Kayra kâğıttaki mükemmel bir yazıyla yazılmış olan metni okumayı bitirdiğinde nefesinin kesildiğini hissetti.
Aniden hayatına girip aniden çıkabilir miydi bu kız?
Hayır.
Buna izin veremezdi.
Onu seven -ve artık onun da sevdiği- bu kızı bırakmaya niyeti yoktu. Onu tanımak istiyordu, kim olduğunu öğrenmek ve bunun keyfini çıkarmak... Kız kendine 'çirkin' dese de umurunda değildi bu. Önemli olan saçlarının veya gözlerinin rengi değil, kişiliğinin rengiydi. Ne kadar uzun olduğu değil, sadakatinin uzunluğuydu ona çekilmesini sağlayan şey.
Ertesi gün okulda bir umut vardı içinde, bulmalıydı 02.02'yi. Tüm sınıfları tek tek dolaştı, şüpheli gördüklerinin yazılarına bakarak karşılaştırdı. Hayır, hiçbiri o değildi...
Spor salonu, resim ve müzik atölyeleri, yemekhane, konferans salonu, bodrumdaki yedek salon/sınıf.. hiçbir yerde yoktu. Son teneffüsü kalmıştı, artık eve gidecekti ve onu bulma umudu gittikçe tükeniyordu. Bakmadığı ise son bir yer kalmıştı: kütüphane.
"Neden daha önce bakmadım ki?" diye hayıflandı kendi kendine. Neredeyse tüm olay orada başlamıştı. Kitabı bulmuş ve okumuş, altı çizili cümleler ve bir notla onu daha da tanımıştı.
Kapıyı usulca açtı, içeri girdi. İçeride birkaç öğrenci vardı ve harıl harıl bir şeyler yazıyorlardı kâğıtlara. İkisi erkek üçü kız, beş kişiydiler.
Kahverengi saçlı, ela gözlü, orta boylu bir kız.. işte oradaydı! Tariflere uyan bir kız vardı. Kalbi gümbür gümbür atmaya başladığı sırada zil çaldı ve erkeklerle iki kız gitti. O kız kalmıştı. Öğretmenler zili çalana kadar bekledi Kayra, dersi kaçırmak önemli değildi o an onun için.
Arkasından yaklaştı sessizce. Kızın yazısına bir göz attı. Dudaklarını birbirine bastırdı. Çizgisiz bir A4 kağıdına siyah mürekkepli kalemle yazan bu kız 'Ah bayım,' şeklinde bir hitap cümlesi yazmıştı en başa. Tekrar kıza baktı gözlerini kağıttan ayırıp. Gözleri dolu doluydu kızın. Kesinlikle oydu.
"Mektupların sahibi sensin. Sen 02.02'sin..." diye mırıldandı bir elini kızın sol omzuna koyarken.Kız endişeyle ayağa kalktı; bu sırada Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, kalem, mavi bir zarf ve kağıt yere düştü. Kızın kulaklığı da çıkmıştı kulağından. Şimdi daha iyi duyuyordu sesi.
"Aldırma deli gönlüm
Giden gitsin
Sen şarkılar söyle içinden boşver," diyordu bir kadın sesi."Sertab Erener," dedi Kayra. "Aldırma Deli Gönlüm. Bunu biliyorum 02.02 ."
Yerdekileri alırken, kız şaşkındı. Sırrın açığa çıkmasına inanamıyordu.
Kayra mektubu aldı ve okumaya başladı.
"Ah bayım,
Size bu veda ne kadar zor bir bilseniz! Ama yapmak zorundayım. Lütfen beni anlayın. Siz bana bağlanmadan bu irtibatımız kopmalı ki çığ gibi büyümesin.
Size bıraktığım ilk şarkı Sertab Erener'in Aldırma Deli Gönlüm'ü. Bunu dinleyin, size teselli olacağını düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mektupların sahibi 02.02
Short Story"sizi seviyorum bayım ama siz de beni sevmeyin, yalvarırım." Stefan Zweig'ın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu isimli eserinden esinlenilmiştir.