmeyi düşünüyor musunuz küçük hanım.
Sadece başımı sallayıp hiç samimi olmayan bir gülümseme ile karşılık verdim. Okula girmemin ardından içimden gelen o sese cevap vermiştim
- EVET ARTIK ÇOK GEÇ
Okul binasının içinde sınıfıma doğru yürürken okulu bana sevdiren tatlı virüslerim çıktı karşıma, virüslerim diyorum çünkü onlar iki kişiler Mira ve Batu
Aslında Batu'nun ismi Batuhan ama biz ona Batu demeyi seviyoruz ve öyle diyoruz.
Beraber sınıfa gitmemizle kendimi sıraya atmam bir oldu. Kendimi sıraya o kadar sert atmıştım ki nasıl bir ses çıktıysa sınıftaki herkes dönüp bana baktı ve onların bakmasıyla Batu'nun konuşması bir oldu
- Kızım oha sabaha kadar kafanda at mı tepişti bu ne yorgunluk?
- sanki benim oturmamla okul sallandı ha ne bu şaşkınlık? ve Batu'nun omzunun üstünden bana bakan mira konuştu
- Hayırdır sümüklü ne bu gerginlik?
- Gergin falan değilim sadece dün biraz fazla yorulmuşum o kadar.
Dün Mira,Batu ve ben eğlenmek için dışarı çıkmaya karar vermiştik ve kendimizi müziğin verdiği gazla dansa kaptırmıştık. ve çok gereksiz bir insan arkadan bağırdı * Yeliz *
Yeliz bu okula geldiğimiz ilk günden itibaren bize bulaşmayı sever. Aslında bize dediğim Mira ve bana.
Batu'ya karışmamasının sebebi ona karşı olan ilgisiydi.Bize yellozluk yaparken Batu'ya oldukça masum ve iyi kız havasını takınıyor yani resmen karaktersiz!
- Dün dağıttınız galiba.Aşk olsun Batu beni neden çağırmadın, bende size katılırdım.
- Dağıtma falan yok kaç kez söyleyeceğim ben içki falan içmiyorum dememin ardından yine konuştu yelloz
- Sen onu benim külahıma anlat canım.Bu iyi kız havalarını da bırak herkes biliyor ne kadar serseri tipli bir kız olduğunu! Aslında biliyor musun sana bir tavsiye vermek istiyorum.
- Hadi ya ver bakalım neymiş? dedi Mira benden önce davranarak
- Söyle arkadaşına biraz bakım falan yapıp kız olduğunu hatırlasın yoksa bu gidişle kimsenin elini tutamadan ölüp gidecek zavallı!
Bu sefer bence önce davranıp cevap veren Batu oldu
- Niye kimsenin elini tutamayacakmış.Hiç kimse olmasa ben tutarım güzelim merak etme.
Uzanıp saçlarımdan öptü Batu cümlesini bitirirken, haliyle Batu'nun benimle ilgilenmesi Yeliz'i rahatsız etmişti ama ben buna hiç aldırış etmeden daha çok Batu'ya sokulup
- İyi ki varsın yakışıklı kahramanım =) dedim ve tabi ki bu Yeliz'i daha çok çıldırttı.
Batu gerçekten çok yakışıklıydı. Yeşil gözleri ve siyah saçlarıyla her kızın ilgisini çekebilirdi .Ve Mira, oda gerçekten çok güzel bir kızdı oda ela gözleri ve kumral saçlarıyla her erkeğin ilgisini çekebilirdi.Ve bana gelince ben görünüş konusunda onlar kadar iddialı değilim , çok güzel bir kız olduğum söylenemez. Ama bende mavi gözlerim ve siyah saçlarımla çokta fena değilim =)
Ben içimden üçümüzün güzel/yakışıklı olup olmadığıyla ilgilenirken yeliz çoktan yanımızdan gitmişti ve çoktan hoca gelmiş ve öğretmen masasına yayılmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzumsun.
Teen Fiction-Kuzey Işığım - Efendim Hera? - yıldızları çok seviyorum ama ihanet ediyorlar. - kime? - gökyüzüne. - nasıl? - gidiyorlar ondan işte. Ya hiç yıldız kalmazsa? - korkma ben varım işte seninim, senin kuzey ışığınım. - Kuzey. - efendim güzelim? - sonsuz...