14|Hoşlanmak ve Rezil Olmak

6K 519 336
                                    

14. Bölüm: "Hoşlanmak ve Rezil Olmak"

Sırtımdaki ağrı, sabah beni uykumdan ayırırken küfür etmemek elde değildi. Salondaki koltukta uyuyakalmıştık ve ne yazık ki her şey ortadaydı.

Mutfak tarafından gelen sesleri duyduğumda sıkıntılı bir nefes verdim ve sabahın ikinci küfürü dudaklarımdan döküldü. Seokjin ve Taehyung muhtemelen eve gelmiş, kahvaltı hazırlıyorlardı ve Jeongguk yanımda ölü gibi uyuyordu. Bir gün daha ne kadar kötü başlayabilirdi, diye düşünmeden edemezken Jeongguk'un yanından sıyrıldım. Gerçekten ölü gibi uyuyordu ve vücudundaki morluklar dün geceki karanlıkta belli olmadığından şimdi gözüme çok daha fazla çarpmıştı.

Canını kim yakmıştı bilmesem de çok sinirlenmiştim bunu yapana, yapanlara. Hoş değildi insanın değer verdiğini birini bu halde görmesi. Kalbimde küçük bir kırık oluşmuştu. Arkasından her ne kadar sövsem de ondan hoşlandığımı inkar edecek kadar zavallı değildim. Açık ve net bir şekilde, ben Jeon Jeongguk'tan deli gibi hoşlanıyordum. Bazı şeyleri kabullenmek için erken olabilirdi ancak bazı şeyler için de geç kalmak istemezdim.

Jeongguk'un üstüne bir şeyler örtüp hızlı adımlarla banyoya girdim ve ağrıyan bedenime lanet ederek olabildiğince çabuk bir şekilde duş aldım. Kendime hızlıca çeki düzen verip mutfağa girdiğimle çıkmam bir oldu.

Seokjin'in çıplak kalçaları mutfak tezgahına yaslı haldeydi ve Taehyung da önünde diz çökmüş bir halde, sevgili arkadaşına vahşi bir şekilde ağız işi yapıyordu. Seokjin, muhtemelen inlemeleri duyulmasın diye bir eli ile ağzını kapatmıştı ve diğer eli ile de Taehyung'un kafasını kendisine bastırıyordu.

Böyle bir şey beklediğimden değildi, sadece panik halde mutfağı terk etmiş ve sırtımı duvara yaslamıştım. Ev halinin, bu kadar gariplik ve bastırılamayan hormonlarla dolu olması beni bir miktar üzerken yeniden mutfağa girdim.

Beni fark ettikleri için birkaç saniyede toparlanmış olmalılardı. Seokjin kemerini bağlamaya çalışıyordu ve Taehyung ise kapıya sırtı dönük halde, ensesini ovuşturuyordu. "Uyandığını duymadık." dedi daha sonra Taehyung. Hala benden tarafa bakmamakta ısrarcıydı. Yutkunarak beceriksiz bir gülümseme sundum ikisine de ve sorun olmadığı ile ilgili birkaç şey geveledim. Ancak o görüntüleri unutabileceğimden emin değildim. Buzdolabının kapağını açıp sanki bir şeylere bakıyormuş gibi eğildim ve konuştum. "Kahvaltı hazırlıyorsunuzdur diye düşünmüştüm." dedim iğneleyici bir tonda. Muhtemelen Taehyung yalnız kaldığımızda beni öldürecekti ancak buna hazırlıklıydım.

"Biz çoktan kahvaltı ettik, okula gitmek için hazırlanıyorduk." diye cevaplanmamın ardından kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ya, haklısın... Cidden iyi hazırlanıyormuşsunuz." iğneleyici sesim yüzünden mutfaktan çıkmaya karar vermişlerdi nihayet. Seokjin'in çıkması ardından Taehyung beni buzdolabından çekti ve buzdolabının kapağını sertçe kapatıp kulağıma fısıldadı. "Evi bir süreliğine boş bırakırsan iyi edersin, Park Jimin. Yoksa seni fena yapacağım." Onu daha fazla sinir edebilmek için sırıttım. "Git ve önce ağzını yıka Taehyung."

Beni göğsümden itip mutfağı terk etmesi bir oldu. Arkasından sadece güldüm ve yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım. Jeongguk'u uyandırmam gerektiğini biliyordum, yoksa bir yerleri tutulacaktı ve bu bir dahaki seks için hiç de eğlenceli anlar yaratmayacaktı.

