23|Jung Hoseok

4.2K 399 259
                                    

23. Bölüm: "Jung Hoseok"


"Ay, çocuklar! Jimin ile tanışın! Çok şirin bir şey kendisi! Biz de az önce tanıştık." Miran'ın yüksek ve bir o kadar da samimi sesi yüzünden gülmemek için kendimi zorluyordum. "N'aber?" dedi bir anda gelenler arasında en uzun boylu kız. Kısa bir baş selamı ile teker teker gelen herkesi selamladıktan sonra arkama yaslandım ve Miran'ın bizim için söylediği birayı yavaş yavaş içmeye başladım.

Eğlenceli insanlara benziyorlardı ve kesinlikle aklıma kötü düşünceler doluşmamıştı.

Hayatımda şimdiye kadar yığınlarca hata yapmış biri olarak söylüyordum, hata yapmak muhtemelen benim için bir hobi haline gelmişti. Durmadan hayatım ile ilgili saçma kararlar alıyor ve bundan asla vazgeçmiyordum. Çünkü vazgeçemiyordum.

Miran ve arkadaşlarına inanıp onlarla vakit geçirmenin bir hata olmadığını şimdilik söyleyebilirdim ancak daha sonra bir hataya dönüşeceğine yüzde yüz emindim. Çünkü hep öyle olurdu. Jeongguk da bir hata olmuştu, muhtemelen Miran da bir hataya dönüşecekti.

"Genellikle burada takılıyoruz! Yıkılmış binaları seviyoruz." Miran'ın heyecan dolu sesi beni gülümsetirken arkamızdan gelen çocuklara baktım. Aralarında şakalaşıyorlardı ve ellerinde hoparlörler vardı. "Birazdan Hoseok da gelecek. Böylece eğlencemiz başlayabilir." Hoseok adını duymamla birkaç saniyelik bir duraksama yaşamış olmama rağmen yürümeye devam ettim. Başka birinin geleceğinden haberim yoktu.

Ne yazık ki biraz kalabalık olan bir alana çıktığımızda Miran rahat hissetmem için elini omzuma koydu ve gülümsedi. "Sıkıntı etme kendine, buraya eğlenmeye geliyoruz." omzumdaki elini tutup ben de gülümserken arkamızdan birinin gelip sırtıma atlaması ile dengem bozuldu ve az kalsın yere düşüyordum. "Jimin'i rahat bırak Yongsun." dedi Miran sinirle. Ancak sinirlenmiş görüntüsü bile ciddiye alınacak gibi değildi. "Sen ne diye cırlıyorsun be!? Jimin'in dili yok mu, rahatsız ise söyler."

Onlara sorun olmadığı ile ilgili bir şeyler mırıldandıktan sonra kendimi oturaklardan birine bıraktım. Şimdiden kalabalığa karışmak ve insanların diline düşmek istemiyordum. Ayrıca hava, dans etmek için çok sıcaktı ve kendi bedenimi sağlıklı halde sevdiğim için bu güneş altında kendime işkence edemezdim.

Yanıma Yongsun oturduğunda ona bakmamaya çalışsam da baktım istemeden. Bana ne olduğunu sorar gibi bir bakış attığında da, "Neden dans etmiyorsun?" diye sordum. Pekala, aklıma başka bir şey gelmemişti. "Dans edemiyorum. Burada oturup çocukları izlemek çok daha iyi." anladığımı belli edercesine kafamı sallayıp etrafa bakınırken aniden Miran'ın bağırarak koşması ile tüm dikkatim dağıldı.

"Hobi-aaahhh!" Gözlerim, Miran'ın açıkta kalan kalçalarına çok uğramamaya çalışarak sırtına atladığı kişiye ulaştığında aldığım nefes resmen boğazıma kaçtı. Bu durum mümkün müydü ki?

"Yongsun," diyerek oturduğum yerden kalktım yavaş yavaş. "Benim acil bir işim çıktı. Onu halledeceğim. Miran'a söylersin." gözlerimi, Miran ve sırtında olduğu çocuktan alamazken çoktan uzaklaşmak için yer arıyor hale gelmiştim. "İyi de Jimin, burası çok uzak. Kendin dönebilecek misin?" demişti Yongsun. Cevabı bilmiyordum ancak burayı terk etmem gerektiğini biliyordum. "Ben halledece-" "Hobi! Bak bu da Jimin! Onunla geçen gün tanıştık. Gerçekten çok tatlı biri! Sen de onunla tanış!" ancak çok geç kaldığımı, Miran ve Hobi yanımıza gelince anladım. Göz göze geldiğimiz anda, sanki başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi hissettim ve sertçe yutkundum.

"Hey... Jimin, sorun ne?-" Miran'ın sesini bastıran şey yanındakinin sesi oldu. "Oh! Jimin! Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu, Hoseok ben. Adımı söylememiştim sanırım en son görüştüğümüzde." titrek bir nefes verdiğimi gördüğü anda yüzünde pis bir sırıtış belirdi. Bana uzattığı elini hafifçe sıktığımda ise o, benim elimi iyice kavradı ve daha çok sıktı.

Seegasm | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin