Seegasm | Jikook

26|Sensiz Çok İyi

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
İyi okumalar.

26. Bölüm: "Sensiz Çok İyi"

"Jimin... O nasıl?" 

Jeongguk, bir eli ile telefonu kulağında tutuyor diğer eli ile de bitmek üzere olan sigarasını kül tablasına bastırıyordu. 

"Jimin yeni insanlarla takılıyor. Birkaç gün Namjoon'un evinde kaldık. Taehyung'a her şeyi anlattım, Jeongguk. Bunun için üzgünüm. Ama Jimin'in o halini görmeye dayanamıyordu." Seokjin ise telefonun diğer ucunda, mutfakta yemek yapmakla meşguldü ve telefonu kulağı ile omzu arasına sıkıştırmıştı. 

"Sorun değil," dedi Jeongguk boş vermişlikle. Tek dileği Jimin'in mutlu olmasıydı, yokluğunda kendini kötü hissetmemesiydi. "Takıldığı yeni insanlar kim?"

"Bunu duymak isteyeceğin sanmıyorum," dedi Seokjin. Sesi boğuk gelmeye başlamıştı. "Söyler misin, Seokjin? Bunu duymak istiyorum. Onun, ben yok iken neler yaptığını bilmek istiyorum."

"Hoseok ve senin şu eski grubunla takılıyor. Yongsun, Miran falan işte..." Jeongguk, Seokjin'in tarafından kızgın yağ sesleri duyduğunda derin bir nefes aldı. "İyi bari," dedi yeni bir sigara alırken paketten. "En azından Namjoon'un it kopuk heriflerine bulaşmamış. Jimin'e sahip çık. Mümkünse alkol komalarına falan girmesin, zom olunca çok fena olur o. Bir de uyuşturucuya ya da ota falan başlamasın. Sana verdiğim sigaralardan ver ona, illa sigara içecekse. Birazdan Miran'ı da arayacağım." böylece Seokjin ile olan konuşmasını sonlandırdı ve Miran'ın, ezbere bildiği o telefon numarasını yazdı. 

Kızın, telefon numarasını değiştirmemiş olması için kendi kendine yalvarırken çalmaya başlayan telefon ile rahatladı ve stresli bir halde bacağını sallamaya başladı. 

"Merhaba, kiminle görüşüyorum?" 

Jeongguk, tanıdık ses ile gözlerini sıkıca yumdu ve dudaklarını birbirine bastırdı. Gözyaşlarına söz geçirememiş ve tane tane, yumduğu gözlerinden dökülmesine engel olamamıştı. 

"Miran, ben Jeongguk." dedi titreyen sesi ile Jeongguk. 

Bir süre karşı taraftan ses gelmedi. 

"Ne istiyorsun, Jeongguk?" Miran'ın mesafeli sesi, içinde bir şeylerin burkulmasına sebep olurken Jeongguk zar zor konuşmaya devam etti. "Nasılsın? Nasılsınız?"

"Gerçekten nasıl olduğumuzu bilmek mi istiyorsun? Çok iyiyiz, Jeongguk. Sensiz gerçekten çok iyiyiz." Jeongguk hızla, ıslanan yanaklarını silerken boğazındaki yumrunun gitmesini bekledi iki saniye kadar. 

"Bunu duymak... Bunu duymak güzel."

"Ağlıyor musun sen?" Jeongguk gelen bu soruyu es geçti. "Sana söyleyeceğim başka bir şey var." dedi kendini toparlayarak. "Jimin orada mı?"

Bir süre devam eden sessizlik, Jeongguk'un birçok şey fark etmesine sebep oldu. 

"Kimden bahsettiğini bilmiyorum, Jeongguk." dedi Miran en sonunda. 

"Hayır hayır... O kadar iyi biliyorsun ki kimden bahsettiğimi..." Jeongguk'un imalı sesine karşılık olarak bıkkın bir nefes veren Miran telefona fısıldadı. 

"Evet, burada Jimin diye biri var ama ne alaka şimdi?"

"Jimin size benden hiç bahsetmedi anlaşılan..."