Ben bunları düşünürken mutfağa girmesi yüzünden sadece dönüp bakabildim ona. Altına iç çamaşırını ve pantolonunu giymesi beni rahatlatırken uykulu bir şekilde mırıldanmıştı ve arkama geçip kolları ile sarmalamıştı beni. "Hmm- Az önce sinirli iki gay evi terk etti ve sert kapı sesi beni uyandırdı. Onlar kimdi?" uykulu olduğundan sesi kısık çıkıyordu ve bu, o kadar hoşuma gitmişti ki tekrar konuşması için susmayı tercih etmiştim. "Hmm... Jimin, neden konuşmuyorsun benimle?" kulağıma fısıldamasıyla kıkırdadım ve hızlı bir şekilde ona döndüm, kalçamı tezgaha yasladım. "Ev arkadaşım ve erkek arkadaşı." dedim gülümserken. Şiş yüzü ve uykulu gözleri ile dudaklarını büzmüş olması beni çileden çıkarmaya yetecek kadar güçlüydü. "Sana grup teklif ederlerse sakın kabul etme."

Yalnızca güldüm ve onu itip tezgahtaki şeylerle ilgilenmeye devam ettim. O ise bunlarla ilgilenmemi istemiyor gibiydi. Sürekli benimle uğraşıyordu. "Jeon Jeongguk," dedim ciddi bir sesle. Aninden benimle uğraşmayı kesti. "Üstünde bir şey yokken çok etkileyici görünüyorsun ama açlıktan ölmek istemiyorum ben. Git ve duş al. Temiz havlular siyah kapaklı dolapta."

*

(Jeongguk)

Namjoon: Gguk?

Umarım müsaitsindir. Konuşmamız gereken bir konu var.

..

Gguk?

Neden mesajlarıma bakmıyorsun?

..

Jeon Jeongguk,

Jung Hoseok seni gerçekten dövdü mü?

..

Telefonuma gelen mesajlara aldırmadan sessize aldım ve karşımda benimle konuşmak isteyen Min Yoongi'ye döndüm. "Evet?" dedim soran gözlerle ona bakarken. "Benimle neden burada görüşmek istedin?"

"Videoya gelen yorumları gördüm. Ayrıca Hoseok'un seni bir güzel benzettiğinden de haberim var, farkında olmamak elde değil." dedi kollarını önünde birleştirdikten sonra. "İnsanlar beni seviyor, beni istiyor ve bizi birlikte görmekten zevk alıyorlar. Diyeceğim o ki Jeon, daha fazla seks yapmalıyız."

Tükürüğüm duyduklarımın etkisiyle boğazıma kaçtığı için öksürük krizine girdim, ya da girmiş gibi yaptım?

"Böyle yapınca komik olmuyorsun." klasik Min Yoongi, soğukkanlılığından ödün vermiyordu. Bu halleri canımı sıkıyordu ve yüzünün ortasına yumruğu geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. "O üniversiteli velet ile nereye kadar gideceksin, bilmiyorum ama kazandığın para günden güne azalmaya başladığında yaslanabileceğin bir kapı olmayacağım. O yüzden ya şimdi kabul et ya da açlıktan geber."

"Hoseok seni de dövmüş." dedim tıpkı onun gibi, olabildiğince soğuk bir ses kullanarak. Dövüldüğünü fark etmem uzun sürmemişti, sol elmacık kemiğinin olduğu yerde morluğa gidecek bir kızarıklık vardı ve bu kızarıklık, Min Yoongi'nin porselen gibi olan cildine fazla aykırıydı.

"Bu konumuz değil," dedi gözlerini kaçırarak. "Hoseok ile aramızda geçenler seni ilgilendirmiyor."

Derin bir nefes aldıktan sonra oturduğum koltukta, iyice arkama yaslandım ve sakin kalabilmek adına birkaç saniye durdum.

"Madem Hoseok seni dövüyor, neden hala onunla birliktesin?"

"Yanlış anlama porno çocuğu ama o beni dövmüyor. Sadece biraz tartıştık ve o da sinirlerine hakim olamadı. Hepsi bu." gözlerini benden kaçırıyor olması, yalan söylediğinin en büyük kanıtı olduğundan dolayı sıkıntılı bir nefes verdim.

"Yoongi, Hoseok'u az çok tanıyorum ve inan bana, pek de iyi alışkanlıkları olan biri değil o. Sokakta büyüdü, onun evi sokak. Ucuz yollu pornolarda pasif rolünü oynuyor olabilirsin ancak bilmelisin ki onun kadar kirli değilsin." (Y/N: Sokakta büyüdü ve onun evi sokak derken Jeongguk'un gönderme yaptığı şey, Hoseok'un bir sokak dansçısı olması. Bahsettiği şey, Hoseok'un evsiz olması değil.)

Yoongi susmayı tercih etti ve yüzüme bakmaktan kaçınmayı sürdürdü.

"O üniversiteli velet ile videolara devam edeceğim."

______________________________

Okuduğunuz için teşekkürler♡

Seegasm | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin