❆ 10/2 ❆

3.1K 229 60
                                    


Chanyeol

Önüme koyulan evrakları hızlı bir şekilde imzaladım ve avukatıma döndüm.

"Kızımı alma ihtimalim yüzde kaç ?"

Avukatım sıkıntıyla soludu ve ellerini masanın üstünde birleştirerek hafifçe öksürdü.

"Üzülerek söylüyorum fakat kızınızı alma ihtimaliniz çok yüksek değil. Eski eşinizi terk etmeniz , bir yardımda bulunmamanız ve en önemlisi kızınızın sizi tanımaması kazanma ihtimalimizi azaltıyor."

Sinirle elimi saçlarımdan geçirdim.

"Ne yaparsın bilmem ama bu davayı ben kazanacağım. Anladın mı ? Hoseok'un açığını ara , bir şey yap. Mesela...sevgilisi. Bir sevgilisi var ve evli değiller ama ben evliyim."

"Sizin evli olmanız iyi bir artı fakat eksiler artılardan haylice fazla. Belkide en doğrusu bu davayı açmamanızdır."

❆ ❆ ❆ ❆ ❆

Taehyung

Hoseok gittikten sonra Momo'yu onun için hazırlattığım odaya görürdüm ve sevinçle odada dolanmasını izledim. Oda tam bir prenses odasıydı , Momo için en iyisiydi. Küçük prenses odasını o kadar çok sevmişti ki beni unutmuştu bile.

Momo odasıyla yeterince ilgilendikten sonra pıtı pıtı yanıma gelmiş ve kucağıma almam için sevimlilikler yapmaya başlamıştı. Asla onun sevimliliklerine dayanamıyordum , kim dayanabilirdi ki bu sevimli şeye ? Hemen kucaklamıştım ve aşağı inmiştim.

Aç olup olmadığından emin değildim. Sorduğumda aç olduğunu söylemişti. Hoseok'un verdiği listeyi en az yirmi kez okuduktan sonra Momo'nun yiyebileceği bir şeyler hazırlamaya başlamıştım. Tüm bu süre boyunca Momo tezgahta oturmuş ve arada bana bulaşarak izlemişti. Uslu bir kızdı.

Momo'ya yemek yedirdikten sonra birlikte güzel , hayır sadece Momo için güzel olan bir film izlemiştik. Hadi ama...hangi yetişkin erkek Barbie izlemek isterdi ki ? Şahsen ben istemiyordum. Zaten filmim yarısında minik prenses uyuya kalmıştı. Onu zorlanmadan kucaklamış ve odasına götürerek yatırmıştım. Pijamalarını çoktan giymişti.

Onu yatırdıktan ve düşmemesi için emniyetlerini aldıktan sonra aşağı inmiştim ve hiçbir şekilde nasıl oluştuğunu anlamadığım dağınıklığa bakmıştım. Tanrım...her yer her yerdeydi. Öyle ki bir yemek kaşığını YeonTan'ın oyuncak kutusunda bile bulmuştum.

Yaklaşıl bir saat boyunca evi toparlamakla uğraşmış , ki bitiremedim bile , sonrasında odama geçerek kendimi yatağıma atmıştım. Haberleri son bir kez kontrol etmek için açtığımda kendi haberimi görmem geç olmadı.

Hoseok'un Momo'yu bana bırakışını yakalamışlardı. Bu da olmamasına rağmen bozulmuş olan ilişkimizin tekrardan düzeldiğini göstermişti insanlara. Benim için hava hoştu. Zaten amacım bu değil miydi ? Hoseok'u elde etmek.

Telefonu bir kenara attıktan sonra gözlerimi kapamış ve huzurla uykuma dalmaya başlamıştım. Fakat bir süte sonra ağlama sesleriyle uyanmış , yatağımdan fırlamıştım. Saat gecenin dördü Momo ! Neden uyandın ki ?!

Hızla odasına gittiğimde yatakta bağdaş kurmuş , kafasını eğmiş ağlıyordu. Hızla kucakladım ve sımsıkı sarmaladım. Minik prenses , kabus görmüş. Etrafında kimseyi göremeyince de doğal olarak ağlamaya başlamıştı. O gece onu sakinleştirmek bir saatimi almıştı. En sonunda kendi yanıma yatırmış , onum olduğu tarafa yastıklar dizmiştim. Göğsüme sokulup kafasını gömmüştü , bende sımsıkı sarmalayarak saçlarını okşamıştım. En nihayetinde uyumaya başlayacağım an duvarda ki saatten saatin altıya geldiğini görmüştüm.

Our LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin