İstediğim gibi bana bir defter getirmişti. Öyle koyu ve güzel bir lacivertti ki bana hiç gitmediğim Fransa'yı ve hiç görmediğim Fransa gecelerini anımsatmıştı. Boş olduğunu bile bile tüm sayfalarına baktım, bilmiyorum belki bir not falan bulmak istiyordum ama yoktu, bu beni şaşırtmadı. O gün, öncesinden konuştuğumuz gibi öpücük vermedi, beni sevdiğini söylemedi, şarap da içmedik ve sevişmedik de. Hatta ortada pasta da yoktu, defterin hediye paketi de.
O gün önemli bir gün değilmiş, diğer günlerle aynıymış gibi ikimiz de yerimize geçtik; o, karşımdaki koltuğa, ben pencerenin oradakine oturdum. Koltuk, pencereye dönük değildi. Bu yüzden hafif yana dönüyor, bacaklarımı azıcık popomun altına alıyor, koltuğun sırt kısmına dirsekten kırarak koyduğum koluma çenemi yaslıyor ve perdeler kapalıyken sokağı izliyordum. Evde televizyon yoktu, buna ihtiyaç duymamıştık ki televizyon alacak kadar paramız da yoktu. Ev telefonu dışında telefon da bulundurmuyorduk. Az dışarı çıkardık. Dışarıya en çok o çıkardı, çıkmadan da gideceği yeri söylerdi. Ben dışarı sadece alacaklar için çıkardım, sormasa da nereye gideceğimi söylerdim. Bir keresinde canım fazla limonata ve çikolatalı pasta çekmişti, kafenin önünden geçerken görmüştüm, sonra oturup yemeye karar verdim. Ve birazcık da kafa dinlemeye ihtiyacım vardı. Evimizin ve bizim sessizliğimiz çok gürültülüydü, bu yüzden dinlenmek istedim. Eve, alışveriş yapmaya çıkmış bir insanın dönebileceğinden daha geç dönmüştüm o gün ve nerelerde olduğumu bile sormadı, neden geç kaldığımı da.
Bazenleri acaba beni başkasıyla görse ne der diye düşünürüm. Olur ya, herkes sevdiği tarafından kıskanılmak ister, benimki de böyle bir şeydi galiba. Sonra beni kıskanmayacağını, hatta başkasıyla görmeyecek kadar gözleri kapalı baktığını düşünürüm.
"Deftere bir şeyler yazsam, okur musun?" diye sordum, beni üzen düşüncelerden ayrılıp. Arkada güzel bir müzik çalsa hiç fena olmaz, hatta tadından yenmezdi. "Tabii." diye karşılık verdi. Uzatmasını istedim, uzattıkça uzatsın, konuşalım istedim ama öyle yapmadı, defteriyle uğraştı. Evde o defterlerden çok bulunuyordu ve ben sevişirken inlemenin yasak olduğunu düşündüğüm gibi bunun da öyle olduğunu düşünüyordum, onlara dokunmak yasaktı ve sanırım bu yasakları kendime ben koyuyordum. Onun konuştuğu olmadığı gibi yasak koyduğu falan da yoktu.
![](https://img.wattpad.com/cover/190732385-288-k512876.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessizliğimizin gürültüsü
Fanfictionevli bir adamın içindeki gürültüsünün sessizliği.