-17final-

243 23 6
                                    

Yougjae
Eve girdiğimi fark edince Mark Hyung koşarak yanıma gelmişti. Kocaman açılmış gözlerine aldırış etmeden odama doğru yürüdüm. Arkamdan geldiğini biliyordum odaya girince kendimi yüzüstü yatağa attım. Arkama oturdu ve sırtımı sıvazlamaya başladı.

Mark
"Yine mi rüya gördün?"

Derin bir nefes alıp verdim. Yüzümü tam ona çevirdiğimde sözüne devam etti.

"Youngjae, belki de gerçekten olmayan biridir. Karşına bunca zamandır çıkmadı. Kendini fazla kaptırma. Elbet bir gün bu rüyaların son bulacak."

Youngjae
"Uyumak istiyorum."

Mark
"Youn-"

Youngjae
"Hyung, lütfen."

Odadan çıktığında arkasından gidip kapımı kilitledim. Bütün gece ağlayıp rahatlamak istiyordum sadece ama aklımda hala rüyamdan kalan tek tük anlar vardı.

Masama doğru yönelip elime bir kalem aldım. Masamın üzerinde, rüyalarımdan aklımda kalanları yazdığım küçük bir defterim duruyordu. Onu kendime doğru çekip boş sayfa aramaya başladım. Derin bir nefes aldım titrek bir şekilde tekrar. Onun hakkında aklımda kalanları yazmaya başladım ağlayarak.

Ellerim titriyordu, gerçekten tükenmiştim. Belki unuturum korkusuyla hızla hepsini yazmaya çalıştım. Bir buçuk sayfa tutmuştu yazdıklarım. O kadar şeyden sadece bunlar mı aklımda kalmıştı gerçekten. Buna daha çok ağlamaya başlamıştım. Kafamı masamın üzerine koyup gözlerimi kapattım, hatırlamaya çalıştım ama olmuyordu. Gerçekten uyumaya ihtiyacım vardı. Masamdan kalkıp yatağıma doğru yöneldim.

Jaebum
Sahilde uzun bir süre oturup ruhumu biraz daha rahatlattığımı hissedince oturduğum yerden kalkıp evin yolunu tuttum. Yağmurdan fazlasıyla ıslanmıştım ama umrumda değildi. Elimi boşluğa doğru uzattım. Yanımda onu düşündüm ve elimi tuttuğunu hissettim. Umuyorum ki bu bir gün gerçek olacak. Bana eve kadar eşlik eder misin Youngjae?

(ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ)

Jaebum
Sabah erken saatte uyanıp iş için hazırlanmaya başladım. Dışarı çıktığımda her zamankinden daha da yavaş yürüyordum, aklımı kurcalayan şeyler yüzünden. Kafeye girip çalışan arkadaşıma küçük bir tebessümle selam verdim. Önlüğümü kafamdan geçirip iplerini de belimden birleştirip bağladım. Yorucu bir gün olacaktı ama işe koyulmam gerekiyordu.

Youngjae
Sabahın köründe çalan alarmımın sesiyle uyandım. Bugün okula gitmek istemiyordum ama yapacak başka bir şeyim yoktu. Hazırlandıktan sonra dış kapıya yöneldim. Mark Hyung arkamdan gelip bana sıkıca sarıldı.

Mark
"İstersen bugün okula gitme. Beraber vakit geçirelim."

Youngjae
"Buna o kadar ihtiyacım varki." sarılmamızı sanki mümkünmüş gibi daha da güçleştirdik.

Ayrıldıktan sonra çantamı omzumdan alıp elinde sallayarak yere attı. O ana gülmemek mümkün değildi.

Mark
"Gel şimdi adam akıllı kahvaltımızı yapalım sonra eğlenmelik bir şeyler bulurum ben sana." kafamı sallayarak küçük bir tebessümle onayladım.

(ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ) (ㅇㅅㅇ)

Youngjae
"Hyung oraya gitmeden önce başka bir yere uğrayabilir miyiz?"

Mark
"Tamamdır. Nereye gideceğiz?"

Youngjae
"Cheonggyecheon'un yakınlarında bir kafe var oraya gidebilir miyiz?"

Bana garipseyerek baktı.

Mark
"Ta-tamam gidelim bakalım."

Kafeye yaklaşınca istemsizce gerilmeye başlamıştım. Kalbimin ritmi değişmeye başlamıştı ve ellerim terliyordu.

Mark
"Girmek istediğine emin misin?"

Kafamı salladıktan sonra Mark Hyung kafenin kapısını araladı. İçeri girdiğimde az sayıda insan vardı. Mark Hyung boş bir yere geçip oturdu. Kahve almak için kasa tarafına doğru yöneldim.

_g_
"Buyurun siparişinizi alayım."

Youngjae
"İki filt-"

Hızlıca açılan kapının sesinden ben de dahil herkes ürkmüştü.

Baştan aşağı siyah giyimli bir çocukla bakışıyordum. Hiçbir şey demeden ona doğru yürüyordum. Asla geri adım atmıyordu. Ona iyice yaklaştığımda ikimizin de gözleri dolmuştu. Kolumdan tutup hızla beni içeri soktu. Dışarıdan bizi görebilecekleri bütün pencereleri kapattı. İçeriye kasadaki çocuk girdi.

_g_
"Jaebum, sen n'apıyorsun? Müşterilere bak."

Jaebum
"Şu an hiçbir şey umrumda değil. Beş dakika izin ver lütfen." dedikten sonra geniş büyük kapıyı kapatıp hızla kilitledi. Bana doğru yavaş adımlarla geldi. Arkaya doğru attığı saçlarından birkaçı alnına düşmüştü. Sahi ne oluyordu şu an, iyice manyamıştım. Kafamı yere doğru eğip ağlayarak uykumdan uyanmayı bekledim.

Ellerini çenemin altına koyup kafamı kaldırdı. Gözleri doluydu, gözlerim doluydu. Dudaklarımdaki baskıyla gözlerimi kapattım. Hayır bu rüyamdan farklıydı. Dün ki rüyamda onu hissettiğimi düşünüyordum ama yanılıyormuşum, şu ana kadar. Ellerini belime sardı. Ayrıldıktan sonra kafalarımızı birleştirdi.

Jaebum
"Beni cimcikler misin?" dediğinin karşısında kısık sesle güldüm.

Omzunu hafifçe sıktım. Gerçekten hissettiğinde gözleri kocaman olmuştu. Onu öyle görünce bazı şeyleri yeni idrak etmeye başladığımızı fark ettim.

Hiç tereddüt etmeden sıkıca sarıldı bana ellerimi boynunda birleştirdim. Şu an bir şey düşünecek halimiz yoktu sadece öylece durmak ikimiz için de en iyi olan şeydi.

Jaebum
"Şu an gerçekse ki öyle. Beni bırakma olur mu."

Youngjae
"Daima seninle olacağım."

Jaebum
"Söz mü?"

Youngjae
"Söz."

_______________________

DEF: karanlıkta parlayacağız, tozdan altına dönüşeceğiz.
ARS: ve biz hayali mümkün kılacağız.

.
.
.
.
.
.
.

choiyjb🍏
Bitti işte :)

Belki Welcome belki başka bir ficte görüşmek üzere. Bazen buraya bölüm atabilirim. Haberiniz olsun~ 👶🏻🍼

Seni çok ama çok seviyorum Ahgase.💚

dream it possible ° [2jae] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin